Fotoğraflar: Zekeriya ALBAYRAK / SÖZCÜ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bütçe görüşmelerinin ardından yeniden başayan grup toplantılarında gündemi değerledirdi. 

Şeyh Sait tartışmaları ve 22 ve 23 Aralık hain saldırılarında şehit düşen 12 Mehmetçiğe değinen MHP lideri oldukça sert bir konuşma yaptı. 

Konuşmasında Anayasa Mahkemesi ve DEM Parti'yi hedef alan Bahçeli adeta ateş püskürdü. AYM'nin kapatılmasını isteyen Bahçeli DEM Parti'nin hazine yardımları ve milletvekillerinin maaşlarının kesilip şehit ailelerine aktarılmasını talep etti.

"GİTTİĞİ YOL YOL DEĞİLDİR"

TBMM'de imzalana ortak bilidriye imza atmayan CHP ve Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik de sert ifadeler kullanan MHP lideri Bahçeli "Üç kuruşluk aklıyla gittiği yol yol değildir. CHP'yi hızara verdiği aşikardır" ifadelerini kullandı.

Manisa'da şehit cenazesinde yaşananları da hatırlatan Bahçeli  "Özgür Özel aklını başına almazsa sokakta bile yürüyemeyecektir" dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından satır başkları: 

Ne zaman Türkiye ayağa kalka adından bahsedilse çok geçmeden yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Karanlık operasyonlarla durdurulmak istiyoruz. Türkiye'nin hızını yavaşlatmak için operasyon devrededir. Her yerden üzerimize geliyorlar. Dişimizi sıkıyor ve sabır diliyoruz.

"TBMM'DE HAİN İSTEMİYORUZ"

Teröristlere hangi milletvekili hoşgörü ve muhabbetle yaklaşıyorsa suçludur ve tarih önünde hesap verecektir.

Biz TBMM'de hain istemiyoruz, düşman istemiyoruz, katil istemiyoruz. TBMM teröristlerin barınma yeri değildir. Canilerin sırtının sıvazlayan hainleri hiç istemiyoruz.

"MAAŞLARI KESİLİP ŞEHİT AİLELERİNE AKTARILSIN"

Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır.

İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır.

Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır.

Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir.

"BAY ZÜHTÜ.."

Merak ediyorum ki, Anayasa Mahkemesi’nin malum başkanı ve mahut üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır?

Anayasa Mahkemesi’nin önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken, hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken, mahkûm Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır?

Aynı özen, aynı hassasiyet, aynı dikkat neden ve niçin HDP’nin ve devamı partilerin kapatılma davasının ikmalinde gösterilmemektedir? Bu anormal çelişkiyi, adeta çuvala sığmayan bu mızrağı nasıl yorumlayalım? Neye yoralım? 

Anayasa Mahkemesi’nin başkan ve üyeleri, kulak veriniz bana, şehitlerimiz omuzlarda vatan topraklarına emanet edildi, onların kanlıları ve destekçileri de aramızda dolaşıyor, hala adaletin ve hukukun onurunu sahiplenmeyecek misiniz?

Uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandan, senin ipin kimin elindedir? Hakkımızı savunmazsak şerefimizden mahrum olacağımızı size hiç kimse öğretmedi mi?

"CHP BU METNİN NERESİNİ BEĞENMEDİ"

DEM ve CHP’nin haricinde TBMM’de Grubu bulunan 4 siyasi parti hazırlanmış ortak açıklama metnine imza koyarak milletimizin ve devletimizin iradesine ses olmuşlar, terör saldırılarını şiddetle kınamışlardır. Sormak lazımdır ki CHP, bu metnin neresini beğenmedi? Niçin telaşa kapıldı, DEM’in siyasi kolonu olmayı nasıl hazmetti?

CHP, DEM’in peşinde yuvarlana yuvarlana köşesini, siyasi kişiliğini, milli mensubiyetini, ahlaki ve tarihi mirasını kaybetmiştir. Bu kesindir. CHP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısına geçmiştir. Hepsine birde
yazıklar olsun diyorum.

"ÖZGÜR ÖZEL ZIVANADAN ÇIKMIŞ BİNDİĞİ DALI KESMEYE BAŞLAMIŞTIR"

Özgür Özel zıvanadan çıkmış, zırvaya gömülmüş, zirzop siyasetiyle bindiği dalı kesmeye başlamıştır. Terörist Demirtaş’ı selamlayıp bölücülerin elini eteğini öpen bu gafilin sonunda kafese alınıp bölücülük narkozuyla uyuşturulduğu ortadadır. 

Gemlenmiş ve DEM’lenmiş CHP yönetimi yüz karasına, utanç kaynağına dönüşmüştür. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ortak açıklamasına imza atmayarak PKK’nın safına geçen, şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, gazilerimizi sukutu hayale uğratan bugünkü CHP, DEM kadar milli güvenlik tehdididir.

Görevdeki CHP yönetimi bizim nazarımızda yok hükmündedir. Terör saldırılarından hemen sonra Milli Savunma Bakanımız Sayın Yaşar Güler’den parti gruplarını ve Meclis’i bilgilendirmesini isteyen özelleşmiş esir zihniyet sorumsuzdur, şuursuzdur, savruktur ve çamurdur.

"AKINI BAŞINA ALMAZSA SOKAKTA YÜRÜYEMEYECEKTİR"

Memleketi Manisa’da protesto edilen bu şahıs, eğer aklını başına almazsa sokakta bile yürümeyecektir. Eleştiriler karşısında köşeye sıkışan CHP’nin, Meclis Grup Başkanlığı kanalıyla bölücü terör örgütünün ismini anmadan yaptığı açıklama ise tam bir kepazelik beyanıdır.

“Terörün hedeflerine asla müsaade etmeyeceğiz” diyen bu teslimiyetçi ve mandacı siyaset modelinin, bir bakıma bölücü teröre ilik nakli, kalp masajı yapan acil servis birimine dönüştüğü de ortadadır.

CHP, işgal edilmiş, Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir. Bu acıklı tablo ülkemiz ve demokrasimiz adına çok ciddi bir risktir. CHP Genel Başkanı’nın Tuzla Piyade Okulu’nda yaşananlardan sonra başarılı, dirayetli ve cesur yürekli Milli Savunma Bakanımıza saldırması alçaklıktır, korkaklıktır, hunhar terör örgütüne vekâlet etmektir.

"BEDELİNİ MİSLİYLE ÖDETİRİZ"

Görevini onurla yapan Milli Savunma Bakanımıza, “Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz” diyerek üst perdeden ve tehditvari şekilde konuşan özelleşmiş esir zihniyet, bugüne kadar kaç kişinin aklını başına getirmiş de, böylesi bir özgüvenle atıp tutmaktadır.

Emperyalizmin özelleştirdiği bu şahısta akıl olsa zaten böyle konuşmaz, konuşamazdı. Terörle mücadele eden bakanlarımızdan komutanlarımıza, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Polis Teşkilatımızın her kademesinde görev yapan kahramanlarımıza dil uzatanların dilinin, El uzatanların elinin, Göz koyanların gözünün, Parmak sallayanlarını da parmağının hesabını sorar, bedelini misliyle ödetiriz.

Daha önce söylemiştim, yine söylüyorum, bunların alayının aklını alırım. Milli Savunma Bakanımızın, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta heyetinin, kahraman asker ve polislerimizin sonuna kadar arkasındayız.

"ÜÇ KURUŞLUK AKLIYLA BEŞ KURUŞLUK KONUŞMALAR YAPIYOR"

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım günü yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan şahısla ilgili gereği yapılmış, gösterilen tepkiler de bizim nezdimizde haklı bulunmuştur. Milli Savunma Bakanımız konunun takip edildiğini ve gereğininyapılacağını açıklamıştır.

Terör örgütüne gıkını çıkarmayan Özgür Özel’in asker düşmanlığı, düşmanlara askerlik özentisinden başka bir şey değildir. Üç kuruşluk aklıyla beş kuruşluk konuşmalar yapan Özel’in gittiği yol yol değildir, siyaseti siyaset değildir, CHP’yi hızara verdiği açıktır, yediği herzelerin boğazına duracağı günler ise çok yakındır.