Dünyanın en büyük sıcak çöllerinden biri olan ve arkeolojik kalıntıların bulunduğu Sahra Çölü, henüz yeşilken balığın tutuldupu, geniş ormanlarda avcılığın yapıldığı uçsuz bucaksız çayırlarda hayvanların otlatıldığu bir yerdi. Yeşil Sahra olarak bilinen bu bereketli topraklar, yaklaşık 11.000 ila 5.000 yıl önce zirveye ulaşan Afrika Nemli Dönemi sırasında yaşandı.

Sahralılar bu dönemde, Güneybatı Asya'dan getirilen sığırların yetiştirilerek hayvancılık benimsendi. Fakat, Yeşil Sahra’dan hiçbir genom dizilenmediği için araştırmacılar, hayvancılığın buraya başka yerlerden gelen çiftçi ve çoban göçleriyle mi yoksa sadece kültürel uygulamaların genetik karışım olmadan yayılmasıyla mı girdiğini bilmiyordu.

-GÜNEY TOPLULUKLARINDAN KOPUK YAŞIYORLAR

Araştırmacılar bu soruya yanıt aramak için Libya'daki kaya barınağında bulunan ve doğal yollarla mumyalanmış 2 kadın cesedinin genomlarını diziledi. doğal yollarla mumyalanmış iki kadın cesedinin genomlarını sıraladı. Bu mumyalar, Afrika, Güneybatı Asya ve Avrupa'dan 795 modern ve 117 antik genom ile karşılaştırıldı.  Fakat Takarkori bireylerinde Sahra Altı Afrikalı atalara ait hiçbir iz bulunmadı. Bu durum da güneyde yaşayan topluluklardan tamamen kopuk olduğunu gösterdi.

Bulunan 2 mumyanın Afrika Nemli Dönemi’nden önce Fas’taki Taforalt Mağarası’nda yaşamış 15.000 yıllık avcı-toplayıcılarla yakın genetik bağlar taşıyordu. Takarkori mumyaları gibi, Taforalt soyu da Sahra Altı Afrika topluluklarıyla tamamen ilgisizdi. Tüm bu bulgular, her iki grubun da kıtanın başka bölgelerindeki insanlarla temas etmeyen Kuzey Afrikalı atalardan geldiğini gösteriyor.

Çalışmanın uzun süre izole kalmış bir genetik bir soyun varlığını ortaya koyduğunu söyleyen Çalışma yazarı Nada Salem, "Kuzey Afrika nüfus tarihi hakkındaki önceki varsayımlara meydan okuyor" dedi.

-YEŞİL SAHRA'YI EKOLOJİK BARİYERLER ETKİLEDİ

Bu keşif sonucunda araştırmacılar, Sahra'nın yeşil ekosistemlerle dolu olduğu dönemlerde insan gen akışını sınırlayan ekolojik bariyerlerin tarihin her döneminde önemli bir rol oynadığını söylediler.  Hatta Takarkori genomlarının, Çekya’daki Zlatý kůň bölgesinden bilinen ve Afrika dışındaki en eski Homo sapiens topluluklarından birini temsil ettiği  50.000 yıllık insanlarla karşılaştırdı. Sonucunda ise mumyaların bu soyla Sahra Altı Afrikalılardan daha yakın akraba olduğunu ortaya koydu. 

Araştırmacılar, Zlatý kůň topluluğunun, modern insanların Neandertallerle çiftleştiği ilk grup olabileceğini daha sonra Avrasya'ya yayılırken çok daha geniş çaplı karışımlar yaşandığını iddia etti. Benzer şekilde, Takarkori bireylerinde de Neandertal DNA'sı bulundu ancak bu miktar, modern Afrikalı olmayan insanlardaki miktarın onda biri kadardı.

-10 BİNLERCE YIL BOYUNCA TAMAMEN İZOLE KALMIŞLAR

Elde edilen bu bulgu, Yeşil Sahralıların Afrika’dan çıkan ilk insanlarla akraba olduklarını ancak daha sonra Neandertal DNA'sı oranı artmış topluluklarla temas etmediklerini gösteriyordu. Bu da bu Kuzey Afrika soyunun on binlerce yıl boyunca tamamen izole kaldığı düşüncesini güçlendirdi.

Bundan dolayı,  hayvancılığın bölgeye göçmenlerle değil, muhtemelen eski ticaret ağları aracılığıyla dağıtılan sığırlar yoluyla geldiğini öne sürüyor. Salem, "Bu keşif, pastoralizmin Yeşil Sahra’ya, büyük ölçekli göç yerine kültürel etkileşimle yayıldığını ortaya koyuyor" dedi.