Bilim, bir kişinin evcil hayvanlarıyla nasıl etkileşim kurduğunun, o kişinin romantik bir partner olarak niteliklerini yansıtabileceği fikrini destekliyor.

Social Indicators Research dergisinde yayınlanan bir araştırma, evcil hayvan sahibi olmanın yaşam memnuniyetini 7 puanlık bir ölçekte 3 ila 4 puan artırdığını ortaya koydu. Araştırmacılar, bu psikolojik faydanın, güçlü aile ilişkilerine sahip olmaya benzer şekilde, yılda 70.000 Sterlin'e varan bir parasal değere eşdeğer olduğunu belirtiyor.

Sadece bu da değil; Macaristan'daki Eötvös Loránd Üniversitesi tarafından yürütülen bir başka çalışma, köpek sahiplerinin evcil hayvanlarıyla olan bağlarını; arkadaşları, aileleri ve hatta romantik partnerleriyle olan bağlarından daha tatmin edici olarak değerlendirdiğini buldu. 

Katılımcılar, hayvanlarıyla olan ilişkilerini "daha az çatışma, daha fazla arkadaşlık, şefkat ve duygusal destek" olarak tanımladı.

Peki, hayvan sevgisi romantik ilişkilere nasıl yansıyor? Psikolojik araştırmalar, sorumlu evcil hayvan sahipliği ile sağlıklı partner ilişkileri arasında net bir bağlantı olduğunu gösteriyor.

Birlikte yaşayan genç çiftlerle yapılan bir araştırma, katılımcıların %77'sinin, bir evcil hayvanın sorumluluğunu paylaşmanın ilişki üzerinde pozitif etkileri olduğunu tespit etti. Bu etkiler arasında "daha iyi iletişim", "birlikte yaşamayı (evliliği) güçlendirme" ve hatta "birlikte ebeveynlik provası" (örneğin "birlikte bir çocuk sahibi olmak gibi") gibi olumlu metaforlar yer aldı.

Ayrıca, evcil hayvan sahiplerinin, hayvanı olmayanlara kıyasla daha fazla empati geliştirdiğine dair güçlü kanıtlar bulundu. Bu empatinin özellikle erkeklerde daha belirgin olduğu ve geliştirilen bu duyarlılığın, partnerleri de dahil olmak üzere diğer insanlara yönelik davranışlarına doğrudan yansıdığı gözlemlendi.

Sonuç olarak bilimsel veriler, birinin evcil hayvanlarına nasıl davrandığının ve onlarla nasıl bir bağ kurduğunun, o kişinin sağlıklı ve empatik bir ilişki sürdürme kapasitesinin güçlü bir yansıması olduğunu doğruluyor.