1-MİLLİ Takım’ın bu şampiyona öncesinde oynadığı maçlarda en büyük silahı takım ruhunu sahaya mükemmel yansıtmasıydı. Milliler hep birlikte tam kapasitelerini ortaya koyarak, kazanma arzusunu en üst düzeyde sahaya yansıtarak, bu milli ruhla rakipleri karşısında kazanıyordu. Maalesef Euro 2020’de oynadığımız iki maçta tamamıyla bu özelliğimizin kaybolduğunu görmekteyiz.

2- ÜNLÜ Hintli şair Heraklis’in dediği gibi ‘Akan giden suyla ikinci defa banyo yapılmaz’. Ozan Tufan ve Okay Yokuşlu’nun oynaması da bu sözü doğrulayan bir durum. İtalya maçında bu kadar kötü oynayan, ofansif anlamda hiçbir şey üretmeyen Ozan Tufan ve Okay Yokuşlu’nun Galler karşısında da ilk 11 başlamasını gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Zidane ‘Orta sahayı kaybetmişseniz maçı kaybettiniz demektir’ der. Maalesef iki maçımızda da orta sahamız ne hücumda ne de savunmada vardı. Hem İtalya hem de Galler maçlarında iki oyuncu eksik oynadık.

3- NEYMAR ve Mbappe gibi birçok yıldızın oynadığı Fransa Ligi’nde takımlarını şampiyonluğuna taşıyan Burak Yılmaz ve Yusuf’u birbirinden ayırmak başarısızlığın en büyük nedeniydi. Şenol hocanın orta sahada top tutan, pas yapan, oyunun yönünü çabuk değiştiren, takımı hücuma çıkaran Yusuf’u yedek soyundurmasıyla Ay-yıldızlı takım adeta durdu. Sonuç olarak büyük umutlarla gittiğimiz Euro 2020’den elimiz boş dönüyoruz. Takım ruhunu kaybedersen, bu kadar yanlış oyuncu tercihi yaparsan ve orta sahada varlık gösteremezsen şampiyonaya da erken veda edersin.