Önüne gelenin ‘ben ekonomistim’ diyebildiği, her ‘gözü ışıldayana’ hazinenin teslim edildiği bir yerde doğup hayatta kalmaya çalışıyor olmasak, matrak bir ülke Türkiye!

Nereden gelip nerelere savrulduğumuzu görüp 7’den 70’e bizzat yaşıyor, gülemiyoruz maalesef.

Misal, vatanın her köşesi düşman tarafından işgal edilmiş, Yunan askeri Ankara’ya doğru ilerlerken Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kasalarında hepi topu 20 bin 400 lira vardı. Bir alayın acil ihtiyacı olan 250 liralık ödenek işiyle bile bizzat Mustafa Kemal’in ilgilenmesi gereken zamanlardı.

Durum çok fenaydı...

Ama, Kurtuluş Savaşı boyunca tek kuruş karşılıksız para basılmadı!

İstanbul hükümeti ve tahtını korumaya çalışan padişahın, “Ankara’daki isyancılar millete ağır vergiler yükleyecek, ilk iş ağnam resmini (koyun, keçi gibi hayvan vergisi) arttıracaklar” yalanına, bu yalan ve padişahın desteği ile Yozgat’ta ayaklanan Postacı Nazım’a rağmen şu yapıldı...

İbn Haldun’un Mukaddime’de yazdığı, “Kimseden gücünden fazla vergi alma” sözündeki gibi, Kurtuluş Savaşı’nın giderleri adaletli vergi gelirleriyle karşılandı!

Vergide adalet öylesine gözetildi ki, sanayisi olmadığı için vergi sistemi tarıma dayalı olan bu ülkenin yorgun çiftçi kesiminin vergi yükü azaltıldı!

Toplumun genelini ilgilendiren vergiler ‘Başkumandanlık Meydan Savaşı’ gibi kritik haller dışında tercih edilmedi. Daha çok gümrük vergisi, harp kazançları vergisi ve ticaret vergisi gibi vergilere başvuruldu.

Adaletsiz vergiden uzak duruldu!

Cumhuriyet’in ilanından sonra ise milletten alınan borçlar geri ödendi, eskimiş vergiler kaldırıldı, modern, gelir ve harcama vergileri getirildi.

Düşman saldırısı altında bile vergi adaletini düşünenlerden 103 yıl sonra, 2023 Türkiye’sinde durum ne alemde peki?

Ülkeyi 21 yıldır aralıksız, muhalefetsiz, yani çöpsüz üzüm yer gibi yönetenler ortada savaş mavaş yokken, ekonomide ne istedilerse yapmalarına rağmen aniden ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ başlattı.

İlk iş, Kurtuluş Savaşı’nda tek kuruş para basmayan Darphane’yi 7/24 çalıştırıp karşılıksız para bastılar.

Paramızı pul ettiler.

Kefen paramızı bile buharlaştırdılar.

Yandaşlara bol keseden dağıttılar.

Dün yanlış dedikleri ne varsa onu yaptılar!

Fiyatlar aldı başını gitti.

Nası, günahı, haramı bile durumu kurtarmak umuduyla pas geçtiler!

Yetmedi...

Hepimizi enayi yerine koyarak gözümüzün bebeğine baka baka KDV’den ÖTV’ye, kurumlar vergisinden temizlik ürünleri vergisine, tüketici kredisi vergisinden pasaport harcına, bebek bezinden sigaraya akla gelen, gelmeyen her türlü vergiye ve harca adaletsiz zamlar yaptılar.

Önceden aldıkları Motorlu Taşıtlar Vergisi kesmedi mesela, traktörü olan çiftçiler dahil araç sahiplerine bir vergi daha saldılar.

Bu kadarla kalır diyenlere inat, Reuters’a konuşan üst düzey bir yetkili ‘yedik bir halt üstüne de tüy dikeceğiz’ demedi ama şunu dedi: Yeni vergi artışları yolda!

Dünya lideri fırınından vergi beklenirken, sıcak sıcak ekmek çıktı mahalle fırınından...

2002’de iktidara geldiklerinde bir kilosu 1 lira 25 kuruş olan ekmek dün, 240 gramdan 230 grama düştü. 6 liradan 8 liraya zamlandı. Kilosu 32 lira oldu!

Ucuzcu turiste, bedavacı sığınmacıya her şey dahil, memleketin yurttaşlarına ise ‘oh demek’ hariç vergi ve zamlar dahil sistemi yani...

Dünyada bir örneği var mı?

Yok... Çünkü ekonomist dünya lideri sistemi sadece bizde!