Göç, tüm Avrupa’nın özellikle de Almanya’nın kabusu... Almanya Başbakanı Scholz da bu kabusu hafifletmek için soluğu Türkiye’de aldı. Yandaş medya hemen coşkuyla “Eurofighter’lar geliyor!” haberini yaydı. Bırakın bu ayakları...
Basın toplantısından anlaşıldı ki, asıl mesele savaş uçakları değil, mülteci kriziydi... Avrupa ülkeleri, Ortadoğu’daki savaşın yayılacağının farkında... Savaşın anlamı Avrupa için göç dalgası...
★★★
Başbakanın asıl derdi, “Parası neyse verelim, mülteciler sizde kalsın” demekti.
Erdoğan ise konuşmada eski günleri hatırlatmayı ihmal etmedi; “Merkel’le bu işi güzelce çözüyorduk” dedi... “Tabii ki alalım, ayrıca Lübnan’dan da gelsinler kapımız açık” diye devam etti.
Sanki babasının evi! Ülkede kapı mı kaldı? Orası ayrı...
Büyük ihtimalle pazarlıklar devam edecek ve birkaç milyar Euro karşılığında yine Avrupa’nın göçmen deposu olacağız...
Göçmenler sınır kapılarımızdan rahatça geçiyor.
★★★
Biri Erdoğan’a söylesin, her şey saraydan göründüğü gibi değil! Ülke fakir... Önce kurtarsın kendi vatandaşını, sonra davet etsin elin adamını...
Ülkede ıkına sıkına verilen asgari ücret ne kadar? Günlerce süren görüşmeler, pazarlıklar sonucu 17.002 lira... Sokaktan geçen asgari ücretliyi çevir, cebinden 200 lira çıkarsa iyidir!
Peki bu sırada Meclis nerede? Meclis ne iş yapıyor? Yetkisi var mı bu konuda... Neden seçip yolluyoruz milletin vekillerini koca koca binalara?
Hani çocuk parklarında kum havuzları vardır ya... Oynasınlar orada...
★★★
Bu arada Lübnan, şu anda Türkiye’den sonra dünyada en çok mülteci barındıran ikinci ülke konumunda... Bizim ülke zaten Çarşamba Pazarı’na dönmüş durumda... Buyursunlar onlar da gelsinler. O kadar dedik sistemi değiştirmeyin, Türkiye’yi dinamitlemeyin diye... Beş yıla kalmaz bakalım ne hale gelecek ülke?
Fon açtı, para aktı detaylar saklı
Türkiye’de “fon” kelimesini duyduğun anda hemen düşünmeye başla...
Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na diye başlayıp kredi kartından kesilen 750 lira ile ülkeyi düşmanlara karşı savunacakları iddiası, gördükleri tepki üzerine geri çekildi ama bakın görün daha neler gelecek başımıza...
★★★
İktidara gelirken bütçe dışı tüm fonları kapatıp bütçe disiplinini sağlamayı vaat ederken tam aksine bütçe dışı yeni fonlar kurup kendisine taze kasalar yaratmasını söylüyorum.
Adı “vergi” olmayınca Anayasa Mahkemesi de karışamıyor bu vakaya itiraz durumunda...
Bu fon kurma temiz iş... Vergi gibi topluyorsun, tepki çekmiyorsun. Canın istediği gibi istediğin yere harcıyorsun. Hesabı da kağıt üzerinde tutuyorsun. Âlâ valla...
Geçen yıl alelacele kabul edilen Afet Yeniden İmar Fonu, 21 Mart 2023’te yürürlüğe girdi. Ancak o günden bu yana fonla ilgili hiçbir bilgi paylaşılmadı.
Savunma sanayii destek paketi tepki çekmişti.
★★★
Fonun işleyişini düzenleyen yönetmelik Şubat 2024’te yayınlandı ama üzerinden aylar geçmesine rağmen hâlâ fonun nasıl çalıştığına dair bir bilgi yok.
Kuruluş yasasına göre, fon yurt içi ve yurt dışından finansman sağlayabilecek ve tüm denetimlerden muaf tutuluyor. Yani, fonun parası nereye harcanıyor, hangi projelere aktarılıyor, hiçbir şekilde açıklanmıyor.
★★★
Yasa, fonun bağımsız denetim standartlarına göre üç ayda bir kamuoyuna rapor sunmasını zorunlu kılıyor. Ancak 18 aydır bu fonla ilgili ne bir denetim ne de harcamalar konusunda tek bir açıklama yapılmış değil.
Neden açıklanmaz? “Fon” dedik ya... Bir fon gibi davran bana, herkes bizi öyle bilsin, bugün burada bütün olanlar, saklı, gizli sürüp gitsin tadında...
Ufak bir matematik hatası!
Her yılın bütçesinde daha büyük bir kara deliğe dönüşen yap-işlet-devret projeleri için 2024 bütçesindeki 167 milyar liralık ödenek tutarı 2025 bütçe teklifinde yaklaşık yüzde 40 artırılarak 204.7 milyar TL’ye yükseldi. Ekonomist, “Cebimizden 5 kuruş çıkmayacak, üzerine para alacağız” demiş miydi? Demişti. Bile bile gerçeği söylemeyen birine ne denir Türkçe’de? Dilimin ucunda ama aklıma gelmedi düşününce...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “YİD projelerinden para alacağız” demişti.