Değerli Okurlar; her gün televizyonlarda ülkenin ekonomik, siyasi gelişmelerini ve Ortadoğu’da yaşananları izledikçe, hepimizin bu bataklığa nasıl girdik, bu bataklıktan nasıl çıkacağımız sorusuna yanıt bulmakta zorlandığımızı düşünüyorum. Hani derler ya “iki arada, bir derede” kaldık diye... Suriye ve çevre devletlerle olan sorunlar, ekonomik açıdan ülkeme büyük zararlar veriyor ve daha ne kadar vereceği de belli değil. Burada hiç hesap edilmeyen  Suriye ve ona komşu ülke ihracatındaki kayıplar, 4.5 milyon Suriyeli!  Harcadığımız 40 milyar dolar, en acısı da verdiğimiz şehitler!..  Allah aşkına, öğrenmek istiyorum, durup dururken bizim Suriye’de ne işimiz vardı?  Kadıköy İskelesi’nde suya  düşen gencin denize atlayıp kadını kurtarıp çıktığında kalabalığa yönelttiği o ilginç soru geldi aklıma  ”beni suya kim itti?”! Bizi iten belli, ABD. Olaylar ilerledikçe daha iyi anlıyoruz ki dünyayı menfaatleri için kana bulayan bu EMPERYALİSTLER için her şey mübah. Pakistan, Afganistan. Libya vs yetmedi şimdi de Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiler. Kendi  menfaatleri dışında, onlar için hiçbir şeyin önemi yok. Acı olan da bu olayların  hep İslam ülkelerinde olması.

Ülkemi yönetenler; bugünlere gelinceye kadar  yapılan yanlışları ve yaşadıklarımızı neden, niçin diye tartışmanın şu an da zamanı olmadığı gibi, ülkeme de yararı yok. Tarih illaki buralara nasıl, hangi yanlışlıklarla geldiğimiz süreci yazacaktır. Bunlar geride kaldı. Şu anda yani  bugün çok önemli. Ülkemin içinde bulunduğu olumsuzluklardan en az zararla nasıl çıkacağımızın yol ve yöntemleri bulunmalıdır. Gün bugün işte, günün adı “BEKA”. Seçim meydanlarında koltuk için beka beka diye sallamaya da benzemez.

Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne Türkiye bu denli sıkıntılı bir dönem yaşamamıştır. Kurtuluş tarihimizi çok  iyi okumak lazım. Ulu Önder Atatürk o tarihlerde her kararı millet meclisinde almıştı. Meclis hep açık kalmıştı. Peki ülkemi yönetenler bugün içinde bulunduğumuz duruma rağmen, parlemento neden hala toplanmıyor ve konular neden orada tartışılmıyor? Sayın Cumhurbaşkanı tüm söylemlerinizde hep  milletim diyorsunuz ya,işte milletin temsilcisi parlamentoyu derhal toplamalısınız. Zira ülkenin “BEKASI” söz konusu. AKP 2002’de iktidara geldiğinde hep “ortak akıl” deniyordu. Bugün tüm milletin ortak aklı seçtiği parlementodur. Bizim toplum olarak anladığımız ortak akıl “MECLİS”’tir. Ülkeyi yönetenler;Gün bugün, Yüce Türk Ulusu bugün tek yürektir. Çünkü ülkem sıkıntılı günlerden geçiyor. Bu ülke hepimizin, gidecek başka yerimiz yok.

Ülkemi yöneteler de bugün neyin ne olduğunu artık bilmekteler. Emperyalist yüzsüzler, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kesin söylemlerini bile artık ciddiye almadıkları gibi, ABD ve Rusya da aralarında  paslaşıyorlar. Sokaktaki yurttaş bile emperyal güçlerin bizi oyaladığını, hatta kandırıldığımızı bile dile getiriyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, tarafsız uzmanların çoğu bu koridorun ABD’nin bir üçkağıdı olduğunu ve çocuk katillerini koruma kalkanı için uğraş verdiğini dile getiriyorlar. Sizin monşer dediğiniz büyük elçilerin tümü de bu kanıdalar. Oyalıyorlar!... Siz çok iyi duygularla o koridora göçmenlerin büyük bölümünün iyi koşullarda yerleştirilmesini düşünüyorsunuz da, onların çoğu gitmez. ”Ekmek elden, su gölden” geçinip gidiyorlar.

ABD’ye müttefik derken içimiz sızlıyor. Zaten ülkeyi yönetenler de artık açık ve net ortaya koyuyorsunuz, teröristlere tırlar dolusu silah ve mühimmat gönderildiğini. Rusya da durumu idare ediyor. Sözde bizimleler ama halen terörist ofisleri Moskova’da açık durumda.

Bakın Ankara toplantısında neler konuşuldu ve karara bağlandı ama satır aralarında bazı mesajlar da iletildi. Bir kere toplantının adı Suriye ve toprak bütünlüğü, peki neden toplantıda Suriye yok. Türkiye, Rusya, İran toplantı yapıyorsunuz, Suriye’nin toprakları için karar alıyorsunuz. Suriye’nin anayasasından bize ne. Bu bir eksiklik değil mi? Suriye bizim için de çok anlamlı olan  bir karar aldı ve PKK, PYD’yi terörist ilan etti. Bu durumda artık Esat‘la el sıkışmalı.
Eğer bu yapılır da, bu alçak katilleri Suriye’nin kuzeyinden beraberce  temizlersek, ABD de artık bölgeyi terk etmek zorunda kalacak, böylece Suriye’nin toprak bütünlüğü de sağlanmış olacak. Bu arada bir konuda gözden kaçmamalı. ABD İran la ilgili yaptırım ve tehditlerle dikkat dağıtarak Fırat’ın doğusunda bizi biraz daha oyalamaya çalışıyor.

Değerli Okurlar; bu emperyaller yıllar önce Orta Doğu’daki sınırlar değişecek diye çeşitli oyunlar oynadılar ve oynamaya da devam ediyorlar. Amaç Fırat’ın doğusunda bir kürt devleti kurarak hem İsrail’i güvende tutmak, hem de hedeflerindeki İran’ı parçalamak. Bunu burada bırakmayacak ve Türkiye için de hesaplar yapacaklar ve yapmaya da devam edecekler.

Sayın Cumhurbaşkanı, bu millet hangi koşullarda Cumhuriyet’i kurdu bugünlere getirdi, biliyorsunuz. Bugün de hepimiz ÜLKEMİZ için varız. Hiç olmazsa bugün iç politikadaki sert ve kırıcı söylemleri bırakıp tüm muhalefet ile bir araya gelip güçlü bir resim verelim. ABD ve ortakları iç politikadaki bu ayrışmayı da görerek daha da cesaretleniyor. “YETTİ ARTIK”. Türkiye deki İncirlik ve tüm ABD üstleri ile ilgili sert mesajlar da verelim. Diliyorum Amerika seyahatiniz bile alışılmış şekilde oyalama taktikleri ile son bulmasın.

Bunların utanmaları da yok. Elalemin ülkesine gelip yerleştiler ve geçmişte terörist dediklerini himayeleri altına alıp donattılar, eğittiler. Peki soruyorum bu katiller ordusu kime karşı oluşturuldu?

Değerli okurlar;

Artık sen ben yok,

TÜRKİYE var!

SON SÖZ: DÖRTNALA GELİP UZAK ASYA’DAN AKDENİZ’E BİR KISRAK BAŞI GİBİ UZANAN BU MEMLEKET BİZİM. NAZIM HİKMET