23 Nisan Çarşamba günü gerçekleşen İstanbul depreminin ardından gözler yeniden 10 Eylül 1509 tarihinde gerçekleşen büyük İstanbul depremine çevrildi.

Tarihsel kaynaklara göre depremde İstanbul’da 4 ila 5 bin kişinin hayatını kaybettiği belirtilirken, diğer kaynaklarda bu sayı 13 ila 15 bin arasında gösteriliyor. 

Şehirde 109 cami ve 1047 yapı yıkıldı. Depremin merkez üssü, günümüz araştırmacılarına göre Adalar açıkları veya Gebze civarı olarak tahmin ediliyor. Ayrıca, Bursa ve Edirne gibi bölgelerde de ciddi hasara neden oldu.

Dev Dalgalar ve Tsunami Felaketi

Depremin ardından oluşan ve yüksekliği zaman zaman 6 metreyi bulan tsunami dalgaları, şehir surlarını aşarak Galata’ya kadar ulaştı. Kaynaklar, dalgaların çok sayıda yapıyı yok ettiğini ve evlerin denize sürüklendiğini belirtiyor.

II. Bayezid’in Tepkisi ve Ahşap Evlerin Yükselişi

Osmanlı Padişahı II. Bayezid, deprem sonrası saray bahçesine kurulan çadırda 15 gün boyunca kaldı ve ardından ülkeyi Edirne’den yönetmeye devam etti. Bazı kaynaklarda, padişahın depremden yalnızca birkaç saat önce Topkapı Sarayı’ndaki yatak odasından çıktığı, aksi takdirde hayatını kaybedebileceği ifade edilse de bu bilginin doğruluğu şüphelidir.

Depremden sonra İstanbul’da evler, dayanıklılığı artırmak adına ahşap malzemeden inşa edilmeye başlandı. Ancak 1782’de meydana gelen büyük yangın, bu yapıların ciddi zarar görmesine ve “İstanbul Büyük Yangını” olarak bilinen başka bir felakete neden oldu.

Depremin Büyüklüğü ve Etkileri

Depremin büyüklüğünün bazı kaynaklarda 7.2, bazı kaynaklarda ise 8 olarak tahmin edildiği ifade ediliyor. Mercalli ölçeğine göre sarsıntının yoğunluğu “X (yoğun)” veya “XI (aşırı)” olarak sınıflandırıldı. Deprem, şehirde gıda depoları, fırınlar, değirmenler ve su yollarını tahrip ederek ciddi bir kriz yarattı.