Kırmızı cüce yıldızlar, Güneş'in kütlesinin yüzde 10 ila 20'si kadar bir ağırlığa sahip ve oldukça sönükler. M-tipi olarak da bilinen bu yıldızlar, evrendeki en yaygın yıldız türlerinden biri. Bilim insanları, hem yüzey sıcaklıklarının daha düşük olması hem de yaygın bulunmaları nedeniyle bu yıldızların etrafındaki gezegenlerin yaşama elverişli olabileceğini düşünüyordu.

Ancak, Monthly Notices of the Royal Astronomical Society adlı bilimsel dergide yayımlanan yeni bir çalışma, bu gezegenlerin sanılandan çok daha zor koşullara sahip olabileceğini gösteriyor.

Tehlikeli Patlamalar Tespit Edildi

Araştırmacılar, NASA'nın 2013 yılında görevini tamamlayan GALEX uzay teleskobunun topladığı verileri analiz etti. GALEX, 10 yıl boyunca yakın ve uzak ultraviyole (UV) dalga boylarında gözlem yaparak geniş bir veri havuzu oluşturmuştu. Bilim insanları bu verilerden yaklaşık 300 bin yıldızın gözlemlerini inceleyerek, kırmızı cücelerdeki patlamalara odaklandı.

Bilgisayar modellerini kullanan ekip, kırmızı cüce yıldızlarda beklenenden çok daha yüksek seviyelerde uzak ultraviyole (uzak-UV) radyasyon yayan patlamaların meydana geldiğini keşfetti. Bu durum, bu yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin yaşanabilir olma ihtimalini önemli ölçüde azaltıyor.

Yaşam Şartlarını Zorlaştıran UV Patlamaları

Bilim insanları, kırmızı cüce yıldızlardan yayılan ultraviyole radyasyonun, gezegenlerin atmosferlerini aşındırabileceğini ve bu nedenle canlıların ortaya çıkmasını engelleyebileceğini belirtiyor. Araştırmaya göre bu tür patlamalardan yayılan uzak-UV radyasyon, daha önce tahmin edilenden üç kat daha fazla enerji taşıyor olabilir.

Çalışmanın yazarlarından ve Hawaii Üniversitesi Astronomi Enstitüsü'nden Benjamin J. Shappee, bulgular hakkında şöyle konuştu:

"Üç katlık bir fark, yaz aylarında Alaska'nın Anchorage kenti ile sadece 10 dakika içinde güneş yanığına maruz kalınan Honolulu arasındaki UV farkına eşdeğer. Kırmızı cüce yıldızlardaki bu tehlikeli patlamalara neyin neden olduğu henüz bilinmiyor. Daha fazla bilgi edinmek için bu yıldızlardan gelen ışınlarla ilgili daha çok gözlem yapılması gerekiyor."

Bu çalışma, yaşanabilir gezegen arayışında yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor. Araştırmacılar, bu patlamalar hakkında daha fazla veri toplamanın, evrenin başka yerlerinde yaşam bulma olasılığına yönelik önemli ipuçları sunabileceğini düşünüyor.