Almanya, ülkeye kaçak giren ya da yasal yollarla gelip iltica talep edenlere "nakit ödeme ya da hesabına para yatırma" uygulamasını bugün durdurdu.
16 eyaletten 14’ü anlaşmaya vardı. Buna göre, iltica talepleri kabul edilmeyen ya da kabul edilme ihtimali görülmeyenlere para ödenmeyecek. İlticaları kabul edilen Suriyeli ve Afganların yardımları ise 100’er Euro artırılıyor.
TÜRKLER DOĞRUDAN ETKİLENİYOR
Kişi başı aylık yaklaşık 470 Euro alan Türkler, ilticası en az kabul edilen grup olduğu için doğrudan bundan etkilenecek.
Ülkeye kaçak giren Türklerin sadece yüzde 13’üne iltica hakkı tanınıyor.
Bu durumda, son birkaç yılda Almanya’ya gelen 150 bini aşkın Türk’ten yaklaşık 120 bini önce parasız kalacak, ardından sınır dışı edilecek. İlk aşamada 120 bin Türk’e yapılan yaklaşık 57 milyon Euro’nun önce bir kısmı, sonra tamamı kesilecek.
İltica işlemleri sürenlere, ilticası kabul edilene ya da iltica işlemi tamamen reddedilene kadar nakit yerine "harcama kartı" verilecek. Şu anda birçok eyalette bu işlem fiilen başladı.
HARCAMA KARTININ AMACI NE?
İlticacıya sadece 100 Euro veriliyor ve geri kalan da, kartla kullanması şartıyla hesaba yükleniyor. Bu hesaptan sadece Almanya içinde alışveriş yapılabiliyor. Para çekilemiyor ve Türkiye’ye havale gönderilemiyor.
Bir mal alınıp iade edildiğinde, parası yine bu karta yükleniyor. Uygulama birliğinin tam anlamıyla ancak yıl sonuna doğru sağlanabileceği belirtiliyor.
Eyaletler bu konuda anlaşırken asıl amaç, sadece ülkenin ekonomik refahından pay almak için gelenleri ayırmak ve geri göndermek. Suriyeli ve Afganlara iltica hakkı tanınırken, Türklerin çoğuna tanınmıyor ve kendisini Kürt kökenli olarak tanıtanlar da, çoğunlukla iltica hakkı alamıyor.
FETÖ KÖTÜYE KULLANDI
Çeşitli FETÖ elemanları ya da yandaşlarının da kaçak olarak Almanya’ya geldiği, iltica hakkı aldığı ve para bağlattıktan sonra kayıplara karıştığı belirlendi.
FETÖ’cülerle birlikte PKK yandaşları da, Alman İltica Yasası’nı kötüye kullanıyor. Birçok kişinin PKK tarafından kaçak yollarla Almanya’ya getirildiği, bunlara para bağlandığı, birçoğunun da sahte kimliklerle oturum, hatta vatandaşlık aldıkları belirtiliyor.
Ancak Almanya’da bu şekilde kaçağı ya da sahtekarlığı yoğun şekilde takip edebilecek bir kurum da bulunmuyor.