Şehrin yükselişinde el değmemiş doğal alanları, temiz havası ve huzur veren atmosferi büyük rol oynuyor. Gürültüden ve kalabalıktan uzak bir tatil arayanların son yıllarda rotasını çevirdiği Ardahan, her mevsim farklı güzellikler sunuyor.
ÇILDIR, DOĞA TURİZMİNİN MERKEZİ HALİNE GELDİ
Ardahan’ın adını dünyaya duyuran en önemli merkezlerin başında Çıldır ilçesi geliyor. Adını, kış aylarında tamamen buz tutan ve üzerinde atlı kızak şenliklerinin düzenlendiği Çıldır Gölü’nden alan ilçe, doğa severlerin uğrak noktası haline geldi. Kışın beyaz örtüyle kaplanan göl üzerinde yapılan kızak turları, yazın yerini tekne gezilerine ve balıkçılığa bırakıyor.
Yaylaları, dağları ve bol oksijenli havasıyla öne çıkan Çıldır, doğayla iç içe bir deneyim sunuyor. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar, bölgenin büyüleyici manzaralarını gözler önüne sererken, fotoğraf tutkunlarının da ilgisini çekiyor.
KÖKLÜ TARİHİYLE ÖNE ÇIKIYOR
Ardahan Valiliği’nin verilerine göre, Çıldır Türkiye’nin en eski Türk yerleşimlerinden biri. Herodot Tarihi’nde de adı geçen bölgeye, M.Ö. 7. yüzyılda Saka Türkleri yerleşti. İlçenin adının da Oğuz Han’ın torunlarından Çavuldur Boyu’ndan geldiği ve zamanla “Çıldır” olarak değiştiği belirtiliyor.
Bölge, tarih boyunca stratejik konumuyla da öne çıktı. 1878 Berlin Antlaşması sonrası Kars, Çıldır ve Batum sancakları, Osmanlı’nın savaş borcunu karşılamak amacıyla Rusya’ya bırakıldı. Ancak 25 Şubat 1921’de Kazım Karabekir Paşa komutasındaki birlikler tarafından düşman işgalinden kurtarıldı ve yeniden Türk topraklarına katıldı.
Bugün Ardahan, doğasıyla, tarihiyle ve kültürel zenginlikleriyle her geçen gün daha fazla ilgi görüyor. Çıldır Gölü başta olmak üzere şehrin eşsiz güzellikleri, Ardahan’ı Doğu Anadolu’nun yeni turizm merkezlerinden biri haline getirdi.