Bazı insanlar, alkol tüketiminden sonra ertesi sabah hiçbir olumsuz etki yaşamazken, bazılarında birkaç kadeh alkol bile baş ağrısı ve mide bulantısına yol açabiliyor. Araştırmalar, akşamdan kalmalığın yalnızca tüketilen alkol miktarına değil, genetik yapıya, bağışıklık sistemi durumuna ve hatta ruhsal duruma bağlı olabileceğini gösteriyor. 

Bazı faktörler doğuştan gelirken, bireyler yaşam tarzlarını değiştirerek akşamdan kalmalığın etkilerini hafifletebilir.

Akşamdan kalmalık, vücudun alkole verdiği kısa süreli bir tepki olup genellikle baş ağrısı, mide bulantısı ve kas ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Ancak bazı bireyler, akşamdan kalmalığa karşı doğal bir direnç sergiler. Bu durum, yoksunluk belirtileriyle karıştırılmamalıdır; iki süreç birbirinden farklıdır.

2008 yılında yapılan bir çalışmada, bilim insanları tamamen tesadüfen akşamdan kalmaya dirençli bireyleri keşfetti. 

Çalışmada, katılımcıların yaklaşık dörtte biri ertesi gün hiçbir akşamdan kalmalık belirtisi yaşamadan normal performans sergiledi. İsveç'teki bir deniz akademisinde gerçekleştirilen başka deneylerde de benzer sonuçlar elde edildi; katılımcıların dörtte biri akşamdan kalmaya dirençli olarak tanımlandı.

Kanada ve Hollanda'da yapılan çalışmalar ise durumun genetik bağlantısını ortaya koyuyor. Alkolü metabolize eden ALDH2 geni, bu süreçte kritik rol oynuyor. 

ALDH2 genindeki bazı varyasyonlar, toksik asetaldehitin vücutta birikmesine neden olarak akşamdan kalma belirtilerini şiddetlendirebiliyor.

Yüksek kaygı akşamdan kalmalığı kötüleştirebilir

Bağışıklık sistemi güçlü olan bireylerin akşamdan kalmalık belirtileriyle daha iyi başa çıkabildiği belirtiliyor. Zayıf bağışıklık sistemi, alkolün neden olduğu iltihaplanmayla mücadelede zorlanabilir. Ek olarak, yüksek kaygı düzeyine sahip bireylerde alkol sonrası nörokimyasal dengesizlikler, akşamdan kalmalığı daha da kötüleştirebilir.

Alkolün akşamdan kalma belirtilerine yol açmaması, vücuda zarar vermediği anlamına gelmiyor. Alkol, beyin hacminde küçülme, bunama riski ve en az yedi tür kansere neden olabiliyor. 

Alkol tüketiminde güvenli bir sınır yok

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), alkol tüketimi için güvenli bir sınır bulunmadığını ve az miktarda alkolün bile sağlık riskleri taşıyabileceğini vurguluyor.

Akşamdan kalmalığa karşı direncin genetik, bağışıklık ve psikolojik faktörlere dayandığına dair ipuçları olsa da alkolün uzun vadeli etkilerinin ciddiyeti göz ardı edilmemelidir. Alkol tüketiminde ölçülü davranmak ve sağlık risklerini göz önünde bulundurmak önemlidir.