Sidney’de büyüyen yazar, sabahın erken saatlerinde yapılan aktivitelerin yaygın olduğu bir kültürden etkilenmiş. Ancak, gece geç saatlere kadar uyanık kalma alışkanlığıyla mücadele ettiğini kabul ediyor. Çocukluk yıllarından itibaren gece geç saatlerde televizyon izleme ve üniversitede uykusuz geceler geçirme alışkanlığı, onun için zorlayıcı bir durum haline gelmiş.

Bu deneye başlamadan önce uyku uzmanı Dr. Moira Junge ile konuşarak, genetik olarak "gece kuşu" olduğunu öğrendi. Junge, uyku düzeninin tıpkı göz ve saç rengi gibi genetik olduğunu ve bireylerin kronotiplerine uygun bir uyku düzeni oluşturmasının önemli olduğunu belirtiyor. "Kendi kronotipinizi kabul edin ve uyku alışkanlıklarınızı buna göre düzenleyin," diyor Junge.

İlk Haftalar:

Yazar, ilk hafta boyunca 23.00’den önce yatmaya çalıştı ve doğal ışıkla uyanmak için perdelerini açık bıraktı. Ancak, gün içinde halsiz hissetmek ve gece saatlerinde tekrar enerjik olmak gibi zorluklarla karşılaştı. Junge’nin önerisiyle, 30 dakikadan uzun olmayan stratejik şekerlemeler yapmaya başladı ve bu yöntemle ikinci haftasında daha enerjik hissetti.

Orta Dönem:

Üçüncü haftada, uykusuz kalma kaygısını azaltarak vücudunun sinyallerine daha fazla dikkat etmeye başladı. Yatmadan önce okuma veya rahatlatıcı aktivitelerle daha doğal bir uyku düzeni oluşturdu. Dördüncü hafta ise zihninin gece geç saatlerde hâlâ aktif olduğu zamanlar için yazı yazma ve farkındalık egzersizleri gibi teknikleri denedi.

Sonuçlar:

Altıncı haftaya gelindiğinde, uyku alışkanlıkları daha tutarlı hale geldi. Junge’nin “Mavi ışık kaygısı abartılıyor” yorumuyla teknolojiyi uykuya yakın saatlerde rahatlatıcı bir şekilde kullanmaktan çekinmedi. Örneğin, gece kardeşiyle telefonda konuşarak gevşedi.

Son Hafta ve Değişim:

Deneyin sonunda, yazar ilk kez hayatında düzenli bir uyku rutini oluşturmayı başardığını belirtiyor. Kaygı ve suçluluk duygularını bir kenara bırakarak, vücudunun doğal uyku sinyallerine kulak vermeyi öğrendi. "İyi uyku, iyi uykuyu getirir," diyen Junge’nin bu tavsiyesi, sürecin temel prensibi haline geldi.