Ekrem İmamoğlu hakkındaki 3900 sayfalık iddianameyi okumaya çalıştım, olmadı, atlaya atlaya göz gezdirdim, yine olmadı, sonunda başım döndü ve bıraktım!
Okuduğum bölümlerde ifadelerin dışında net kanıtlar, sağlam belgeler aradım, bulamadım. Belki hukukçular bulur...
Allah, iddianamenin tamamını okuyup değerlendirmek zorunda olan hâkimlere kolaylık versin. Çok zor bir iş!
Dikkatimi çeken ve bende güvensizlik yaratan GİZLİ TANIKLAR’ın ifadeleri...
Neden gizliler? Gizlilik için geçerli bir nedenleri var mı, bilemiyorum.
İddianamede kimine bitki, kimine kuş adları verilmiş:
Gizli tanık: Zeytin.
Gizli tanık: Çınar,
Gizli tanık Mimoza,
Gizli tanık: Martı,
Gizli tanık: Kartal,
Gizli tanık: Şahin, gibi...
“Gizli tanık” denilince bu bende, kaypak, zayıf karakterli, güvenilmez kişi çağrışımı yaratıyor.
★★★
İddianameyi daha ayrıntılı inceleyen görevli arkadaşlardan öğrendim...
Gizli tanık Çınar’ın adı iddianamede 76 kez yer alıyormuş... Diğer gizli tanıkların adları da çeşitli kereler geçiyormuş.
Peki, iddiaları ne?
100 kez “Duyum aldım”
38 kez “Duymuştum”
508 kez “Bildiğim kadarıyla.”
Bu ifadelerden nasıl suç çıkar? Bunlar kanıt sayılabilir mi?
Gizli tankların suçlamalarını “şöyle-böyle” gibi lâflarla değil ortaya koyacakları delillerle, belgelerle güçlendirmeleri şarttır ama bunar görülmüyor.
“Gizli tanık” sözü “Kaypak karakterli, korkak, kuşku yaratan, güvenilmez kişiler” izlenimi yaratıyor.
★★★
Dev iddianamede İmamoğlu dahil 412 kişi suçlanıyor. İstenen ceza 2352 yıla kadar hapis!
CHP yöneticileri “İçi boş iddianame” diyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel “İddianame değil, iftiraname!” diyerek sert tepki gösteriyor.
İşin özeti şu ki:
İddianamede müthiş kanıtlar, toplumda deprem yaratacak dehşet verici belgeler falan pek yok! Genellikle gizli tanıkların “Duymuştum... Öyle düşünüyorum” gibi lâfları var.
Bundan sonrasını hukukçulara bırakmak gerekir diye düşünüyorum.
Sanıyorum bu dava kolay kolay bitmeyecek, yılan hikâyesi gibi uzayarak yıllarca sürecek!
Ta ki, seçime kadar!
Ya seçimden sonra?
Muhtemelen “Yorgan gitti, kavga bitti” olacak!
Özgür Özel’in iyi ki dokunulmazlığı var!
Bir sohbet sırasında arkadaşım “Eğer Özgür Özel milletvekili olmasaydı çoktan Silivri zindanına atılmış olurdu” dedi.
Yanlış bir görüş değil... Gerçekten durum onu gösteriyor. Özgür Özel’in dokunulmazlığının kaldırılması için çabalar var...
İnsanları susturmakla, konuşanları içeri tıkmakla nereye varılır?
Tüm bunlar memlekete daha çok huzursuzluk, daha çok yoksulluk getirir!
“Ülke olarak ne hale geldik?” diye acı acı düşünmeden edemiyorum.
İşçi ve memurların sıkıntılarını gidermiyoruz...
Emeklilere beş-on lira daha fazla veremiyoruz.
Ev sahibi olmak bile artık hayal gibi...
Ülkede her gün kazalar, baskınlar, ölümler oluyor.
Uçaklarımız düşüyor, şehitler veriyoruz.
Tüm bunları konuşup, önleyici çalışmalar yapacağımız yerde hep siyasi kavgalarla, tutuklama ve davalarla meşgulüz...
CHP için kapatma davası açılacağı bile söylenmekte...
Siyasi hesaplaşmalar ülkenin zamanını alıyor, tüm enerjisini tüketiyor, sorunların çözümü başka baharlara kalıyor.
Türkiye olarak maalesef çok tehlikeli bir süreç yaşıyoruz! “Sonu iyi mi olacak, kötü mü?” diye papatya falına mı bakalım?
GÜNÜN SORUSU
Yeryüzünde işlenen suçların anası da babası da yoksulluktur!