Günlük öğünlerde sıkça tercih edilen peynir çeşitlerinin her biri aynı etkiyi göstermiyor. Ancak yapılan araştırmalar, üretim sürecindeki özellikleri nedeniyle İsviçre peynirinin tansiyon kontrolünde ve kalp fonksiyonlarının desteklenmesinde diğer birçok peynire göre daha avantajlı olduğu ortaya çıktı.
DÜŞÜK TUZ İÇERİĞİ
Tuz, gıdalara hem doğal yolla hem de işlem sırasında eklenen bir bileşen. Ancak özellikle hipertansiyon ve kalp hastalığı olan kişiler için fazla sodyum tüketimi risk oluşturuyor. İsviçre peyniri, pek çok peynire kıyasla daha düşük tuz oranına sahip. Yaklaşık 28 gramlık bir porsiyonda sadece 53 miligram sodyum bulunuyor. Araştırmalar, tuz oranındaki bu düşüklüğün peynirin lezzetini veya dokusunu olumsuz etkilemediğini gösterirken, bazı peynir türlerinde tuz azaltıldığında aynı uyumlu sonucu elde etmenin zorlaştığı belirtildi.
YÜKSEK KALSİYUM KAYNAĞI
Kalsiyum, kemik sağlığının yanı sıra kalp ritminin düzenlenmesi ve damarların doğru şekilde kasılıp gevşeyebilmesi için de kritik öneme sahip. Yeterli kalsiyum alımı yüksek tansiyon riskini azaltmaya yardımcı oluyor. İsviçre peyniri, 28 gramlık porsiyonunda yaklaşık 252 miligram kalsiyum içeren güçlü bir kaynak. Uzmanlar yetişkinlerin günde 1.000–1.200 miligram kalsiyum tüketmesini öneriyor.
DÜŞÜK KALORİLİ OLMASI
Aşırı kilo ve obezite, yüksek tansiyon gelişiminde önemli bir risk faktörü. Bu nedenle günlük beslenmede daha düşük kalorili seçeneklerin tercih edilmesi büyük önem taşıyor. İsviçre peynirinin 28 gramlık bir porsiyonu 111 kalori içeriyor. Bu özellik, kontrollü kilo yönetimi yapanlar için avantaj sağlıyor.
KALP SAĞLIĞINI DESTEKLEYEN BİYOAKTİF PEPTİTLER
İsviçre peynirinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise içerdiği IPP (Ile-Pro-Pro) ve VPP (Val-Pro-Pro) adlı biyolojik olarak aktif peptitler. İncelemeler, bu peptitlerin antihipertansif etki gösterdiğini ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu ortaya koydu. Bu nedenle düzenli ve dengeli miktarda tüketilen İsviçre peyniri, kalp sağlığını destekleyen doğal bir seçenek olarak öne çıkıyor.
