Uyuşturucu kullanımı, çeteleşmeye karşı “Tertemiz Türkiye” projesi

Uyuşturucu bağımlılığının, ülkemizde her geçen gün artan, küçük yaşlardaki çocuklarımıza kadar yayılarak milli güvenlik sorunu haline geldiği belirtiliyor. Resmi verilere göre; 15-64 yaş aralığındaki vatandaşlardan uyuşturucu kullanmak ve bulundurmak suçlarından haklarında yasal işlem yapılanların oranı, 2014 yılında yüz binde 160.5 iken, 2023’te bu oran, yüz binde 413.7 ye yükseldi. Bu oran sayısal olarak 400 bin kişi demek.

2011 de yapılan Genel Nüfusta Tütün, Alkol, Uyuşturucu ve İlaç Kullanım Yaygınlığı (GPS) anket çalışmasında, 15-64 yaş aralığında “hayatında bir kez bile olsa uyuşturucu kullananların” oranı yüzde 2.3 iken, 2018’de bu oran yüzde 3.1 e yükseldi. O günün verilerine göre blu oranın karşılığı 1 milyon 700 bin kişiye tekabül ediyor. 2025 yılında bu sayının 2 milyon kişiyi geçtiği değerlendiriliyor.

SAYILAR ÜRKÜTÜCÜ

Aynı dönemde, uyuşturucu kullananların sayısı ile haklarında yasal işlem yapılanlar arasındaki büyük fark, uyuşturucu ile mücadeledeki yetersizliği ortaya koyuyor. Bunu daha önce Van, Kayseri, Ankara gibi illerde emniyet müdürlüğü görevinde bulunan Mahmut Karaaslan söylüyor. Deneyimli müdür, şimdi Zafer Partisi’nde “Tertemiz Türkiye” projesinde görev aldı ve ürküten bazı gerçekleri SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“2018’de ‘İlk denenen uyuşturucu madde’ sorusuna yüzde 2.3 oranında metamfetamin cevabı veriirken, bu oran 2024’te yüzde 16’ya yükseldi. Bu sayılar, kolluğun ve adliyenin işlem yaptıklarına ilişkin bilgiler. Yakalanamayanlar dikkate alındığında çok kolay ulaşılabilen metamfetamin ile ülkemiz, kimyasal zehir tehdidi yaşamaya başladı. Türkiye, uyuşturucuda hedef ülkeye dönüştü. Anne-babalara ‘Her an bağımlı olabilir’ korkusu yaşatan önemli bir ülke sorunu haline geldi. Mali Eylem Gücü (FATF) ülkemizi ‘Artırılmış izlemeye tabi ülkelerin’ bulunduğu ‘Gri Liste’ye almış, Haziran 2024’te ise listeden çıkarmış durumda.”

ÇETELER, EYLEM SİPARİŞİ VERİYOR

Organize suç çörgütlerinin gelişen teknoloji ile daha kolay ve hızlı koordine edildiğini, eleman bulmakta zorluk çekmediklerini anlatan Karaaslan, sokakların giderek güvensiz hale geldiğine değindi ve açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Teknolojik imkanlar, çetelere bir taraftan hızlı ve güvenli haberleşme ile etkin ama gevşek örgütlenme fırsatı verirken, diğer yandan takip edilmelerini zorlaştırıyor. Öyle ki, çeteler dijital iletişim mecralarında eylem siparişi veriyor, çeteye katılmak isteyenler, yasal yollardan iş arıyormuş gibi, taahhüt ettiği eylemin fiyat tarifesini de ekleyerek ilan verebiliyor. Gettolaşma, çetelerin kolay yuvalanma alanları olarak öne çıktı.

Resmi rakamlara göre, genç işsizliğinin oranı yüzde 25’lere çıktığı ekonomik sıkıntılara, hayat pahalılığının eşlik etmesi, çetelere kolay eleman sağlama imkanı sağlıyor. Artan boşanmalar, aile kurumunun zayıflaması, çok sayıda çocuğun sokağa düşmesine neden oluyor. Bu trajik son, çetelere kolay ve hızlı eleman temin etme fırsatı veriyor.

YABANCI UYRUKLU ÇETELER

Sayıları, 10 milyonun üstüne çıkan düzensiz ve kaçak göçmenlerin ayrı bir eleman kaynağı olduğunu belirten Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Karaaslan, yabancıların da kendi çeteleşmelerinin önünü açtığını, kendi ülkelerindeki husumetlerin hesabının ülkemizde görülür hale geldiğini, uyuşturucu imal ve satışı suçlamalarıyla cezaevlerinde yatan tüm mahkumlar içerisinde yabancıların oranının yüzde 5’e yükseldiğini anlattı. Bu oranın her geçen gün hızla arttığı gözleniyor.”

Vatandaşlık rejiminin kolay vatandaşlık vermesi, birçok ülkenin çete başlarının ülkemize yerleşmelerini, vatandaşlık alarak takipten kurtulmalarını doğurduğunu öne süren Arslan, deneyimlerini şöyle aktardı:

Bu durum o kadar ilerlemiş ki, İstanbul ve bazı sahil şehirlerimiz adeta çeteden geçilemez hale geldi. Bu çeteler, ülkemizde çok rahat faaliyet yürütüyor, zaman zaman çetelerarası savaşı ülkemize taşıyor. Türkiye’de yaşanan bu olay İngiltere’de çekilen bir filmin konusu bile yapıldı.”

CEZASIZLIK ALGISI

Çetelerin, yargılamalarda az ceza almalarının vatandaşta cezasızlık algısı oluşturduğunu, bu durumun vatandaşın çetelerden şikayetçi olmasının önüne geçtiğini anlatan Mahmut Karaaslan şöyle devam etti:

”İnfaz sistemindeki problemler, çetelerin dokunulmaz oldukları izlenimi, son zamanlarda artış gösteren akran zorbalığı çeteleşme boyutuna yükseldi. Ahmet Minguzzi olayı başta olmak üzere onlarcası kamuoyuna yansıyan suça sürüklenen çocukların her geçen gün artmasının altında, yaş küçüklüğü nedeniyle uygulanan ceza indirim rejiminin suistimal edilmesi yatıyor.

ÇETELERE BAŞVURULUYOR

Cezasızlık ve dokunulmazlık algısı, çetelerin kendi hukuklarını oluşturmalarına da yol açıyor. Zaman zaman vatandaşlar, problemlerini çözmek için çetelere başvuruyor. Tüm bunlar, birbirini doğuran sebepler olarak sistemin yozlaşması ve çetelerin artması döngüsünü yaratıyor.

Zafer Partisi, Türk milletinin kanayan üç ağır yarasını tespit etmiş ve bunlarla mücadeleyi, çözüm üretmeyi ve güven ortamını yeniden sağlamayı esas alan TERTEMİZ TÜRKİYE projesini başlattık. Oluşturulan komisyon, Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın talimatlarıyla, ilk faaliyetini ülkemizin dört bir yanından Ankara’da bir araya getirdiği ‘Yılmayan Anneler’ adını verdiği bağımlı annelerini dinleyerek gerçekleştirdik.”

2026 Şubat’ında yapılacak “TERTEMİZ TÜRKİYE” projesi kapsamında yasal, idari, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik tedbirler kamuoyu ile paylaşılacak.

Yazarın Diğer Yazıları