Cennet-cehennem, her ikisini de dünyadaki algımıza göre bir yere oturtmaya çalışsak da, bilim insanları da bundan farklısını yapmamış... NYPost'ta yer alan haberde bilim insanları ve arkeologlar; türlü özelliklerine göre dünyada 5 cehennem kapısı belirledi. Bunlardan biri de Türkiye'de yer aldı... İşte detaylar:
Yeni Ahit’te "cehennem" olarak geçen Gehenna, Kudüs’ün eski surlarının dışındaki Hinnom Vadisi’nin adından geliyor. Antik İsrailliler burada çocuklarını Ammon tanrısı Moloch’a kurban olarak yakardı. Bu korkunç ritüeller, cehennem kavramının Yahudi ve Hristiyan teolojisinde "cehennem ateşi" imgesine ilham verdi.
Yeni Ahit uzmanı Bart Ehrman’a göre, o dönemde bedenin saygısız bir şekilde yakılması, ölümden sonraki en kötü ceza olarak kabul ediliyordu. Gehenna, bu anlamda "yeryüzündeki cehennem" olarak anılmaya başlandı.
CEHENNEMİN DİPSİZ KUYUSU HEKLA
Orta Çağ’da Hekla Yanardağı, Hristiyan inanışına göre cehennemin kapılarından biri olarak görülüyordu. İsmini sürekli zirvesini kaplayan "pelerin benzeri" bulutlardan alan Hekla, 1104 yılındaki büyük patlamasıyla korkuları daha da artırdı. Bu patlama o kadar güçlüydü ki, İzlanda’nın yarısı kül ve taşlarla kaplandı.
16. yüzyılda Alman akademisyen Caspar Peucer, Hekla’yı "cehennemin dipsiz kuyusu" olarak tanımladı. Volkanın altındaki lav akıntıları ve patlamalar, ona “cehennem çukuru” unvanını kazandırdı.
HALA KURBAN KALINTILARIYLA DOLU
Maya teolojisine göre "Xibalba" adı verilen cehennemin girişlerinden biri, Belize’deki bu mağarada bulunuyordu. Mağara, dört yaşındaki çocuklara kadar birçok insan kurbanının kalıntılarıyla dolu. Kalıntıların bazıları, tıpkı bir Indiana Jones filmindeki sahneleri andıracak şekilde kireçleşmiş durumda.
Arkeologlara göre bu kurbanlar, Maya İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde yaşanan kuraklıklar sırasında tanrıları yatıştırmak için sunulmuştu. Xibalba’nın, kan nehirleri ve akreplerle dolu, şeytanların kol gezdiği bir labirent olarak tasvir edildiği biliniyor.
DÜNYANIN SONU DİYORLARDI...
İrlanda’nın kuzeybatısındaki Station Island, bir zamanlar bilinen dünyanın sonu olarak kabul ediliyordu. Efsaneye göre, İsa bu mağarayı St. Patrick’e göstermiş ve ona Hristiyanlık mesajını yayması için bir uyarı olarak kullanmasını söylemişti.
Bu mağarada duman solunarak ruhsal bir uyanış yaşandığına inanılıyordu. Hikaye, Batı Avrupa’da araf algısını soyut bir kavramdan fiziksel bir yere dönüştürdü.
TÜRKİYE'DE BİR CEHENNEM KAPISI!
Antik Yunan’ın kutsal şehirlerinden Hierapolis, hem fiziksel hem de metaforik anlamda ölümün kapısıydı. Günümüzde Türkiye sınırları içinde, Pamukkale'de yer alan bu şehirdeki "Plüton Kapısı" hayvan kurbanlarının götürüldüğü bir mağaraya açılıyordu. Antik filozof Strabon’un anlattıklarına göre, bu mağaradan çıkan zehirli gazlar hayvanları anında öldürüyordu.
2013’te yapılan arkeolojik kazılarda, bu "Satanik tapınağın" gerçekten var olduğu keşfedildi. Mağaranın altındaki termal kaynaklardan çıkan karbon dioksit gazı, küçük hayvanların ölümüne neden olacak kadar yoğundu.