BBC Global Kadın'a konuşan ve gerçek kimliğini gizleyen Sara, İran’da katıldığı koşunun kendisi için yalnızca sportif bir etkinlik olmadığını vurguladı. Sara, "Kiş Adası’ndaki maratona katılmak benim için bir meydan okumaydı. Bitiş çizgisini geçmek ise yıllardır üzerimizde hissedilen kısıtlamalara karşı kazanılmış bir başarı gibiydi" diyerek bunun aslında baskıcı sisteme karşı bir kazanım olduğunu dile getirdi.
BU SADECE BİR KOŞU DEĞİL BİR BAŞARI
Sara, kısa süre önce İran’ın Kiş Adası’nda düzenlenen yarışta yer alan ve zorunlu başörtüsü kurallarına uymadan koşan yaklaşık iki bin kadından biriydi. Etkinliğe ait görüntüler sosyal medyada hızla yayılırken, paylaşılan videolarda, tişört ve taytla koşan, saçlarını at kuyruğu yapmış ya da bantlarla geriye toplamış kadınların müzik eşliğinde parkuru tamamladığı, tribünlerden yükselen alkış ve tezahüratlarla desteklendiği dikkat çeken ayrıntılardan arasındaydı.
Bundan sadece birkaç yıl öncesine kadar İran’da kadınların başörtüsü takmadan bir maratona katılması neredeyse mümkün görülmüyordu. Ülkede 1979’dan bu yana kamusal alanlarda başörtüsü kullanımı zorunlu tutuluyor ve bu kural çoğu zaman sert yöntemlerle uygulanıyor.
AMİNİ'NİN ÖLÜMÜNDEN SONRA PROTESTOLAR ALEVLENMİŞTİ
İranlı kadınlar, on yıllardır bu uygulamaya karşı farklı biçimlerde seslerini yükseltmeye devam ediyor. Ancak tepkiler, Eylül 2022'de 22 yaşındaki Jina Mahsa Amini’nin Tahran'da başörtüsünü "uygun takmadığı" gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından ülke genelinde büyüdü. Amini'nin birkaç gün sonra polis gözetimindeyken hayatını kaybetmesi, protestoları daha da alevlendirdi. Sonrasında kadınlar sokaklara çıkarak başörtülerini yaktı ve "Kadın, Yaşam, Özgürlük" sloganları attı.