Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) üyeliğe seçilen Metin Kıratlı için düzenlenen törende Kuran'dan ayetlere yer vererek, "Bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür hesabı bizden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim. Bir gün bize de sıranın geleceğini unutmayalım" dedi. Yemin törenine Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Özkaya konuşmasında şu ifadelere yer verildi:
-Bir şeyi yerli yerince yapmak, her şeyi yerli yerine en uygun şekilde koymak, herkese layık olduğu şeyi vermek olarak da tanımlanan adalet, her daim ahlaki bir erdem olarak kendini göstermiştir.
"ADALET KADİMDEN BERİ HAYATIN ÜZERİNDE YÜRÜDÜĞÜ TEMEL OLMUŞTUR"
-Toplumun huzuru, iç barışı, refahı ve güvenliği için adaletin vazgeçilmez bir unsur olduğu hususunda görüş birliğine varılmış, devletin ancak adaletle ayakta kalabileceğine işaret edilmiştir. Adalet, kadimden beri hayatın üzerinde yürüdüğü temel olmuştur.
- Büyük Önder Atatürk’e göre de bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey ancak adaletle var olabilir. Onun adalet anlayışı hukuk sistemimizin ve toplumumuzun adalet arayışının da temelini oluşturmuştur.
HAKİM VE SAVCILARA UYARI: ADALETİ KENDİ KEYFİ ARZULARINIZA UYDURMAYA KALKIŞMAYIN
Bütün yargısal çabaların gayesinin adaleti tesis etmek olduğuna dikkat çeken Özkaya, şöyle devam etti:
-Böyle olunca da yargısal faaliyetlerin başaktörleri olan hâkim ve savcılar hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluğun kendilerinde olduğunu asla hatırlarından çıkarmamalı; iç dünyalarındaki öznel duygu ve düşünceleri de dâhil olmak üzere herhangi bir dışsal etki altında kalmadan, çekinmeden, endişe duymadan, tarafsız bir tutumla pozitif hukuk düzenimizin öngördüğü çerçeve içinde özgürce karar vermelidir.
"BAĞIMSIZ YARGININ VARLIĞI BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ HAKİMLERLE MÜMKÜN"
- Aklı ve bilimi daima başat bir konumda tutmalıdır. Anayasal kimliğimizi oluşturan ilke ve değerlerin en önemli güvencesi, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığıdır. Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da ancak bağımsız ve tarafsız hâkimlerle mümkündür.
"KENDİ YAKININIZ OLSA DAHİ ADALETLE HÜKMEDİN"
-Çok kıymetli hâkim ve savcı kardeşlerim, pozitif hukuka göre çok yakınlarınızın işlerine zaten bakamıyorsunuz. Bunu biliyorum. Ancak genel prensibi vurgulamak bakımından şunları ifade etmek istiyorum. Bir yerde söz sahibi olduğunuzda, size söz hakkı veya yetki verildiğinde, güç verildiğinde muhatabınız kendi yakınınız olsa dahi adaletle hükmedin.
"HAKTAN UZAK YAŞAYAN HAKSIZLIKTAN YAKAYI KURTARAMAZ"
-Ebeveyninizin veya diğer yakın akrabalarınızın aleyhine de olsa her daim adaleti ayakta tutun. Hiçbir zaman adaleti kendi keyfi arzularınıza uydurmaya kalkışmayın. Daima hakka çağırın ve hakla hükmedin. Tesis etmekle mükellef olduğunuz adaleti önce kendi nefsinizde/hayatınızda ete kemiğe büründürün. Unutmayın ki insanların zaman ve zemini değerlendiren yaşantısı ancak hak ile mümkündür. Haktan uzak yaşayan, haksızlıktan yakayı kurtaramaz.
"BİR TOPLULUĞA OLAN KİNİNİZ SİZİ ADALETSİZLİĞE SEVK ETMESİN"
-Bir topluluğa olan kininiz, hırsınız sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adalet timsali hâkimler olun. Hiçbir neden, sizi hiçbir zaman hakkı ayakta tutmaktan alıkoymasın; adaletsiz davranmaya yöneltmesin. Adaletle hükmedin ki kargaşa çıkmasın.
"HAKKI AYAKTA TUTUN"
-Unutmayın adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden adalet terazisini hep hak ve haklıyı gözeterek kullanın. Haksız olduğu halde haklıymış gibi kavga çıkaranlardan, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlerden taraf olmayın. Hakka uyun. Hakkı ayakta tutun.
"BİR GÜN MİZAN KURULUR, BÜTÜN DEFTERLER DÜRÜLÜR, HESABI BİZLERDEN SORULUR"
Kuranı Kerim'den ayetlerle örnek veren Özkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
-Kıymetli meslektaşlarım bugün adalet dağıtıyoruz, her şeyi ve herkesi sorguya çekiyoruz. Lakin hepimiz geçiciyiz, bizi de bir gün sorguya çekecekler, bunu da unutmayalım. Unutmayalım ki bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizlerden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim. Bir gün bize de sıra gelecek.
-Çok kıymetli hâkim ve savcı kardeşlerim, Hazreti Allah, insana vermiş olduğu değeri meleklere dahi vermemiştir. İnsan çok kıymetlidir. Bütün yaratılmışlar kendi özgün kuralları dairesinde insanın kullanımına verilmiştir. Bu hiçbir zaman unutulmamalı, bu durumun farkında olunarak hareket edilmeli, yeryüzünde zulüm yapılmamalıdır.
-Öte yandan hayata geçirilmeyen bilgi fayda vermez. Dolayısıyla bilerek bildiğimize ihanet edenlerden olmayalım. Sahip olduğumuz bilgiyle söylem, icraat ve yaşantımız, amel ve muamelatımız uyumlu olsun. Dilde âlim olup da muamelatta zalim, kalp âleminde müflis olmayalım. Bir başka söyleyişle ameli ilmine, ilmi ameline düşman olanlardan olmayalım. Rızkımıza vesile olan görevimize ihanet etmeyelim. Tembellik yapmayalım. Devletimize, milletimize vatanımıza karşı olan sorumluluklarımızı, görevlerimizi hakkıyla ve eksiksiz yerine getirelim.
Anayasa'nın 3'üncü maddesini hatırlatan Özkaya, "Bununla birlikte memleketimizi, milletimizi, büyük Türk devletini çökertmek isteyenler de çoktur. Lakin necip Türk milletini ve büyük Türk devletini parçalamaya, bölmeye kimsenin gücü yetmez. Yeter ki toplum olarak akıllıca hareket edelim. Birbirimize düşman olup dış düşmanlara fırsat vermeyelim" düşüncesini dile getirdi.
Özkaya şunları kaydetti:
-Hepimiz kardeşiz. Her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmeliyiz. Aklımızı iyi kullanmalıyız. Akıl bir hazinedir. Aklı fitneye kelepir etmeyelim. Aklı fitneye hâkim kılalım. Aklı fitneye hâkim kılalım ki kargaşa olmasın. Bu fani dünya boştur, geçicidir, avaredir, diyerek kendimizi yanıltmayalım. Boş dediğimiz bu fani dünya iki cihanın da hazine anahtarıdır. İki cihan da bu fani dünyada kazanılmaktadır.
Akılla, sıhhatle, bilimle bu dünyayı iyi değerlendirmeliyiz. Her bir nefesimiz geleceğimiz için bir hazinedir, çok önemlidir. Bu nedenle her ânımızı iyi değerlendirmeliyiz. Fitneye, fesada fırsat vermemeliyiz. Geleceğimizi kendi ellerimizle çıkmaza düşürmemeliyiz.
BİREYSEL BAŞVURU
Sayın Cumhurbaşkanım, bireysel başvurularda AYM başvuruların konuları itibarıyla önemini ve aciliyetini gözeterek belirlediği kriterler çerçevesinde farklı bir inceleme sıralaması yapabilir