Almanya'da gerçekleştirilen kapsamlı bir çarpışma testine dayanan çalışma, kaza durumlarında araçlar ve içindekiler için riskleri analiz etti. Araştırmada  2000'den 2019'a kadar 12.000 yetişkinden elde edilen veriler kullanıldı.

Almanya menşeili sigorta şirketlerinin kaza araştırma departmanı (UDV) tarafından yapılan araştırma aracın boyutunun ve ağırlığının bir kaza sırasında yolcuların güvenliği üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olduğunu bir kez daha doğruladı. 

Büyük ve ağır araçlar, çarpışma anında daha fazla koruma sağlarken, küçük ve hafif araçlar, yolcular için daha yüksek riskler oluşturabiliyor.

Kazalarda yaranmada etkili olmayan tek özellik vücut ağırlığı oldu

Araştırmaya göre yaş, cinsiyet, boy ve kilonun yanı sıra araç içindekilerin oturduğu yer de bir kazanın kişiyi ne kadar ciddi şekilde etkileyebileceğini belirliyor. 

UDV'nin yaralanma şiddeti üzerinde anlamlı bir etki bulamadığı tek özellik vücut ağırlığıydı. Ancak cinsiyet ve yaş ise testte belirgin farklılıklar ortaya çıkardı.

Kadınlar koltuklarını daha ileriye ittiğinden risk oluşturuyorlar

Kadınların trafik kazası riski, erkeklere göre daha fazla ve ciddi yaralanma riski de daha yüksektir. UDV'ye göre bunun başlıca nedeni, kadınların genellikle erkeklerden daha küçük olmaları. 

Bu, bacaklar ve göğüs bölgesinin özellikle risk altında olmasına yol açıyor. Kadınlar, pedallara ve direksiyon simidine ulaşabilmek için koltuklarını daha ileriye itmek zorunda kaldığından, bu da kafa kafaya çarpışmalarda güvenliği tehlikeye atıyor. 

50 yaşın üstü yolcular en riski grup seçildi

Yaş, araba kazalarında yaralanma riskinin en belirgin göstergesi olarak öne çıkıyor. Araştırmanın lideri "Bütün ciddi çarpışma durumları, 50 yaşın üzerindeki yolcular için çok daha tehlikelidir" diye vurguluyor. 

Yapılan değerlendirmeler, 50 yaş ve üzerindeki bireylerin, genç sürücü ve yolculara göre yaralanma riskinin üç buçuk kat daha fazla olduğunu kanıtlıyor.

Bu bulgu, yaşlı bireylerin trafik kazalarında daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu ve bu grubun güvenliğini artırmaya yönelik önlemlerin daha da önem kazandığını gösteriyor.

İronik bir şekilde, hava yastıkları ve emniyet kemerleri yaşlılar için bazen güvenlik riski oluşturabiliyor. Özellikle göğüs bölgesindeki kırıklar ve diğer ciddi yaralanmalar daha yaygın hale geliyor. 

Yeni teknolojiler kaza riskini en aza indiriyor

Riskin en aza indirilebilmesi için uzmanlar, uyarlanabilir emniyet sistemlerinin büyük bir potansiyel sunduğunu belirtiyor. UDV çalışmasında önerilen bu sistemler, yaklaşan kazanın ne kadar ciddi olduğunu tespit eden sensörlerle donatılmıştır.

Araştırma lideri, "Kemer ve hava yastığının tüm gücüne ihtiyaç duymadığınız, daha orta dereceli kazalar da var" diyerek, bu sistemlerin yalnızca şiddetli çarpışmalar için değil, aynı zamanda daha düşük şiddetteki kazalar için de uyarlanabileceğini vurguluyor. 

Bu tür teknolojiler, hem güvenliği artırmak hem de ciddi yaralanma risklerini azaltmak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

ADAC teknik merkezinden bir uzmanın IPPEN.MEDIA'ya yaptığı açıklamaya göre, bazı yeni araç türleri, özellikle küçük ve hafif insanlar için daha iyi koruma sağlayan ayarlanabilir emniyet sistemleriyle donatılmıştır. Bu sistemler, örneğin iki kademeli hava yastıkları veya farklı yük seviyelerine sahip kemer kuvveti sınırlayıcıları gibi teknolojiler içeriyor. Ancak, 2024 ortasında tüm yeni otomobillerde zorunlu hale gelecek sürüş destek sistemleri gibi diğer koruyucu önlemlerle karşılaştırıldığında, adaptif emniyet sistemlerinin uygulanması otomobil üreticileri için daha büyük bir zorluk teşkil ediyor. 

ADAC’a göre otomotiv endüstrisi şu anda bu çözümler üzerinde çalışıyor ve ilgili sistemlerin 2026'dan itibaren test edilmeye başlanması bekleniyor.