1900’lü yılların başlarında inşa edilen Bodvi (Baudouy) Apartmanı, önce konut olarak kullanıldı. 1950 yılında İş Bankası tarafından satın alınan bina 63 yıl boyunca bankanın Beyoğlu şubesi olarak hizmet verdi. 2020’de başlayan restorasyonun ardından da Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan edilen ve 29 Ekim’de ziyarete açılan Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’ne dönüştürüldü.

Tarihi binanın 100 yılı aşan bu serüveni ise titiz bir çalışmayla kitaplaştırıldı. Mimari bir monografi niteliğinde olan ‘Bina Bina İçinde’ adlı eser Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluştu. Mimar Ertuğ Uçar ve Yazar Feride Çiçekoğlu tarafından kaleme alınan kitap, okuyucusunu Bodvi Apartmanı üzerinden Beyoğlu’nda bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

ÜÇÜNCÜ HAYATINI YAŞIYOR

Müzede düzenlenen tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada Bodvi Apartmanı’nın tarihini anlatan Ertuğ Uçar, ‘’Bodvi, İstanbul’un içinde küçük Paris diyebileceğimiz Beyoğlu’ndaki birçok neoklasik apartmandan biriydi. 1900’lü yıllarda binayı inşa eden Bodvi ailesi Osmanlı tebaasından değildi. Buraya ticari emellerle gelmişti. Zeynep Sayın’ın kitabına göre o zamanlar İstanbul’daki gayrimüslim nüfusu yüzde 55 gibiydi. Daha sonra nüfus çok azaldı. Cumhuriyet kurulduktan sonra elçilikler Ankara’ya taşındı ve buraya ticaret için gelenler de taşındı. Apartmanı 1950 yılında İş Bankası satın aldı. Böylelikle Bodvi için konut döneminden sonra ofis dönemi başladı. Şimdi de Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi…

Yani üçüncü hayatını yaşıyor. Kitaba ‘Bina Bina İçinde’’ ismini biraz da bu üç hayatı yansıtsın diye koyduk’’ dedi. Uçar, eserin İş Bankası Resim Heykel Müzesi’ni, yalıtılmış bir mimari nesne olarak değil Beyoğlu’nun ve İstanbul’un yakın tarihi içinde yer alan, o tarihi yapan parçalardan biri olarak hikaye ettiğini vurguladı.

ÇİÇEKOĞLU’NDAN ANILAR

Feride Çiçekoğlu da konuşmasında çocukluk yıllarındaki Beyoğlu anılarını kaleme aldığı kitapla birlikte tekrar mimarlık mesleğini hatırladığını belirtti. İstiklal Caddesi’nin her dönem değişime uğradığına da dikkat çeken Çiçekoğlu, ‘‘Benim için kitapta arka dokuyu çalışmak çok çok güzel oldu. Binayı gezdiğinizde göreceksiniz, merdiven kovasının aynen o haliyle durması, duvarlarına dokunabiliyor olmak beni çok cezbetti. Binada en çok sevdiğim yerlerden biri de oturma köşesi. O köşe bize burada nasıl bir hayat vardı, en çok içten hatırlatan bir yer. Burada nasıl hayatlar yaşandı, hayal edebiliyoruz’’ diye konuştu.