“Asgari Ücrete Gerçek Enflasyon Oranında Zam, Emekçiye Refah Payı” talebiyle Şirinevler Yürüyüş Yolu’nda bir araya gelen Asgari Ücret İnisiyatifi, "Üreten biziz yöneten de biz olacağız", "Asgari değil, insanca yaşam", "İşçilerin birliği sermayeyi yenecek" sloganları attı.
Asgari Ücret İnisiyatifi adına açıklama yapan Hebun Sümbül, tek adam rejiminin yürüttüğü ekonomi politikalarının, zenginliği bir avuç patrona aktardığını, emekçileri de derin bir sefalete sürüklediğini belirterek, “Ülkemizde 17 milyona yakın çalışanın neredeyse yarısı asgari ücretle geçinmekte; komşu ücretleri de hesaba kattığımızda çalışanların yüzde 85’i bu ücret düzeyinde yaşam mücadelesi vermektedir. Uygulanan sermayeden yana ekonomi politikaları neticesinde asgari ücret artık tüm ücretleri aşağı çeken ortalama ücrete dönüşmüştür. Bu nedenle başlayan görüşmeler, sadece asgari ücretlilerin değil, emeğiyle geçinen herkesin ortak meselesidir” dedi.
"GERÇEK HAYAT PAHALILIĞI, TÜİK VERİLERİNİN FERSAH FERSAH ÖTESİNDEDİR"
Asgari ücretlinin alım gücünün günden güne eridiğini ifade eden Sümbül, şöyle konuştu:
“Hükümetin enflasyonla mücadele programının faturasının, açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmek pahasına milyonlarca emekçiye ödetilmesini kabul etmiyoruz. Asgari ücret, işçilere normal bir çalışma günü karşılığında ödenen ve işçinin; gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek miktarda belirlenen ücrettir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Kasım ayı için yüzde 0,87 olarak açıkladığı aylık enflasyonla, yıllık enflasyon oranı yüzde 29,74’e ulaştı. Gıda fiyatlarında TÜİK’in iddia ettiği yüzde 0,69’luk düşüş bir yana; İstanbul Ticaret Odası (İTO) verileri kasım ayında yüzde 1,28’lik, TÜRK-İŞ verileri ise mutfak enflasyonunda yüzde 4,98’lik bir artışı işaret ediyor. Gerçek hayat pahalılığı, TÜİK verilerinin fersah fersah ötesindedir.”
TÜİK ELEŞTİRİSİ
TÜİK’in asli görevinin, hükümetin enflasyon hedeflerini tutturmak için verileri makyajlamak değil; fiyatları şeffaf ve doğru bir şekilde kamuoyuna sunmak olduğunun altını çizen Sümbül, ocak ayında işçinin, memurun ve emeklinin hakkı olan zammı tırpanlamak için enflasyonun kağıt üzerinde düşük gösterildiğini belirtti.
Sümbül, Merkez Bankası’nın son bir yıl içinde enflasyon hedefini toplamda yüzde 52 oranında yukarı çektiğini vurgulayarak, “Biliyoruz ki tutturamadıkça yeni tahminlerle revize edilen enflasyon hedeflemesinin amacı hiçbir zaman gerçeği yakalamak olmadı; amaç, emekçinin ücretini baskılamak için sahte bir çıpa yaratmaktı. Merkez Bankası'nın 2026 yılı için yaptığı yıl sonu enflasyonu tahminlerine göre belirlenmesi durumunda, ücretlere yeni yılda yapılacak zam oranı yüzde 16-20 bandında tutulacak. Bu yetersiz artış, milyonlarca emekçinin alım gücündeki erimeyi durduramaz” dedi.
"SAHİPSİZ BIRAKMAYACAĞIZ"
Asgari ücreti, patronlar ve sermayenin iktidarının değil, emekçilerin iradesinin belirlemesi gerektiğini söyleyen Sümbül, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Asgari ücret zammının belirleneceği süreçte boşalan her mevziyi dolduracak olan, emekçilerin politik öncüleridir. Bizler, Asgari Ücret İnisiyatifi olarak, hem bu mücadelenin öncüsü hem de ailesiyle birlikte milyonlarca asgari ücretlinin geçim koşullarını etkileyecek olan sahici bir müzakerenin, emekten yana tarafı olduğumuzu ilan ediyoruz. Bu süreçte emekçinin hakkını sahipsiz bırakmayacağız. Asgari Ücret İnisiyatifi bileşenleri olarak bir kez daha vurguluyoruz: Gerçeklikten uzak, tutmayan enflasyon hedeflerine göre yapılacak ücret artışları, gelir adaletsizliğini derinleştirmekten ve halkı daha da yoksullaştırmaktan başka bir sonuç vermeyecektir.
"ASGARİ ÜCRET İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR DÜZEYE ÇIKARILMALIDIR"
Bu bağlamda, hedeflerimiz ve mücadele hattımız nettir: Asgari ücret, işçi ailesinin geçimini esas almalı ve insan onuruna yaraşır bir düzeye çıkarılmalı; milli gelir ve gerçek enflasyon baz alınarak yılda dört kez güncellenecek şekilde belirlenmelidir. Gelir dağılımında adaleti gözeten bir ekonomi politikası izlenmelidir. Emekçiler, emekliler ve bu ülkenin yok sayılan tüm kesimleri olarak; bizi yoksullukta eşitleyen bu gidişatı birlikte değiştireceğiz.”