Mesela Cengiz’in el koyduğu taş ocağı kurduğu Rize İkizdere’de Kanal İstanbul’un yapılmamasına destek ne? Umurlarında mı? Konu doğa, tabiat olunca sınırı kendi bahçesi ve etrafı mı?
★★★
Yıl 2005... Yer Manisa... AKP’li belediye katı atık arıtma tesisinin Saruhanlı, Develi Köyü’ne kurulmasına karar verdi. Klasik teyzeler, amcalar, dayılar “köyümüze çöp tesisi” kurdurmayız diye yolları kesti. Baklava, böreklerle basına poz verdi.
Haklı direnişleri için parti parti gezip, “bizi kurtarın” diye yardım istediler. İstisnasız her partiyi gezdiler. Bir tek parti hariç kimsenin umurunda olmadı. Türkiye Komünist Partisi (TKP) yanlarında yer aldı.
★★★
Önceleri direnişten burun kıvıranlar olduysa da sonrasında adeta birlik oldular. Parti yöneticilerinin organizasyonuyla hukukçular, ziraat mühendisleri ve çevrecilerle el ele verdi.
Kampanya başlattı. Lobi yaptı. Sonunda idare mahkemesinin kararıyla çöplük projesi durduruldu. Köy sakinleri zaferlerini ilan etti.
★★★
İki yıl sonra 22 Temmuz’da yerel seçimler oldu. Develi Köyü’nü çöplükten kurtaran bu sayede yerinde kalmasını sağlayan TKP de seçimlere girdi.
Tek bir kişi “ya bu insanlar bizim için didişti” diye düşünmedi. Kadirşinas köy halkı süreç boyunca kendilerinin yanında duran destek sağlayan TKP’ye “sıfır” oy verdi.
Çöplük projesini köylerine yapmak isteyen AKP’yi yine 194 oyla birinci parti yaptılar. Bırakın destek vermeyi konuyla ilgilenmeyen MHP, CHP, GP, SP, LDP ve HYP’ye oylar çıktı.
Böyle olur Türkiye’de seçmenin kararı...
★★★
Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği patlama sonrası seçim sonuçlarını hiç anlatmayayım. AKP adayı en yakın rakibine 15 puan fark atıp seçimi kazandı.
Yıllardır yerdeki adama tekme atan Recep Tayyip Erdoğan’ın müşaviri Yusuf Yerkel’i taşa tutarlar. Dönüp bir aynaya baksalar... O tekmeyi Yerkel’in değil aslında kendilerinin attıklarını anlayacaklar.
Devlet mi halk mı kurtaracak esnafı?
Daha on gün önce Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken öyle memnundu ki; “En azından devletin yanımızda olduğunun işareti...” diyerek mutluluğunu belirtmişti.
Hayırdır bu kadar kısa sürede ne oldu ki? Birden; “Esnaf ve sanatkârların iş yerleri bayramdan önce açılsın” dedi... Tepki mi geldi? Yanlarında devlet var ya? Daha ne istiyor ki?
★★★
Dile kolay 1984 yılından beri bu temsilcilik işleriyle uğraşıyor kendisi... Bildiğin demirbaş... Överken iyiydi de devlet artık yanlarında değil mi? Bitti mi iktidar güzellemesi?
Yoksa “bakın ben hakkınızı korudum, istedim ama devlet vermedi” mi? Bıraksın bu işleri diyeceğim ama 35 yıldır bırakamayan, bırakabilir mi şimdi?
Kripto paraların efsanesi: Dogecoin
Dünyada bir kripto para gerçeği var. Anlasanız da anlamasanız da yaşanıyor. Kimi bunun gelecek olduğunu kimi ise yok olacağını savunuyor.
Bitcoin, eterium, ripple ve daha binlercesi... Bunlardan en ilgi çekeni Dogecoin...
★★★
Hiçbir şeye hizmet etmediğini, keyfine çıkardığını ve zevk için piyasaya sürdüğünü bizzat yaratıcısı söylemişti. Hatta “Şaka olsun diye çıkardık para birimini üç saatte tasarladık. Üstelik zamanımızın çoğunu amblemi olan köpek görünüşünün nasıl olacağına ayırmıştık” dedi...
İşte bu şakanın piyasa değeri önceki gün 90 milyar doları geçti. Şu sıralar değerinin üçte birini kaybederek 60 milyar doların altına indi.
★★★
Karşılaştırmak için dünyaca ünlü otomobil markası BMW’yi masaya koyalım. Yaklaşık 135 bin çalışanı onlarca fabrikası yılda 1.5 milyondan fazla araba satışıyla 54 milyar dolar piyasa değerinde...
Olabilir mi amaçsız bir bilgisayar yazılımının 100 yıllık markadan fazla etmesi? Çıkartanın bile değersiz dediği şeye değer biçip piyasa haklıdır mı diyeceğiz?
★★★
Tarihin gördüğü en pis manipülatörlerinden, dünyanın en zenginlerinden Elon Musk’ın gazıyla yaşanan bu artış zaman içerisinde yerini çöküşe bırakacak. Papaz kaçtı gibi birilerinin elinde patlayacak.
Piyasaların fiyatlamalarının bazen akıl ve mantığı zorladığı zamanlar yaşanır. Bu durum hisse senetlerinde, para birimlerinde, gayrimenkullerde sıkça rastlanır. Ancak bu Dogecoin incelenmesi ve ders alınması açısından başlı başına bir vakadır.
