Gürsel Erol, CHP Tunceli Milletvekilliği yaptı. CHP Elazığ’dan yıllardır milletvekili çıkaramayınca Gürsel Erol gönüllü olarak Elazığ’dan aday oldu. Seçimi kazandı. 2023 seçiminde yine aday gösterildi, yine kazandı. Yanız ilinin sorunlarını değil, ülke geneliyle ilgili sorunları, çözüm önerilerini TBMM’ye taşıyor.
Milletvekilleri TBMM Genel Kurul Salonu’na sığamaz hale geldi ama bunu pek dillendiren olmuyor. Gürsel Erol, milletvekili sayısının azaltılmasını öneriyor. Siyasi Partiler Yasası değiştirilmeden lider sultasına son verilemeyeceğini belirtiyor.
Biz soralım, Gürsel Erol’un cevaplarını öğrenelim.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE AMAÇ
Dünyanın her yerinde bir devlet düzeni var. Önemli olan aynı zamanda sosyal hukuk devleti olması, anayasal güvence içerisinde yurttaşlık haklarının bulunması. AKP’nin gündeminde anayasa değişikliği var. Ülkemizde anayasa değişikliğinden önce ‘Kamu reformu’na ihtiyaç olduğunu anlatan Gürsel Erol, “Türkiye’nin konuşulacak çok konuları, sorunları var ama bana göre anayasa değişikliği öncelikli bir sorun değildir” dedi ve nedenini şöyle açıkladı:
“Türkiye’nin öncelikleri arasında geçim sıkıntısı, işsizlik, sınav sorunları, kamuya alınacak personelle ilgili yalnızca yazılı değil sözlü üzerinden gençlerimizin haklarının mağdur edilmesi, emniyet teşkilatının, güvenlik güçlerinin sosyal hakları, sendikal hakların özgürleştirilmesi, yurttaşlık haklarının özgürleştirilmesi, ülkede yaşayan 85 milyonun ortak yurttaşlık kimliğinin geliştirilmesi, özgürlük alanlarının genişletmesi gibi birçok sorun var..”
MİLLETVEKİLİ 450’YE İNDİRİLSİN
Acil olarak Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi gerektiğini belirten CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Parlamentoya, illerden yalnızca genel başkanların iradesiyle gelen, yalnızca sadakat ve bağlılık üzerine oluşturulan bir milletvekili, parlamento yapısıyla sizin anayasayı tartışmaya açmanız, değiştirmeniz doğru değil. Yurttaşlık haklarını koruyan, özgürlükçü, evrensel bir anayasaya ihtiyaç vardır. Anayasayı değiştirmek yerine önce kamusal reformları, mevcut kanunların uygulanabilirliğini konuşmak lazım. Türkiye’nin bana göre şu anda en önemli ihtiyacı Siyasi Partiler Yasasının değişmesidir.
Lider sultası var mı? Evet, var. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu Siyasi Partiler Yasası’nın değişmesidir. Her akşam televizyon programlarından izleyin, milletvekillerinin maaşı tartışma konusudur. Halbuki milletvekillerinin maaşını tartışmak yerine bugün parlamentoda 600 milletvekili niye var onu tartışmak lazım. Geçmiş dönemde 450’ydi, Turgut Özal döneminde 550 oldu. AK Parti iktidarları dönemde 600 oldu. Genel Kurul’da giriş kapılarının önüne kadar oturma koltukları var, milletvekillerini sığdırmak için. Niye 600 milletvekili? 450 milletvekili bu ülkeye yetmez mi, niye yetmesin? Milletvekili sayısının değiştirilmesi, azaltmaya gidilmesi lazım.”
KENDİ VEKİLİNİ KENDİN SEÇ
Milletvekili tercih sisteminin 1991 yılında uygulandığını hatırlatan Gürsel Erol, bu konuda yapılması gerekeni şöyle anlattı:
“Vatandaş sandık başına gitmeli ve kendi milletvekiline oy vermeli. Yani genel merkezden belirlenen liste ile milletvekili seçilmemeli. Örneğin Seyfi Oktay tercih sistemiyle seçilmiş, SHP-DYP hükümetinin Adalet Bakanı olmuştu. Eğer iradeli bir meclis istiyorsanız gerçekten halka değerli bir siyaset anlayışı istiyorsanız o milletvekilini milletin kendisi seçmelidir. Ama ne yazık ki şu anda böyle bir uygulama yok.
Her seçim döneminde konuşulur ama genel merkezden listeler yapılır, illere gider. O ildeki seçmenler önce oluşturulan listenin mantığını anlayamazlar ama sonra partinin liderine ve partinin kurumsal kimliğini oy verirler.”
BELEDİYELER HİZMET İÇİN BORÇLANMAKTAN KORKMASIN
Belediyelerin borçlarına da değinen Gürsel Erol, “Eğer borçlandığınız projenin geri dönüşümü ve toplumsal karşılığı o yöredeki yerel yönetim anlamında insanların ihtiyaçlarını karşılayan projelere harcanan bir borçlanma ise borçlanacaksınız, borçlanmaktan korkmayacaksınız” dedi, bu konuda şunları söyledi:
TOPLUMA YARARLI HARCAMALAR
“En güzel örneği Ankara’da Murat Karayalçın’ın belediye başkanlığı dönemidir. O zaman uluslararası fonları kimse bilmezken Ankara’da metronun başlaması ile birlikte kaynak yaratılmasıyla ilgili çok ucuz kredi bulup Ankara’ya güzel hizmetler etti. Doğru yatırım yapmak lazım. Borçlanarak konserler, yemekler, sosyal kültürel etkinlikler düzenliyorsan bu doğru değil. Makam odasını döşüyorsa, makam arabası alıyorsan, bu doğru değil. İnsan öncelikli, çevre duyarlılığı olan, toplumsal, insanların yaşam alanlarını rahatlığını sağlayacak, günlük hayat akışını daha da rahatlatacak, metro gibi otobüs alımları gibi ulaşım sorunların çözülmesi gibi çevre düzenlemesi ile ilgili, geri dönüşüm ile ilgili borçlanman gerekiyorsa borçlanmaktan korkmayacaksın.