Kafatası, Tamaulipas eyaletindeki Balcón de Montezuma (Montezuma’nın Balkonu) arkeolojik alanı yakınlarında bulundu. Bölge, M.Ö. 650 ile M.S. 1200 arasında çeşitli Mezoamerika topluluklarına ev sahipliği yapmıştı. Özellikle M.S. 400 civarında, alanda iki meydan etrafında yaklaşık 90 dairesel evden oluşan bir köy kurulmuştu.

Araştırmacılar, geçmiş kazılardan elde edilen eserleri ve kemikleri yeniden incelerken, orta yaşlı bir erkeğe ait kafatasının daha önce bölgede hiç görülmemiş bir şekle sahip olduğunu fark etti. INAH tarafından yayımlanan açıklamada, biyolojik antropolog Jesús Ernesto Velasco González, bölgede daha önce yapay olarak şekillendirilmiş kafataslarına rastlandığını ancak bu örneğin tamamen benzersiz olduğunu vurguladı.

Mezoamerika’da yaygın olarak bilinen konik kafa şekillendirme uygulamalarında, bebeklerin başı kumaş ya da yumuşak malzemelerle sarılarak kafatasının eğik yönde uzaması sağlanıyordu. Balcón de Montezuma’daki önceki buluntular ise genellikle başın önüne ve/veya arkasına yapılan yumuşak baskılarla daha dik, uca doğru sivrilen bir şekil oluşturuyordu.

Ancak bu erkeğe ait kafatasında, kafanın üst kısmının düzleştirildiği farklı bir “dik yönlü” modifikasyon görülüyor. Bu yöntem, kafatasına küp benzeri bir görünüm kazandırıyor ve bazı uzmanların “paralel döngü” (parallelepiped) diye tanımladığı bir forma işaret ediyor. Bu şekle daha önce yalnızca Veracruz ve Maya bölgelerinde rastlanmış olması, araştırmacıları bireyin kökenini sorgulamaya yöneltti.

Yapılan kimyasal analizler ise erkeğin Balcón de Montezuma’da doğduğunu, yaşamını burada geçirdiğini ve burada öldüğünü ortaya koydu. Bu durum, kafa şekillendirmenin kültürel bir anlam taşıdığını ancak bu anlamın henüz bilinmediğini düşündürüyor. Mezoamerikan topluluklarının pek çoğunda farklı kafa biçimlerinin farklı kültürel gruplarla ilişkilendirildiği biliniyor.

INAH Tamaulipas direktörü Tonantzin Silva Cárdenas, bölgede geçmiş yıllarda elde edilen malzemeler üzerindeki araştırmaların sürdüğünü ve bu çalışmaların yerleşimin kültürel ve tarihsel bağlarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını belirtti.