eskiden “çöp DNA” olarak bilinen ve gereksiz olduğu düşünülen retrotranspozonlar, bilim insanlarının ilgisini çekmeye devam ediyor. Günümüzde, bu genetik kalıntıların belirli durumlarda işlev göstererek vücuda yarar sağladığı düşünülüyor. Araştırma ekibi, özellikle bir protein olan “interferon”un, retrotranspozonların etkisiyle harekete geçtiğini ve kök hücrelerin kan üretimini artırdığını gözlemledi.

Bu bulgular, “çöp DNA” teriminin yanıltıcı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Elde edilen veriler, vücudumuzun hamilelikte anne ve bebeği koruma amacıyla sahip olduğu doğal savunma mekanizmalarının kapsamını genişletiyor. Araştırma ekibinden Dr. Morrison, bu çalışmanın kan yapım sistemine dair mevcut düşünceleri yeniden şekillendirdiğini ifade ediyor. Morrison’a göre, bu mekanizma sadece kan yapımında değil, aynı zamanda diğer doku yenilenmelerinde de etkili olabilir.

VİRÜSLERDEN MİRAS KALAN DNA KODLARI

İnsan DNA’sının yaklaşık yüzde 8’i, atalarımızın geçirdiği viral enfeksiyonlardan miras kalan kodlardan oluşuyor. Ancak bilim insanları, bu genetik mirasın işlevi hakkında hâlâ çok az şey biliyor. Yeni araştırma ise, gebelik gibi özel durumlarda bu genetik kodların bağışıklık sistemini harekete geçirerek kan üretiminde önemli bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Gebelikte sıkça karşılaşılan sorunlardan biri olan anemi, kan üretimindeki yetersizlikten kaynaklanıyor. Almanya’daki Duisburg-Essen Üniversitesi’nden genetikçi Alpaslan Taşdoğan, bu çalışmanın, gebelikte yaşanan aneminin temel mekanizmalarını anlamamıza katkı sağladığını belirtiyor. Taşdoğan, araştırmanın bir sonraki aşamasının, retrotranspozonların hasta bireylerde nasıl işlev gördüğünü anlamak için bir klinik deneye başlamak olduğunu ifade ediyor.

Bilim insanları, bu buluş sayesinde gebelikte artan kan üretiminin nasıl desteklenebileceği konusunda daha fazla bilgiye sahip olmayı umut ediyor. Retrotranspozonların, yalnızca kan yapım sisteminde değil, vücuttaki diğer kök hücre sistemlerinde de benzer bir şekilde işlev gösterebileceği düşünülüyor. Bu yeni bilgiler, anemi gibi gebelikte sık görülen sorunların çözümüne yönelik daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.

ÇÖP DNA'NIN İŞLEVSEL GÜCÜ

Bu çalışma, bilim dünyasında “çöp DNA” olarak adlandırılan retrotranspozonların, bazı durumlarda önemli bir işlev üstlendiğini göstererek kavramın yanıltıcılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Çöp DNA’nın, bağışıklık sistemini tetikleyerek kırmızı kan hücrelerinin üretimini artırması, bu eski kodların aslında vücut için ne kadar değerli olabileceğini ortaya koyuyor.
Gebelik gibi zorlu süreçlerde, DNA’mızın derinliklerinde saklı olan ve uzun süredir hareketsiz olan bu kadim virüs kalıntılarının, anneyi ve bebeği korumaya yönelik bir savunma mekanizması olarak harekete geçmesi, insan vücudunun kendine has adaptasyon yeteneğini bir kez daha kanıtlıyor.

Yeni araştırmalar sayesinde, bilim insanları, insan DNA’sının işlevleri hakkında daha geniş bir anlayışa sahip oluyor ve bu genetik mirasın, sağlığımız üzerindeki etkilerini daha iyi anlamayı hedefliyor. Bu çalışmalar, belki de gelecekte birçok sağlık sorununa yönelik yeni çözümler geliştirmemize yardımcı olabilir.