AKP kaynaklarından alınan bilgilere göre; Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirilen 31'inci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda partinin olağan kongre sürecinin ekim ayında başlayacağı öğrenildi.
Sürecin önce yerelden başlayacağı, genel kongre ile sonlanacağı belirlendi. Genel kongrenin tarihi ise henüz açıklanmadı. Ayrıca, haziran-ekim arasında parti teşkilatlarınca 'Türkiye Buluşmaları' ve 'İstişare Toplantıları' düzenleneceği öğrenildi.
"KAMPTA BİRİNCİ GÜNDEMİMİZ GAZZE'DEKİ KATLİAM SİYASETİ"
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, '31’inci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı' devam ederken gazetecilere açıklama yaptı. Çelik, Kızılcahamam'da geniş bir istişarenin 31'incisini gerçekleştirdiklerini kaydederek, "Bu seferki temamız; 'Türkiye'nin Ortak Aklı' çerçevesinde gerçekleşiyor. Birinci konumuz Gazze'de gerçekleşen bu katliamlar konusundaki değerlendirmelerimizi ve Türkiye'nin duruşu konusunda Cumhurbaşkanımızın açış konuşmasında belirttiği çerçevedeki siyasetimizin bundan sonra da sürdürüleceğidir. Bu vesileyle genel merkez çalışmalarıyla ilgili bir özel oturum yapıldı" dedi.
Çelik, yarın sabah adalet, güvenlik ve dış politika oturumu ile başlayacaklarını belirterek, "Adalet, iç güvenlik ve dış politikada bakanlarımızın sunumları olacak. Daha sonra yine bir istişare kampı geleneği olarak Cumhurbaşkanımız başkanlığında bütün heyetimizin katılımıyla soru- cevap şeklinde bir istişare toplantısı gerçekleştiriyoruz. Hatta AK Parti'nin mekanizmaları açısından da katılımcılar açısından ve süre açısından en kapsamlı mekanizmaların başında geldiğini ifade etmek isterim. Arkasından küçük bir ara vereceğiz ve daha sonra da yine geleneğimizde olduğu gibi Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın bütün bu kamp sürecindeki tartışmaları da içeren değerlendirmesi ve diğer politik alanlarla ilgili mesajları temelinde kapanış konuşmasıyla birlikte kampımızı tamamlayacağız" diye konuştu.
"FİLİSTİN'İN TANINMASINDA CİDDİ İLERLEME KAYDEDİLİYOR"
Bütün bu politik süreci takip ederken, birinci gündemlerinin Gazze'deki bu katliam siyaseti olduğunu ifade eden Çelik, "Biliyorsunuz 1995 Srebrenitsa katliamı ile ilgili 11 Temmuz'un bir anma günü olarak gerçekleşmesi konusunda bir karar aldı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. Bu son derece kıymetlidir. Ve bu günlerde de bunun daha büyük bir anlamı vardır. Miloseviçlerin sembol olduğu o katliam siyaseti cezalandırıldı. Ve çok geç de olsa 1995 Srebrenitsa katliamındaki kurbanların anılarının taze tutulması, onların iade edilmesi için bu karar alınmış oldu. 'Bu kadar geç kalınmasın Gazze konusunda ve bunun daha fazlasına müsaade edilmesin.' Bütün dileğimiz odur. Bugün Miloseviçlerin yaptığının kat ve kat fazlasını Netanyahu gerçekleştirmektedir. O sebeple dünyanın buna 'dur' demesinin zamanı gelmiştir" dedi.
"TASARRUF VE SİYASET MEMLEKET İÇİN YAPILIYOR"
"Kampta bir tasarruf tedbiri gerçekleşiyor mu?" sorusuna, Çelik, "Tasarruf tedbirleri her alanda geçerli. Bu kamp geleneksel olarak bir istişare kampı olduğu için gerçekleşiyor; ama tabii bunu minimum düzeyde bu bahsettiğiniz tedbirlere uyarak minimum düzeydeki bir şeyle, imkanla gerçekleştirmiş oluyoruz. Ama tabii siyaset memleketin meselelerinin konuşulması meselesidir. Tasarruf da memleket için yapılıyor. Siyaset de onun için bu çerçevede gerçekleşiyor" yanıtını verdi.