Olmayan haber.

Yalan haber.

Vurma haberi.

Kollama haberi.

Tetikçi haberi.

İftira atan.

Leke süren.

Masa başı haber.

Şişirme haber.

Gazetecilikte bunları yapanlara tükürür gibi bakılır. Adları ve yazdıkları tükürerek anılır. Gazeteciliğin yüz karasıdırlar. Anadolu Ajansı (AA) Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Kurtuluş Savaşı sırasında “yurda ve dünyaya” olanı biteni haber versin diye kurduğu bir devlet yayın organıdır. AA, her yıl devlet bütçesinden yani halkın vergilerinden toplanan paradan neredeyse bir bakanlık bütçesi kadar para ile desteklenir. Haber yazanlar, analiz yapanlar, foto muhabirleri, servis şefleri... 1000- 1500 gazeteci kadrosuna sahiptir. Başında bir Genel Müdür bulunur. Son Genel Müdür’ün adı Şenol Kazancı’dır.

★★★

Üstünde “Erdoğan yazan şapkayı başına geçirip” fotoğraf çektiren ve “Ben Erdoğan’ın adamıyım...”  diye açıklama yapıp övünen birisidir. İstanbul Belediye seçimleri gecesi oyların dağılımı haberleri verilirken muhalefet ittifakının adayı Ekrem İmamoğlu’nun iktidar ittifakının adayı Binali Yıldırım’ı geçeceği anlaşılınca AA, veri akışını 13 saat durdurdu.

Seçime hile sokmaya kalktı.

AA’yı asparagasa alet etti.

★★★

Benzeri bizim başımıza geldi. Yeni yıla girerken yaşadık. Yalan, olmayan, masa başı, iftira atıcı, leke sürücü, okuru aldatıcı, algı yaratıcı yayın 27 Aralık 2019 günü (yani 8 gün önce) “SÖZCÜ Davası” haberi verilirken de yapıldı. Anadolu Ajansı, bizim davanın kararını hem Türkçe hem İngilizce iki ayrı dilde duyurdu. Türkçe yazdığı haberine “Emin Çölaşan ve Necati Doğru’ya FETÖ’ye yardım suçundan hapis cezası” başlığı koydu. İngilizce yazdığı haberin başlığını ise “7 daily staff to serve jail terms over FETO tıes” koydu.

Haber aynı.

Yazan muhabirler aynı.

Yayınlayan AA aynı.

İçerik farklı.

Hem Türkçe hem İngilizce yazılmış haberin yazarları aynı isimler. Türkçe haberde olmayan yine Muhammed Enes Can ve Başak Akbulut’un yazdığı İngilizce haberle dünyaya servis edilen metinde; “basından 3 gazeteci var. Bunlar tecrübeli gazeteciler. SÖZCÜ’nün sahibi Burak Akbay’ın yurt dışında FETÖ ile bağlantıları olduğunu söylediler. Gizli tanıklık yaptılar” bilgisi yazılmış. Dosyada “gizli tanık var” diye algı yaratılmış.

Olmayan 3 gizli tanık.

Yalan.

Vurma haberi.

Tetikçi haberi.

İftira atma.

Leke sürme.

Dünyayı aldatma

★★★

Bu iftira davada 2.5 yıl (yaklaşık 915 gün) yargılandık. 7 celse oldu. 8 savcı değişti. 3 yargıç hep aynıydı. 7 celsede hiçbir zaman gizili tanıklardan ve onların verdiği ifadelerin bulunduğundan söz edilmedi.

Gizli tanıklar!

Dosyada yoklar.

İddianamelerde yoklar.

Celselerde geçmediler.

Gazetecilikte ve doğru, eksiksiz habercilikte “5N 1K” kuralı vardır.

Ben şimdi soruyorum:

Anadolu Ajansı’nın (AA) asparagasçı müdürü Şenol Kazancı, size  “3 gizli tanık yalanını” kim üfledi?

Nerede üfledi?

Niçin üfledi?

Ne zaman üfledi?

Nasıl üfledi?

★★★

Asparagasçı Müdür!

İngilizce ve Türkçe haberin içerikleri neden farklı? “Dosya’ da 3 gizli tanık var” yalanını habere koymaları için muhabirlere zorlama yapıldığı açık. Avukatımız Celal Ülgen ile konuştum. Seni “yalan yazdırmaktan, iftira atmaktan, tetikçilik yapmaktan, leke sürücülüğe alet olmaktan” mahkemeye vereceğim. Oturduğum evim var, satacağım. Parasıyla profesör avukatlar da tutacağım, seni bilerek ve isteyerek “asparagasçı” haber yazdırmaktan yargılatacağım.

Asparagasçı Müdür!

Gazetecilik şerefli yaşamaktır!