TBMM önündeki Meclis Parkı’nda 19 gündür nöbetlerini sürdüren Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenler, bugünkü nöbetlerini bir saatlik oturma eylemiyle sonlandırdı. Oturma öyleminden önce basın açıklamasını yapan öğretmenler, taleplerini şu sözlerle dile getirdi:

"TABAN MAAŞI HAKKIMIZ"

*Bir sorunlar bataklığına çekilen eğitimin, özel öğretim kurumları alanında çalışan öğretmenler olarak bugün bir kez daha eğitimin kalbi Millî Eğitim Bakanlığı önündeyiz. Eğitim için, öğrencinin geleceği için, öğretmeni için atmayan bir kalp.

*Öğretmeni açlık sınırında ücretlerle yaşamını asgari düzeyde sürdürmeye çalışırken kendisi, denetlemekle sorumlu olduğu kurumları denetlemeyen, alanı patronların sömürüsüne açık hale getiren, öğretmeni bu sömürü alanında yalnızlığa, sahipsizliğe iten bir Millî Eğitim Bakanlığı.

*Özel öğretim kurumlarında çalışan yüz binlerce öğretmen; bu sahipsizlikle kendisini çaresiz hissetmesin, bir meslek dayanışması çatısı altında bir yuvada kendine yer bulabilsin diye Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'nı kurduk.

*İlk günden beri bizden çalınanı geri almak için gecemizi gündüzümüze katarak mücadele ediyoruz. Bizden çalınan; bizi asgari yaşam düzeyinden, açlık sınırında ücretlerle yaşamaktan koruyacak olan taban maaşı hakkımızdır.

*Kimdi bizim bu hakkımızı elimizden alan? O dönemde Millî Eğitim Müsteşarlığı görevinde olan ve bugün Bakanlık makamında milli eğitimi yöneten Sayın Yusuf Tekin. Taban maaş hükmünün yasadan kaldırılması için gerekli hazırlıkları o yaptı ve hüküm, yasadan Meclis kararıyla çıkarıldı.

"EĞİTİM İŞ KOLUNU KURACAĞIZ"

*Kurslarda, kolejlerde, kreşlerde, rehabilitasyon merkezlerinde çalışan yüz binlerce öğretmen; o günden bu yana her gün yoksullaştıkça yoksullaştı ve açlık sınırında yaşama gelip dayandı. Kamuda çalışan dengi meslektaşının bir ayda girdiği ders sayısının üç katı derse giriyor özelde çalışan öğretmen ve kamudaki denginin aldığı ücretin üçte birine mahkum ediliyor.

*Öğretmenlik mesleğini bir ücretli köleliğe ve öğretmenleri ucuz iş gücüne dönüştürmek isteyen Millî Eğitim Bakanlığı'nın eğitim politikası budur.

*Öğretmenler, ucuz iş gücü olamaz. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ayaklar altına alınamaz. Öğretmenin haklarını korumakla sorumlu bir bakanlık; bunun tam tersi yönde politikalarla, personeli olan öğretmeni kurumların sömürü çarkına, rantına kurban edemez.

"EĞİTİM NÖBETİ BAŞLATTIK"

Bir 'Eğitim nöbeti' başlattık. 26 Mayıs'ta Meclis Millî Egemenlik Parkı'ndan başlattığımız bu nöbeti, Türkiye'nin dört bir yanındaki İl Millî Eğitim Müdürlükleri, patron dernekleri ve hak gasplarıyla öğretmenleri mağdur eden kurumların önlerine yaydık. Nöbete başlarken bir söz söyledik: 'Ekmek gelecek ve memleket için eğitim nöbetindeyiz.' Açlık sınırında ücretlerle mesleğimizi sürdürmeye çalışıyoruz.

*Mücadelemiz ekmek için. Atanmayan yüz binlerce meslektaşımız, MEB'de ücretli köleliğe ya da özelde patronların sömürüsüne mahkum. Öğretmenlik mesleği, saygınlığı ile birlikte yok ediliyor, niteliksizleştiriliyor.

*Mücadelemiz, öğrencilerimizin geleceği için. Bu 'Eğitim nöbeti'; öğretmenleri yeniden bir araya getiren, ekmeğine ve geleceğine sahip çıkan emekçileri birleştiren, eğitimi içine sürüklendiği bataklıktan çekip çıkarmak için tutulan bir nöbet.

*Mücadelemiz memleket için. Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri, sendika çatısı altında, taban maaş hakları Öğretmenlik Meslek Kanunu'na girinceye dek nöbet ve eylemlerini kararlılıkla sürdürecek.

*Belirli süreli sözleşmelerin yarattığı büyük güvencesizliği de dayanışmamızla yok edecek, belirsiz süreli sözleşmeleri alacağız. Eğitim iş kolunu kuracağız. Mücadelemiz, karanlıkta görünmeyen geleceğe ışık olacak. Mücadele dersini öğretmenler verecek.