Gazetemiz yazarı ağabeyimiz Emin Çölaşan, 26 Aralık’tan bu yana ikinci kez gazetemize geldi. Yürüteciyle odasına doğru ilerlerken, “Sana bir gösterim var” dedi. Yürüteci bırakıp küçük adımlarla yavaş yavaş yürümeye başladı. Yürürken, “Tay tay yürüyorum” diye espri yaptı. Hemşiresi, Emin abinin adımlarından emin olmasına rağmen, ne olur ne olmaz düşerse diye hemen yakalayacakmış pozisyonda yanındaydı.
Emin abi, iyileşmek, bir an önce okuyucularıyla buluşmak için çok çaba gösteriyor. Evde hemşire gözetiminde yaptığı hareketler yetmiyor, haftanın üç günü Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gidiyor. Doktor ve diğer görevlilerin çabası Emin abinin kaslarını güçlendirmek, ayağa kaldırmak, rahat yürümesini sağlamak ve de acılarını dindirmek üzerine. Sağ olsunlar, var olsunlar.
Gazetede Emin beyi bekleyen okuyucu mesajlarını arkadaşımız Dilek Karaarslan hazırlamıştı. Emin abinin kapıdan girişini gören Döne Hanım kahvesini yapmaya başlamıştı bile. Durmuş, önden koşup odanın serinliğini dikkate alıp ısıtıcıyı yakıyordu. Ben de, “Emin abiye bu hafta ne sorulur?” diye düşünüyordum.
İtibardan tasarruf numarası
Yine dikkat ediniz ‘İtibardan tasarruf olmaz’ numarasıyla kullandıkları araçların tamamına yakını son model ithal malı lüks araçlardır. Hemen hiçbirinin üzerinde ‘Resmi Hizmete Mahsustur’ yazısı yok. Ayrıca resmi araç plakası da kullanılmıyor. Tamamen keyfi olarak kişilerin veya çocuklarının şahsi işlerinde kullanılmak üzere bulunuyor. Ellerinde ve emirlerinde 13 adet görkemli uçak vardır. Bunlardan tasarruf etmek iktidarın işine gelmez. Batı ülkelerinin hemen hiçbirinde bizdeki uçak ve araç saltanatı kadar büyüğü yok.
YOLSUZLUKLARIN ÜZERİNDE DURAN YOK
Bütün bunlara ek olarak istisnasız irili-ufaklı her yatırımda ve her alımda karşımıza çıkan yolsuzluklar var. İsraf ve şatafatla süslenen bu yolsuzlukların üzerinde duracak hiçbir makam yok. Çünkü her konuda örnek gösterdikleri Recep Tayyip Erdoğan’ın sarayları durdukça bu işin üzerine ciddi olarak gidilmesi asla söz konusu değildir. Özellikle iktidar belediyeleri Devletteki bu lüks ve şatafatı gördükçe işi daha beter azıttılar, onlarda kendilerine saraycıklar yaptırdılar, otomobillerin en lüksünü aldılar.
Sonuç olarak bunlar bu kafayla gittiği sürece Türkiye’de yolsuzluk ve israfın yüzde biri bile yok edilemez. Göstermelik tasarruf tedbirlerinin iç yüzü özet olarak budur.”
GÜNDEM TASARRUF AMA
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf önlemlerini açıklamıştı. Emin abinin her dönem üzerinde önemle durduğu konu savurganlıktı. Evet konumuz bu. Ben sordum, Emin Çölaşan’ın cevapları şöyle oldu:
“Bakan tasarruf tedbirlerini açıkladı ama açıkladıkları sözüm ona kurallar hikayedir, tamamı palavradır, göstermeliktir. Üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan biri ‘İhale Kanunu’dur. Kamu ihalelerinin nasıl ve hangi esaslara göre yapılacağını belirleyen en önemli kanunlardan biridir. Fakat gelin görün ki yıllar önce yine IMF’nin baskısıyla çıkarılan bu kanun, AKP iktidarı tarafından tam 86 kez değiştirilmiş ve üzerinde acımasızca yapılan bir sürü değişiklik yürürlüğe konulmuş, yapılan değişikliklerle bu süreçte adamına göre muamele yapılmıştır.
HER TÜRLÜ CAMBAZLIK
Yürürlükteki kanunda döndürülen en büyük dümenlerden biri pazarlık esasıdır. Kanunun maddelerinden kaçmak için her türlü cambazlık sergilenmiş ve bırakın tasarruf etmeyi bir yana, alabildiğine savurganlık yaşanmıştır. Bu süreç halen devam etmektedir. Bu söylediklerime ‘Davetiye usulü ihale’ dümenlerini de mutlaka eklemek gerekmektedir.
İktidarın elindeki bütün güç ‘Acil ve acele alım’ palavrasından kaynaklanmaktadır. O kanunu, AKP iktidarı IMF’nin zoruyla çıkarmıştı. Şimdi yine IMF’nin baskısıyla tasarruf önlemleri gündeme getirilmektedir. Bizim kamuoyu, İhale Kanunu’ndaki bu oyunları şu son olaylarda ne yazık ki gündeme getirmedi. Oysa tasarruf denilince ilk akla gelen husus bu İhale Kanunu olmalıydı.
FATURA ONLARA ÇIKARILDI
Yeni araç alımı, memurların ulaşım servisleri gibi hususlar bu işin en arka planında yer alır. Biz ise oyunun merkezini bir yana bırakıp daha önemsiz konularla birbirimizi kandırmaya kalkışmaktayız. Durum bundan ibarettir. Sonuçta bu işin faturası tasarruf palavrası adı altında memura, işçiye, emekliye yansıyacak ve bütün savurganlıklar kısa sürede unutturulacaktır.
Burada dikkate alınması gereken önemli hususlardan birisi de iktidarın lüks ve şatafata olan düşkünlüğüdür. Bütün resmi toplantılar, dikkat ediniz beş yıldızlı otellerin salonlarında yemekli yapılıyor. Bu yolla kendi adamlarını zengin ediyorlar. Madem bundan böyle toplantılar kamuya ait salonlarda yapılacaksa, şimdiye kadar niçin yapmadınız? Elinizi tutan mı vardı?