Stanford Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, yaygın olarak kullanılan 22 pestisitin prostat kanseri ile ilişkili olabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, 1997 ile 2006 yılları arasında 295 farklı kimyasal maddeye maruz kalma durumunu inceleyerek 2011-2020 arasında prostat kanseri oranlarıyla karşılaştırdı.

Çalışmada, pestisitlere maruz kalan bölgelerde prostat kanseri görülme oranının daha yüksek olduğu tespit edildi. Üstelik, bu 22 kimyasaldan 19’u daha önce prostat kanseriyle ilişkilendirilmemişti. Bu kimyasallar, yaygın olarak yetiştirilen soya, buğday, mısır ve yulaf gibi ürünlerde kullanılıyor.

  • Pestisit nedir? Pestisitler, tarım ürünlerinde zararlı organizmaları (böcekler, yabancı otlar, mantarlar, kemirgenler vb.) kontrol altına almak veya yok etmek için kullanılan kimyasal maddelerdir. Bitkilerin hastalık ve zararlılardan korunmasına yardımcı olur ve ürün verimliliğini artırmayı amaçlar.

ERKEKLERDE EN YAYGIN GÖRÜLEN İKİNCİ KANSER TÜRÜ

Prostat kanseri, erkeklerde en yaygın görülen ikinci kanser türü olup, her sekiz erkekten birinin hayatında bu hastalığa yakalanma olasılığı bulunuyor. 2023 yılında ABD’de 288 bin 300 erkek prostat kanseri teşhisi aldı ve 34 bin 700 kişi bu hastalıktan yaşamını yitirdi.

Araştırma ekibinin başındaki ürolog Dr. Simon John Christoph Soerensen, “Bu araştırma, çevresel etkenler, özellikle pestisit kullanımı gibi maruziyetlerin prostat kanseri oranlarındaki coğrafi değişiklikleri açıklamaya yardımcı olabileceğini gösteriyor” dedi. Daily Mail'de yer alan habere göre; Stanford araştırmacıları, bazı pestisitlerin prostat kanseri ölümlerini de artırdığına dikkat çekti. Özellikle rifluralin, cloransulam-methyl, diflufenzopyr ve thiamethoxam isimli dört pestisitin ölüm riskini artırdığı tespit edildi.

MISIR VE BUĞDAY GİBİ ÜRÜNLERDE KULLANILIYOR

Bu pestisitlerin büyük bir kısmı  yaygın olarak yetiştirilen ürünlerde kullanılıyor. Örneğin, soya, mısır, buğday ve yulaf gibi ürünlerde sıkça kullanılan bu kimyasallar, pestisitlere en çok maruz kalan gıdalar arasında yer alıyor. Ancak ABD'de yetiştirilen mısır ve soya fasulyesinin çoğu insan tüketimine doğrudan sunulmuyor. Çoğu hayvan yemi veya yakıt üretiminde kullanılıyor.

Çalışmada, 2,4-D, linuron ve carbaryl gibi daha önce kanserle ilişkilendirilmiş bazı kimyasallar da yer alıyor. Ancak, ilk kez kanser riskiyle ilişkilendirilen 19 farklı kimyasal arasında soyada kullanılan cloransulam-methyl ve mısır, pamuk, soya, buğday ve patates tohumlarında kullanılan thiamethoxam gibi maddeler de var.

BAZI MEYVE VE SEBZELERDE DE PESTİSİT KALINTISI BULUNDU

Environmental Working Group (EWG) tarafından yapılan önceki çalışmalarda da Amerika’daki çilek, elma, kiraz, ıspanak, nektarin ve üzüm gibi birçok meyve ve sebzede pestisit kalıntısı bulunduğu belirtilmişti. Bununla birlikte, çevresel düzenleme ajansı EPA, ABD'de kayıtlı pestisitlerin insan sağlığı ve çevre için “makul risk” teşkil etmemesi gerektiğini belirterek bu kimyasalların denetim altında tutulduğunu ifade etti.

Stanford araştırması, pestisitlerin doğrudan prostat kanserine neden olduğunu değil, sadece bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Melbourne RMIT Üniversitesi’nden Kimya Profesörü Oliver Jones da, daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı. Dr. Soerensen ise, bu bulguların, prostat kanseri risk faktörlerini daha iyi anlamaya katkı sağlayarak hastalığın önlenmesine yönelik adımlar atılabileceğini belirtti.