Pandemiyle birlikte hayatımıza giren ve hızla yaygınlaşan "Kıyamet Haberciliği" (Doomsurfing) alışkanlığı, bilimin merceği altına alındı. 

Uyku saatimizde bile elimizden düşmeyen telefonlar, üzücü ve olumsuz içerikleri sürekli tüketmemize neden oluyor. Uzmanlara göre, bu kompulsif davranışın arkasında, evrimsel hayatta kalma mekanizmamızla modern algoritmaların kesiştiği zehirli bir döngü yatıyor.

Bilim insanları, gece geç saatlere kadar TikTok, Instagram veya X platformlarında haber kaydırma eyleminin neden durdurulamadığını açıklıyor. Beynimiz, evrimsel olarak hayatta kalmaya odaklanmıştır ve potansiyel tehlikeleri sürekli olarak arama eğilimindedir.

Tuzak nasıl çalışıyor?

Dopaminerjik Ödül Sistemi: Sürekli kaydırma eylemi, beynin dopamin salgılayan ödül devrelerini tetikler. 

Beyin, "tehlikenin nerede olduğunu" bilmeyi evrimsel olarak hayati bir bilgi olarak kodlar. Her yeni bildirim veya gönderi, bu ödül sistemini harekete geçirir.

Amigdala ve Kortizol: Korku merkezi olan amigdala devreye girer. Yakınlardaki krizler, savaşlar veya felaketler gibi tüm bu olumsuz bilgiler, beyin tarafından potansiyel tehdit olarak yorumlanır. Bunun sonucunda, vücudu aşırı tetikte tutan stres hormonu kortizol yüksek miktarda salgılanır.

Frontiers in Psychiatry ve Brain Behavior dergilerindeki yayınlar, bu durumun zehirli bir döngüye dönüştüğünü gösteriyor: Beyin güvence ve rahatlama arayışıyla daha fazla bilgi tüketirken, yalnızca daha fazla tehdit buluyor. Bu da artan korku ve sürekli bilgiyi kontrol etme ihtiyacını körüklüyor.

Sosyal medyada bir meme haline gelen "Beyin Çürümesi" (Brain Rot) terimi, bilimsel araştırmalarla daha ciddi bir anlam kazanıyor. Parçalanmış, duygusal olarak yüklü uyaranlara (kısa videolar ve çarpıcı başlıklar) maruz kalmanın yüksek bir fiziksel bedeli var. Bu bedel, özellikle yönetici işlevler (planlama, organizasyon, karar verme) üzerinde hissediliyor.

Kompulsif kaydırmanın 3 maliyeti:

Zihinsel Yorgunluk: Beyin sürekli olarak odağını değiştirmek zorunda kaldığı için yüksek glikoz tüketir, bu da yoğun zihinsel yorgunluğa yol açar.

Prefrontal Korteks Bozulması: Planlama ve dürtü kontrolünden sorumlu olan prefrontal korteksin etkinliği azalır.

Hafıza Engeli: Beyin aşırı tetikte (kortizol yüksek) olduğu için, işleme süreci engellenir ve bilginin uzun süreli belleğe aktarılması zorlaşır.

Derin dikkat yeteneği köreliyor

Uzmanlar, sürekli dijital çoklu görev ve bildirim akışının, beyni kesintileri beklemeye alıştırdığını belirtiyor. BMC Public Health'te yayımlanan bir araştırma, dikkatimizin bir sonraki güncellemeyi bekleyerek "takılıp kaldığını" gösteriyor. Bu durum, derin konsantrasyonda rol oynayan sinir devrelerinin kullanılmamasına bağlı bir körelmeye yol açıyor.

Çalışmaların uyarıcı tonuna rağmen, bilimsel sonuçlar hasarın geri döndürülemez olmadığını vurguluyor. İnsan beyninin en büyük avantajı olan nöroplastisite (beynin kendini yeniden yapılandırma yeteneği), bu kötü alışkanlığın "unutulabileceği" anlamına geliyor.

Kortizol-Dopamin Döngüsünü Kırmak İçin Kanıta Dayalı Stratejiler:

Sıkı bilgi programı: Haber ve bilgi edinmek için belirli bir saat aralığı belirleyin ve bu eylemi uykudan hemen önce yapmaktan kaçının.

Farkındalık (Mindfulness) egzersizleri: Varsayılan mod ağını (Default Mode Network) geri yüklemek için farkındalık ve meditasyon pratikleri yapın.

"Sıkılmaya" izin verin: Beynin uyaranlardan uzak kalmasına ve "sıkılmasına" izin vermek, kendini temizlemesine ve dikkat kapasitesini yeniden kazanmasına yardımcı olur.