MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'de grup toplantısında gündemi değerlendirdi. 

Konuşmasını yaklaşan 31 Mart seçimleri üzerine yoğunlaştıran Bahçeli'nin hedifinde ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve sanatçı Zülfü Livaneli vardı. 

2024'ÜN İKİ DÖNÜM NOKTASI

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları: 

* 2024 yılının ilk dönüm noktası 17 Mart 2024 tarihinde demokratik şölen havasında yapmayı planladığımız olağan kurultayımızdır. Kurultayımız huzurlu Türkiye'nin anahtarıdır, lider ülke Türkiye'nin adımıdır.

* 2024 yılında bizi bekleyen ikinci siyasi dönüm noktası da 31 Mart Yerel Seçimleri'dir. Bugüne kadar 165 belediye başkan adayımızı ilan ettik. Üzerinde çalıştığımız diğer adaylarımızı da ilan edeceğiz.

"LİVANELİ SOYADLI BİR ZAT..."

* Geçen hafta bir televizyon kanalında yayımlanan ve bir derginin düzenlediği “Cumhuriyet’in Aydınlık Yüzleri” ödül töreninde konuşan, Türkiye’ye yabancıların gözüyle bakan Livaneli soy isimli bir zat, beş para etmez aklının dibine çöreklenmiş kiri pası bayağı bir dille açık etmiştir.

* Neymiş, 31 Mart seçimlerinde, “Ya gerici ordular, avcı taburları ya da hareket ordusu kazanacakmış” Bildiğimiz ve takip ettiğimiz kadarıyla Türkiye’de gerici ordu değil,
kahraman Türk silahlı Kuvvetleri vardır ve düşman çatlamaktadır. Yine avcı taburları diye bir şeyi ne gören, ne duyan, ne de şahit olan söz konusudur.

* Meselenin püf noktası, Livaneli’nin bu tarihi çarpıtmasını ve milli iradeye layık gördüğü alçak iftirasını gülümseyerek ve hatta sevinç içinde dinleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan sadra şifa tek bir itiraz gelmemiş olmasıdır.

* Çünkü alın birisini vurun ötekine. Çünkü bunlar Türkiye karşıtlığında buluşan, millete en ağır hakaretleri reva gören, sandığı ve demokrasiyi küçümseyen yeni yetme yobaz zihniyetlerdir.

(İstanbul'da 1909 yılında yaşanan 31 Mart olaylarına gönderme yapan Zülfü Livaneli "31 Mart yerel seçimlerinde ya gerici ordular, avcı taburları ya da hareket ordusu kazanacak" ifadelerini kullandı.)

* Livaneli'nin çarpıtmasını gülümseyerek dinleyen İBB başkanından tek bir itiraz gelmemiştir. Alın birini vurun ötekine. Bunlar Türkiye karşıtlığında buluşan, sandığı küçümseyen yeni yetme yobaz zihniyettir.

* Millete gerici demek küfürdür. Türkiye'ye geriden bakmaktır. Millete gerici demek su katılmamış soysuzluktur. Firavunca sözlerin cevabını İstanbullu kardeşlerim sandığın başında verecektir.

"MEVSİMLİK BELEDİYE BAŞKANI"

* Bizde laf cambazlığı emperyalizm candanlığı ve milli değerler cahilliği değil, milli değerlerle dolu bir yürek vardır.

* 31 Mart’ta İstanbul Allah’ın izniyle Muradına kavuşacak, avcı taburları hezeyanını toplumsal bünyeye aşılamak isteyen asıl gerici ve kör taassup mağlup ve mahcup edilecektir.

* Mevsimlik belediye başkanlığı yapan, boş zamanlarında belediyeye uğrayan, bunun dışında her taşın altından çıkan, politikada ayak oyunlarıyla meşgul olan şahsa İstanbullu kardeşlerimin son yapacağı, tezkeresini eline tutuşturup Saraçhane’den yollamaktır. Sonrasında nereye gidiyorsa gitmeli, bir daha da İstanbul’un yıllarını çalmaya cüret etmemelidir.

* İstanbul’un, Ankara’nın, İzmir’in, Adana’nın, Aydın’ın, Antalya’nın, Mersin’in, Muğla’nın, Hatay’ın, Eskişehir’in, Tekirdağ’ın, Diyarbakır’ın, Mardin’in, Van’ın makus ve meyus talihi cumhurun muhterem ve muteber iradesiyle değişecek, emanet ehline teslim edilecektir.

* Milliyetçi Hareket Partisi olarak var olan belediye başkanlığı sayımızı hem artırmak hem de Cumhur İttifakı’nın kesin ve ezici başarıya ulaşması için insanüstü bir emekle çalışmak öncelikli görev ve sorumluluğumuzdur. 

"CAN ATALAY KARARI DERHAL MECLİS'TE OKUNLMALI"

Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamanın gerekçesi olmaz diyen Bay Zühtü’ye sormak isterim ki, acaba şehitlerimizin dökülen kanlarının gerekçesini, feryat figan eden analarımızın gözyaşlarını izah edecek yürek sende ve senin gibi düşünen diğer mahkeme üyelerinde var mıdır?

Sen yanlış mahkeme kararının derdindesin, biz aziz vatanın derdindeyiz. Sen ve senin gibileri PKK hukukunun kafesindesiniz, biz Türkiye Cumhuriyeti’nin var oluş ve istiklal hukukunun peşindeyiz.

Yani anlayacağınız geceyle gündüz gibi ayrıyız. Mahkum Can Atalay’la ilgili kararın da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde derhal okunmasını istiyoruz.