Çocukluğumuzda büyüklerimizden duyardık; ”Ne günlere kaldık” sözünü…

Pek anlam veremezdik. Ama bugün, Türkiye’nin içinde bulunduğu şu günleri yaşadığımızda söylediklerinin bugünle nasıl örtüştüğünü çok iyi anlıyorum. Acı olanda ülkem insanı yoklukla ve yoksullukla boğuşurken, ülkeyi yönetenlerin neyi nasıl yapıp da iktidarda kalırızın hesapları içinde olmalarını içime sindiremiyorum.

Her gün yeni gündemler yaratıp toplumu oyalarken, vatan için yapılan feryat seslerini de duymuyorlar. Duyun artık bu feryatları. Halk çaresiz değil, yarını yaşadığı bu günü bile nasıl geçireceğinin derdine düşmüş. Merak ediyorum, bu feryatlar bu yaşananları sizlere nasıl anlatıyorlar? Birde halkın arasına karışıp gerçeği öğrenseniz, inanıyorum ki o danışmanlara gereğini yaparsınız.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, Suriyeli sığınmacılarla ilgili adeta feryat ediyor…

Sığınmacılarla ilgili tüm olumsuzlukları söylerken, gelecekte nasıl ülkeyi zorluklarla karşı karşıya getireceklerine dikkat çekiyor. Özellikle ülkenin demografik yapısını değiştirdiği vurgusu doğrusu çok ürkütücü. Tüm sığınmacılara harcanan paranın 40-50 milyar dolar olduğu ifadesinin gerçeği yansıtmadığı,100 milyar dolara yaklaştığına vurgu yapıyor. Ümit hocanın bu ifadelerinden yola çıkarak, içinde bulunduğumuz ekonomik yıkıntının temel nedeninin Suriye sorunu ve sığınmacılar olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ise, sığınmacılar konusundaki anlattıkları yürek yakıcı...

HATAY TÜRKİYE’DİR

Suriyeliler’in demografik yapıyı gitgide bozduğunu vurgulayan Lütfü Savaş, “Yayladağı’nda her beş seçmenden biri Suriyeli. Mesela, Yayladağı’nda Suriyeliler’in sandıkları sayılmadan önce BBP kazanmıştı, sayılınca AKP kazandı. Reyhanlı’da daha fazla. Şimdi Reyhanlı’da Suriyeliler’den bir tanesi seçime girsin, yüzde 100 fark atar. Biz, demografik yapımızın bozulmasını istemiyoruz. Öz yurdumuzda çocuklarımızın, torunlarımızın garip olmasını istemiyoruz. Bu milli mesele. Hatay giderse, her taraf gider. Burada hangi renge giderseniz gidin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan iftihar ediyor. Zaten on yıldır misafir ediyoruz, kavga etmiyoruz. Ama Hataylı ses çıkarmıyorsa nezaketindendir. Biz barış istiyoruz” diyor.

Yönetenlere soruyorum? Başkan haksız mı? Başkan, doğum oranları ile ilgili rakamlar verince soruşturma açılıyor. Sizler Ankara’da oturup ahkam keserken, o insan o kenti yönetirken ne çileler çekiyor biliyor musunuz? Doktorlara giderlerse gitsinler, konuşana soruşturma !!

Hatay buz dağının sadece görünen yüzü!

Özellikle güneydoğu kentleri ve diğer şehirlerde, milyonlarca sığınmacı var. Kim bunlar uğurlu mu, uğursuz mu, ajan mı, terörist mi? Bilen yok. Pek medyaya yansımasa da, artık mafya türü illegal olaylara başladılar. Sığınmacıların çoğu kaçak olduğundan, çoğu olaylar da aydınlatılamıyor. Her kentte Getto’lar oluşturuyorlar.

Suriye’deki savaş ve sonucunda milyonlarca insanın ülkemize gelmesi, Sayın Özdağ ve uzmanların anlatımıyla batılı emperyalizmin bir projesi olduğu gerçeği ortadadır. Gelecekte, bunları kullanarak ülkeyi karıştıracaklar. Zaten 40 yılı aşkın süredir bebek katilleri ile uğraşıyoruz. Açıklanan doğum oranlarına bakılırsa 10 yıl sonra kontrolsüz doğumla sayıları üç, dört kat artacak. Gelecekte Türkiye’yi nelerin beklediğini düşünmek bile istemiyorum.

Sayın Erdoğan; bu vatanın her karış toprağı, şehit kanı ile sulanarak bizlere vatan olmuştur.10 yılı aşkın süredir, bu ülke bu insanlara baktı. Artık bakacak durumda değil, insanımız yokluk içinde evine ekmek alamıyor. Sayın Özdağ hocanın iddiasına göre 900 bin sığınmacı da vatandaş olmuş.

Tüm bu olumsuzluklar orta da iken ve gelecekte ülke için, çok büyük sıkıntılara sebep olacak sığınmacılara Sayın Cumhurbaşkanı kollarını açarak 'Bunları göndermeyeceğiz' diyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, halkın bu sığınmacılarla ilgili büyük kaygıları var ve onları artık istemiyorlar. Siz halka rağmen mi “Bunlar kalacak” diyorsunuz. Kimin isteyip, kimin  istemediğini anlamak çok kolay. Çözüm REFERANDUM!!!

Sayın Erdoğan, Siz 1989 da rahmetli Turgut Özal’ın Bulgaristan'dan 300 bin Türk kökenli yurttaşımızı ülkeye kabul ederken mikrofondan kalabalıklara 'Bunların ne işi var, uğurlu mu uğursuz mu?..' gibi buna benzer konuşmalarla, karşı çıktığınızı dün gibi hatırlıyorum. Danışmanlarınıza söylerseniz, bugünlerde sosyal medya da o günkü konuşmanız dolaşıyor. Arşivler unutmuyor. O dönem karşı çıktıklarınız soydaşlarımızdı.

Bugün, sığınmacıların sayısı 10 milyonu geçti. Bu yazdıklarım asla ırkçılık değildir. Ben sizin giderlerse gitsinler dediklerinizin meslektaşı olarak, ırkçılığı reddeden Hipokrat yemini etmiş bir hekimim. Halka kulak verin. Halk bu sığınmacılardan yılgın!

Değerli Okurlar, ülke çok zorlu bir süreçten geçiyor. Bu yönetim yapılacak bir seçimi mutlak kazanmak istiyor. Bu göçmenlerin Türkiye nüfusuna geçirilme nedeninin, seçimlerde oy hesabı olduğunu anlamamak saflıktır. Zaten Meclis’e getirilen yeni seçim yasası da bunun kanıtı.

Değerli Okurlar; İktidar yeni seçim yasa teklifiyle  gündemi değiştirip, millet ittifakı bunlarla uğraşırken baskın bir seçim yapabileceği de unutulmamalıdır. Onlar da görüyor, bu ekonomik çöküntü giderek daha da ağırlaşıyor ve bu koşullarda oyları eriyor.

Sayın Kılıçdaroğlu; 'Sığınmacıları biz göndermeyeceğiz. Koşullar oluşturulacak ve gönüllü olarak gidecekler. Ama sizi kesin göndereceğiz' diyor. Doğru söze ne denir.

SON SÖZ;
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. ANONİM