Parfüm kokulu koltuk!

Duymaz, görmez ve kalbi de yok, hissetmiyor. Böylesine iyi rol yapıyorlar. Dünyanın en ünlü ödül veren film festivallerini yönetenler görseydi; Altın Palmiye (Cannes), Altın Aslan (Venedik), Altın Ayı (Berlin) ödüllerinin üçünü de bunlara verirdi.

Değme erkek oyuncu.

Seçkin kadın oyuncu.

Böyle rol yapamaz.

★★★

14-15-17 yaşlarında 3’ü çocuk, 31-52-59 yaşlarında 3’ü kadın 6 işçi patlama anında dakikalar içinde yanarak öldüler. 14-15 yaşında iki kız çocuğu içinin yanmış cesetleri birbirine sarılmış olarak bulundu. Ağır yaralı kurtarılan işçi Tuncay Yıldız da, hastanede hayatını yitirdi. Bu fabrikada zaten 15 kişi çalışıyordu. Yarısı can verdi. 15 çalışanın sadece ikisi sigortalıydı, diğerleri sigortasız, kayıtsız çalıştırılıyordu.

★★★

Parfüm fabrikası kentin organize sanayi bölgesinde olmalıydı. Değildi. Kocaeli Dilovası’nda mahalle ortasında ruhsatsız çalışıyordu. Ucuz çocuk ve kadın emeği sömürüsü üzerinden patron zengin etme modeline göre kurulmuştu. Patladı. Alev topu oluştu. İşçilerini diri diri yaktı. Yangının altından “Bilerek ve isteyerek oluşturulmuş ihmaller zinciri ve siyasi bağlantılar” çıktı: Zabıtalar, parfüm fabrikasına denetim için geliyorlardı. Çay içiyor, patronla sohbet ediyor, parfüm, krem hediye alıp gidiyorlardı. Belediye bu bina için yıkım kararı almış fakat yıkmamıştı. Yanan parfüm fabrikasının hemen yanında devletin İŞKUR binası bulunuyordu. Mahalle sakinleri; “Bu parfüm fabrikası kaçak, 14-15 yaşında kaçak çocuk işçi çalıştırılıyor” diye İŞKUR’a (Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı’na bağlı) ve CİMER’e (Cumhurbaşkanlığı’na bağlı) şikayet etmişlerdi.

★★★

Bitişik binadaki İŞKUR ve Cumhurbaşkanlığı’na bağlı CİMER de mahalle sakinlerinin bizzat dilekçe ile yaptığı uyarıları ciddi bir takibe almadı. CİMER, mahalle sakinlerine; “Hangi tedbirler alınmadı? Ne zamandan beri alınmadı? Bu işyerinin tam unvanı nedir? Tam adresi nedir? Çocuk işçilerin yaşı kaç, isimleri baba ve anne adları nedir?” sorularıyla karşılık verdi. Bu tavır, mahalle sakinlerine “Susun, oturun” diye gözdağı vermek değilse neydi?

★★★

Fabrika kaçak binası iki katlıydı. Pencere yoktu. Giriş, çıkış tek kapıdan yapılıyordu. Alkol, ester, eter, aldehit, keton gibi yanıcı kimyasal maddeler kullanarak parfüm üreten bu fabrikada, her an elektrik boşalmasından ya da kontak kaynaklı bir tutuşmadan yangın çıkabilirdi. Fakat acil durum planı yoktu.

★★★

İşçilere yangından sağ kurtulma eğitimi verilmesi gerekirdi. Verilmemişti. Çalışma saatleri uzundu. Sık sık işten atılma yapılıyor. Daha ucuza yeni işçi bulunuyordu. Patron maaşları geciktiriyordu. İşçiler 650 TL ile 800 TL arası günlük yevmiye karşılığı çalıştırılıyordu.

★★★

Bu “Organize kötülüğü” üç-beş memuru görevden uzaklaştırıp kapattılar. Oysa Kocaeli Dilovası gibi bir sanayi merkezinde böylesine bir organize kötülüğün var olmasından birinci derecede Çalışma Bakanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Cumhurbaşkanı’nın sorumlu tutulması gerekirdi. Onlar parfüm kokulu koltuklarında oturuyorlar.

İhmal suçlu sayıldı.

Koltuklar korundu.

Yazarın Diğer Yazıları