Tehlikeyi görmemek için kör olmak lâzım!

Siyasette yarın ne olacak kimse bilemez!

Her şey o kadar hızlı değişiyor ki!.

Dünün “Bebek katili” bugünün “Sayın Öcalan”ı oldu.

Siyasette ondan “Kurucu önder” diye bahsediliyor.

Bu adı ona MHP lideri Devlet Bahçeli verdi.

Oysa aynı Bahçeli daha birkaç yıl öncesine kadar, meydanlarda ip atıp onun idamını istiyordu!

Nedeni pek bilinmiyor ama değişim müthiş!

Ancak... Türkiye’nin her yanından gelen şu soruya da cevap vermek gerekecek:

“Hani şehitlerin kanları yerde kalmayacaktı? Ne oldu?”

★★★

Öcalan’ın siyasi uzantısı DEM Parti’nin İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan “Sayın Öcalan’la en son 3 Kasım tarihinde bir görüşme yaptık. İrade ve kararlılığını ortaya koydu. Belki süreç Sayın Bahçeli’nin çağrısıyla başladı ama İmralı’da ortaya konulan irade, çok büyük bir iradeydi” dedi.

Yani, DEM Partili Buldan, Öcalan ile PKK’lı militanlara af getirmeyi amaçlayan sürecin aslan payını Bahçeli’ye değil, Öcalan’a verdi.

★★★

Dün bu satırların yazıldığı saatte AKP-MHP-DEM’den oluşan bir heyet Öcalan’la görüşmek üzere İmralı hazırlığındaydı...

Sadece 3 parti! Başka parti yok!

Başta CHP olmak üzere komisyondaki bütün partiler, Öcalan’ın ayağına gitmeyi reddettiler.

Tabii ki, doğru yaptılar... Çünkü millet Öcalan’ın affını istemiyor!

PKK göz boyuyor. Silah bırakacağı yok!

Aksine, Suriye’nin kuzeyinde, Amerika’nın verdiği TIR’lar dolusu ağır silahlar ve en modern füzelerle daha da yoğun bir silahlanma süreci içinde...

“PKK kendisini feshetti” diye kimse kendisini aldatmasın!

PKK’nın sadece adı değişti, o kadar! PKK önce “PYD/YPG” oldu, en son “SDG” adında karar kıldı.

SDG, iyice güçlendikten sonra hem Suriye, hem Türkiye için büyük tehdit oluşturacak!

Siyasilerin seçim ve oy kaygısını bir yana bırakıp bunun üzerinde durmaları lâzım!

Yakın gelecekteki tehlikeyi görmemek için kör olmak lâzım!

“Seçimden önce söyleselerdi bunlara oy verir miydiniz?”

Siyasiler yaklaşan tehlikeyi görmüyorlar mı?

Elbette ki görüyorlar ama siyaseten susuyor, ayıp ediyorlar...

Susmayanlar da var tabii ki... Bunlardan biri de Doğru Parti Kurucu Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu... “Acaba seçimden önce ‘Biz Öcalan’a umut hakkı getiren bir açılım sürecini AKP-MHP-DEM Parti olarak birlikte götüreceğiz’ deselerdi vatandaş olarak bunlara oy verir miydiniz?” diye soruyor ve devam ediyor:

“Vermezdiniz değil mi? Elbette ki, vermezdiniz...

2007 yılından beri yazdığımız, söylediğimiz tarihi gerçeklere dayalı uyarılara kulak verilseydi, bugünkü rezillikleri yaşamayacaktık!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapusu olan LOZAN Antlaşması’nı reddeden, 100 yıldır ‘Türklerin Kürtlere soykırım uyguladığı yalanını söyleyen CIA-MOSSAD’ın uşağı olan bir caniyi Türk Devleti’nin muhatabı haline getirecek bir kumpasa âlet olanlar, bu hesabın altından kalkabileceklerini sanıyorlarsa çok aldanıyorlar, çok!

Kimse kimseyi aldatmasın:

Batı desteği ve koruması altında kurulmaya çalışılan Kürt Devleti, açıkça bir SEVR MODELİ’dir!”

“Sevr” ölüm fermanıdır!

Sevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920’de işgalci Batı ülkeleriyle, Osmanlı Devleti arasında imzalanan “Türk ulusunun idam fermanıdır”

Mustafa Kemal Atatürk “Türk milleti için uğursuz bir ölüm kararı olan Sevr Antlaşması bizce yok hükmündedir” demiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu rezil bir anlaşmayı reddetmiştir.

Kurtuluş Savaşı’mızın başlamasında temel sebeplerden biri olan Sevr, savaşın kazanılmasından sonra Lozan Barış Antlaşması ile yürürlükten kaldırılmıştır.

GÜNÜN SÖZÜ

Birlik, başarının ve gücün anahtarıdır ama bizde o yok!

Yazarın Diğer Yazıları