Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, İslamofobi ile mücadele için atılacak adımlar konusunda hazırlanan karar tasarısı oylandı.
Genel Kurul salonunda yapılan oylama, 0 "hayır" ve 44 "kararsız" oya karşılık 115 "evet" ile sonuçlandı.
"Kararsız oyu" kullanan 44 ülke arasında Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Yunanistan, İsveç, İsviçre, Finlandiya, Ukrayna ve Hindistan'ın bulunması dikkati çekti.
Karar tasarısını hazırlayan grupta yer alan ve karara eş-sunucu olan Türkiye, oylama sırasında, İslam karşıtlığıyla Mücadele karar tasarısının müzakereleri sırasında gerekli esnekliğin gösterildiğini ifade etti.
Türk delegasyonu, oylama öncesi Genel Kurulda kapsayıcı metin olan tasarıya destek verilmesi çağrısında bulunarak, tasarıya getirilen değişiklik önerilerine ise karşı oy kullandı.
Kabul edilen kararda medyanın her türünde ayrımcılık, şiddet ve dini nefret savunuculuğunu teşvik eden yayın ve paylaşımların yanı sıra kutsal kitap ve mekanlar dahil Müslümanlara yönelik dini hoşgörüsüzlük, tek tipleştirme ve düşmanlıklar kınandı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten İslamofobi ile mücadele için "Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi" ataması talebi istenen kararda, üye devletlere de dini hoşgörüsüzlük ve Müslümanlara yönelik şiddete karşı mücadele etmek için yasal ve politik alanlarda yapılacaklar da dahil gerekli tüm önlemleri alma çağrısında bulunuldu.
Kararda ayrıca, kültür ve medeniyetler arası diyalog ve dini çeşitlilik de teşvik edilerek, BM Genel Sekreterinden bu kararın uygulanmasına ilişkin bir rapor hazırlayıp BM Genel Kurul 79. Oturumuna sunması talep edildi.
2022'de, Türkiye ve Pakistan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) adına sunduğu tasarı ile BM Genel Kurulunda 15 Mart "Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü" ilan edilmişti. Kararda, insan haklarına ve farklı din ve inançlara saygıya dayalı, hoşgörü ve barış kültürü ile küresel diyaloğu teşvik eden uluslararası çabaların güçlendirilmesi çağrısı yapılmıştı.
15 Mart, son iki yıldır Uluslararası İslamofobiyle Mücadele Günü olarak kutlanıyor.
“İSLAM KARŞITLIĞI ENDİŞE VERİCİ SEVİYEDE”
Öte yandan BM raportörleri, 15 Mart İslamofobi İle Mücadele Uluslararası Günü dolayısıyla yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, BM Genel Kurulunun 2022'de 15 Mart'ı "Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü" ilan ettiğini, hoşgörü ve barış kültürünün her düzeyde desteklenmesine, küresel diyaloğun teşvikine yönelik uluslararası çabaların güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu bildirdi.
Din veya inanca dayalı korkutma, şiddet ve tahrik eylemlerinin geçen yıl dünya genelinde hızla arttığı belirtilen açıklamada, İslam karşıtlığının da endişe verici boyutlara ulaştığı kaydedildi.
Açıklamada, ülkelere İslam karşıtlığı da dahil her türlü dini nefrete karşı her türlü tepkiyi evrensel değerler, ilkeler ve uluslararası insan haklarının yasal çerçevesine dayandırma çağrısı yapıldı.
"Kur'an-ı Kerim'in planlı ve halka açık bir şekilde yakılması içler acısı bir durumdur" ifadesine yer verilen açıklamada, İsrail'in ramazan boyunca yaygın açlığa ve ciddi yetersiz beslenme belirtilerine rağmen Gazze'deki çoğunluğu Müslüman sivil nüfusa yeterli insani ve gıda yardımı ulaştırmayı engellemeye devam etmesinin dehşet verici olduğunun altı çizildi.
Açıklamada, İsrail'in, Müslümanların Mescid-i Aksa'ya girişlerine getirdiği yersiz kısıtlamadan ciddi anlamda endişe duyulduğu vurgulanarak, "Dünyanın her yerinde camilere, kültür merkezlerine, okullara ve hatta Müslümanlara ait özel mülklere yönelik saldırılara tanık oluyoruz" ifadesi kullanıldı.
“MÜSLÜMAN KARŞITI NEFRET YÜKSELİYOR”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 15 Mart "Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü" vesilesiyle BM Genel Kurul salonuna hitap etti.
Ramazan ayının bir araya gelme ve dayanışma zamanı olmasına rağmen dünyanın birçok yerindeki Müslümanların bu ayı ızdırap ve korku içinde geçirdiğini belirten Guterres, ramazanın ruhuyla, Gazze ve Sudan'da silahların susturulması çağrısında bulundu ve "Artık barış zamanı" ifadesini kullandı.
Guterres, dünyadaki Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) salgınının, İslam'ın ve Müslümanların medeniyetlere inkar edilemez katkılarını inkar etmeyi ve cehaleti yansıttığını kaydederek "Bugün, dünya genelindeki İslamofobi salgınında, Müslüman karşıtı nefret ve bağnazlığın yükselen bir dalgasını görüyoruz" diye konuştu.
“SESSİZ DURAMAYIZ”
Müslüman karşıtlığının, toplumlarda sosyo-ekonomik dışlama, eğitim, istihdam ve adalet gibi eşit entegrasyon politikalarında ayrımcılık ve kısıtlama şeklinde ortaya çıktığına işaret eden Guterres, "Bu gibi kurumsal engeller, insan haklarına ve onuruna olan ortak bağlılığımızı ihlal ediyor" değerlendirmesinde bulundu.
Guterres, bazılarının, Müslüman karşıtı nefreti ve dışlayıcı politikaları siyasi kazanç için utanç verici şekilde istismar ettiğine de dikkati çekerek, "Nefret söylemi ordularının tedarikçileri, aşağılık ideolojilerini güçlendirmek ve yaymak için tarihin en güçlü megafonunu kullanıyor; sosyal medya. Çevrim içi platformlar, aşırı ideoloji ve tacizlerin üreme yeri olmaya başladı" dedi.
Müslümanların yüzyıllarca dünyadaki bilim, kültür, sanat ve felsefenin önemli kaynaklarını oluşturduğunu anlatan Guterres, "Nefret ve taassubun kol gezdiği bir dönemde sessiz duramayız. Bugün bize, Müslüman karşıtı bağnazlığın belasıyla yüzleşmek ve bu belanın kökünü kazımak konusunda hepimizin sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE KARARDAN MEMNUN
Dışişleri Bakanlığı, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerle hazırlanan İslam karşıtlığıyla mücadeleye dair karar tasarısının BM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinden memnuniyet duyduklarını bildirdi.