2018 yılında bir Türk'e aşık olmasıyla Türkiye'ye göç eden ve şu anda İstanbul'da kendi işini yapan, bir çocuk annesi Damiana Sıdar, Polonyo sitesi Onet'e verdiği röportajda Türkiye ve Polonya arasındaki kültürel farklıkları, Türklerin Polonyalılara bakışını ve bir yabancı olarak karşılaştığı zorlukları anlattı.
Sıdar, Türkiye'ye taşınma nedeninin eşi olduğunu belirterek "Başlangıçta Polonya'da birlikte yaşadık, ancak kendi pazarlama ajansımızı açmaya karar verdiğimizde Türkiye, yaşamak ve çalışmak için daha iyi bir yer haline geldi."
Sıdar, evli olmadığı için Türkiye'ye ilk geldiğinde oturma iznini dil kursuna katılarak alabildiğini vurgulayarak "Geriye dönüp baktığımda, Türkiye'ye son 'kolay' zamanda taşındığımı görüyorum. Artık yasal bir iş bulmanız, Türk vatandaşıyla evlenmeniz ya da en az 200.000 dolardan fazla mülk satın almanız gerekiyor." diye ekliyor.
7 yıldır Türkiye'de olmasına rağmen kalıcı olup olmayacaklarından emin olmadığını belirten Sıdar, Polonya'ya dönme fikrinin sürekli aklının bir köşesinde olduğunu söylüyor:
"Türkiye'deki mevcut ekonomik durum çok zor. Şirketimiz kötü durumda olsaydı, muhtemelen Polonya'ya dönerdik."
Çocukları dünyaya geldikten sonra eğitim endişelerinin de arttığını belirten Sıdar, iyi bir eğitim için çocukların özel okullara gönderilmek zorunda kaldığını, bunun da okul yılı başına yarım milyon ila bir milyon lira arasında bir maliyete mal olduğunu söylüyor.
Sıdar, Türk yaşam tarzına uyum sağlayarak geç yatıp geç kalkma alışkanlığını benimsediğini ve her öğünde ayran içip bol miktarda sade yoğurt tüketmeye başladığını söylüyor. Ayrıca "kötü ruhlara inanmaya başladığını" ve sürekli nazar boncuğu taktığını belirtiyor.
Sıdar'ı hala şaşırtan kültürel farklardan biri, Türk annelerin oğullarının büyüdüğünü reddetmesi. Anneler, oğullarını hala yardıma ihtiyacı olan "küçük çocuklar" olarak görüyor.
Sıdar ayrıca Türklerin yabancılara sohbet düzeyinde açık olduğunu, ancak daha derin bir ilişki kurmanın zor olduğunu düşünüyor. Özellikle Türkçe bilenler için arkadaş edinmenin kolay olduğunu, ancak milliyetine bakılmaksızın açılma konusunda isteksiz olduklarını belirtiyor.
"Polonya Türkiye'de pek tanınmıyor. Türkler bizi sık sık Ruslarla karıştırıyor ve bu birçok Polonyalı için rahatsız edici olabiliyor" diyen Sıdar, Türkiye'de yaşamanın en sevdiği yönünün, gece gündüz, her an yiyecek bir şeyler bulabilmek olduğunu belirtiyor.
Kabul etmekte en zor şeyin ise Türk halkının hayata karşı spontane yaklaşımı olduğunu söylüyor.
"Polonyalı beynim her zaman bir toplantının tam saatini bilmek istiyor, ancak Türkler bunu nadiren sağlıyor." Öte yandan Sıdar, Türklerden öğrendiği en büyük dersin ise hayata daha rahat bir yaklaşım sergilemek olduğunu ekliyor: "Bugün bir şey yapamadınız mı? Sorun değil, yarın yeni bir gün."