Taklit etmenin psikolojik süreci, hayatın erken dönemlerinde başlar. Özellikle aynı cinsiyetten ebeveynle özdeşleşmenin önemli bir rolü vardır; bu duruma "aynı cinsiyet özdeşleşmesi" denir.
Karşıt cinsiyetten ebeveynle kıyasla, aynı cinsiyetten olan ebeveynle özdeşleşmek daha kolaydır, çünkü bu, bireyin kendini diğerinden farklı kılmasını sağlar.
Klinik psikolog Sébastien Garnero, Le Journal des Femmes için yaptığı açıklamada, "Bir kişinin annesiyle kurduğu bağlanma türü oldukça önemlidir çünkü özdeşleşme sürecinde büyük rol oynar. Eğer kişi güvensiz bağlanma stiline sahipse, anne 'kendisi için güven verici bir model olmadığı için' özdeşleşme süreci daha karmaşık hale gelir" ifadelerini kullandı.
Fiziksel benzerlik özdeşleşme süresine katkı yapar
Fiziksel düzeyde benzerlik mümkündür çünkü genetik yapımızın önemli bir kısmı buna dayanır. Bu fiziksel benzerlik, özdeşleşme ve taklit etme süreçlerine katkı sağlayabilir. Ancak kişilik düzeyinde üç farklı olasılık söz konusu olabilir: Birincisi, kendimizi varlık olarak karşımızdaki kişiden farklı bir şekilde inşa edebiliriz. İkinci olarak, kendi annemizin bir yansıması olarak onun özelliklerini yeniden üretebiliriz. Üçüncü olasılık ise, iyi olan özellikleri alıp kötü olanları ortadan kaldırarak, mevcut modelimizi dikkate alarak dayanıklılık gösterip kendi modelimizi yaratmak şeklinde olabilir.
İngiliz estetik cerrahı Dr. Julian De Silva'nın yaptığı bir araştırmaya göre, kadınlar 33 yaşlarına geldiklerinde annelerine benzemeye başlıyor. Bu bulgulara ulaşmak için 2.000 erkek ve kadınla röportaj yapıldı. İlginç bir şekilde, otuzlu yaşlar genellikle annelik döneminin başladığı yaşa denk geliyor.
Tekrar eden güvensizliklerin farkında olmak gerekiyor
Eğer anneniz gibi olmak istemiyorsanız, kendi kimliğinizi daha bağımsız ve tatmin edici bir şekilde keşfetmeniz mümkündür. Psikolog Sébastien Garnero, "Önemli olan, tekrarlayan kalıplarınızın, korkularınızın ve güvensizliklerinizin farkına varmanızdır. Psikolojik izleme, kendinizi farklılaştırma sürecini başlatmak için sıklıkla gereklidir" diyor. Somut adımlar olarak, rutinlerimizi ve küçük yaşam tarzı alışkanlıklarımızı değiştirebiliriz; özellikle annemizi çok müdahaleci buluyorsak, ona ve kendimize karşı belirli sınırlar koyabiliriz. Bu sürecin amacı, "kendi psikolojik alanınızı oluşturmak, çünkü temel hedef, ebeveynlerinizden farklı olarak değerleriniz ve kişiliğinizdeki iyi olanı alarak kişisel yolculuğunuzu yaratmaktır" diye açıklıyor Garnero. Ayrıca, idealize edilmiş bir anne figüründen yola çıkarak iyileşmek için, kişinin annesini kabul edip affetmesi gerektiğini vurguluyor.