Devrim şehidi Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Bey’in şehit edilişinin 93.’ncü yıldönümünde İzmir Menemen ilçesindeki Kubilay Anıtı önünde resmi anma programı düzenlendi. Programa Menemen Kaymakamı Fatih Yılmaz’ın yanı sıra CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ADD Genel Başkanı ​​​Mustafa Hüsnü Bozkurt, şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın yakınları, askeri erkan ve vatandaşlar katıldı.

Programda başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere katılan protokol üyeleri şehitlerin anısına anıta çelenklerini sundu. Çelenk sunma törenin ardından gerçekleştirilen saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı okundu. Ardından şehitler için 3 kez saygı atışı yapıldı.

"ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ"

Çelenk sunma törenin ardından basın mensuplarına kısa bir açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Çok ağır duygular içerisindeyiz. Çünkü dün akşam geç saatlerde de 6 kahraman askerimizin de şehit edildiği haberini aldık. Bu bayrak dalgalansın, bu topraklar sürsün diye kendi hayatını ortaya koyan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Teröre karşıda cumhuriyet düşmanlarına karşıda bu vatanı bu bayrağı savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özel daha sonra şehitliği ziyaret ederek dua etti, şehitlerin kabristanına karanfil bıraktı. Özel ardından ADD ve CHP Gençlik Kolları tarafından Menemen Şehir Stadı’nın önünden başlayıp Yıldıztepe Şehitliği’nin önünde sonlanan anma yürüyüşe katıldı. Yürüyüşte CHP’li Özel’e, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, ADD Genel Başkanı ​​​Mustafa Hüsnü Bozkurt ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ da eşlik etti.

İzmir'in Menemen ilçesinde Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Bey için Yıldıztepe Şehitliği’nde düzenlenen anma töreninde konuşan konuşan Özel, iktidara tarikat ve cemaatler üzerinden yüklendi.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÖZÜR DİLEYENE KADAR O ATEŞİ YÜREĞİMDE HİSSEDECEĞİM"

Özel şunları söyledi:

- 19 Mayıs’ta Samsun’dan yola çıkan sonrasında Sivas’ta Erzurum’da kongrelerini gerçekleştirip Ankara’ya giderken Anadolu’nun dört bir yanında kurtuluşu ve ardından büyük kuruluşu örgütleyen Gazi Mustafa Kemal’in bulunduğu her yerde, attığı her adıma, ilkelerine devrimlerine hatırasına, emanetine ve vasiyetine sahip çıkmak bütün CHP’lilerin namus borcudur. Bundan sonra görev yaptığım sürece böyle anlamlı günlerde, yıldönümlerinde özellikle devrimlerin sembolü olmuş yada devrimlere sahip çıkmanın sembolü olmuş yıldönümlerinde yada büyük acıların, travmaların anma törenlerinde var olmaya devam edeceğim. Madımak’ta Sivas’ta CHP Genel Başkanı olarak olacağım ve Madımak bir utanç müzesi olana kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti Madımak’tan özür dileyene kadar o ateşi yüreğimde hissetmeye devam edeceğim.

"ATATÜRKÇÜLER BOYUN EĞMEK, BAŞ EĞMEK YERİNE KUBİLAY GİBİ BAŞ VERİRLER"

Özel konuşmasına şehit 6 asker için başsağlığı dileyerek şöyle devam etti:

- Dün akşam yüreğimiz yandı. 6 evladımızın bu vatan ve bayrak için şehit oldular. Bir kez daha şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Öğretmen Kubilay asteğmenlik görevini yapmak üzere 1930 yılında Menemen’deydi. Onu koruması için Menemen’in iki evladı bekçi Hasan ve bekçi Şevki onunla birliktelerdi. Ellerinde Cumhuriyetin al yıldızlı al bayrağına karşı şeriat bayrağı taşıyanlar onun şahsında Cumhuriyet’e, devrimlerine, milli birlik ve bütünlüğe ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e isyan bayrağı açtılar. Asteğmen Kubilay görmezden gelmedi.

- Elindeki imkansızlığı yanındaki iki bekçi arkadaşı ile birlikte ordaki zorluğu görüp de geri adım atmadı. Oradan uzaklaşmadı. Sessiz kalmadı ve elindeki eksik techizata, elindeki mühimmatın amaca uygun olmamasına rağmen Cumhuriyeti savunmak için direndi. Biliyordu ki başaramazdı. Ancak eğer o hainlere karşı başını eğseydi, bu ülkenin bağımsızlığı için üzerine düşeni yapamayacaktı. Bazen devrimciler, Atatürkçüler boyun eğmek, baş eğmek yerine Kubilay gibi baş verirler. Derviş Mehmetlerin hadsizliği onların karşısındakilerin Kubilay kadar cesur olmaması durumunda sonuç alır. Hepimize Derviş Mehmet karşısındaki Kubilay cesareti, onun iradesi onun vatana bağlılığı örnek olmalıdır.

"CUNTACI TEĞMENLER DEMEK HADSİZLİKTİR"

Konuşmasında Tuzla Piyade Okulu'nda Atatürk fotoğrafı tartışmasının ardından olaya karışan 7 askerin görevden uzaklaştırılmasına değinen Özel sözlerine şöyle devam etti:

- Geçtiğimiz günlerde 10 Kasım törenlerinde Atatürk’ün resmini yakasına asmayı reddeden sözde 3 tane teğmene karşı onlara karşı çıkan müdahale eden 4 tane teğmen Kubilay’ın teğmenleridir. Atatürk’ün teğmenleridir. Benim teğmenlerimdir. Atatürk resmini 10 Kasım’da yakaya asmamayı mazeretlendiren bir Milli Savunma Bakanı, ‘Toplu iğneleri yokmuş’ diyen bir Milli Savunma Bakanı, onların savunmasına, avukatlığına girişen Milli Savunma Bakanı hangi koltukta oturduğunu, geçmişte hangi görevleri yaptığını, ona bağlı olan Genel Kurmay’ın kuvvetlerin görevinin ne olduğunu unutmasın. O ordu sivil siyasetin teminatıdır. O ordu demokrasinin teminatıdır. Ordunun görevi milli savunmadır.

- Ordunun askeri yeri askeriye, sivilin yeri siyasettir. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Ancak yakasında Atatürk resmi takmayanlara hadlerini bildirenleri, görevlerini hatırlatanları, Atatürk’ün resmi üzerinden görev yapmakta oldukları Atatürk’ün ordusuna meydan okuyanlara had bildirenleri, o resmi asmayanlarla bir kefeye koymak, birlikte disipline vermek ve onlara medya organları üzerinden ‘Cuntacı teğmenler’ demek hadsizliktir. Bu hadsizliği kabul etmiyoruz. Herkes haddini bilecek. Atatürk’ün ordusunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde asla ve asla Atatürk’e saygısızlık, onun hatırasına saygısızlık kabul edilemez ve bu maruz görülemez. Bu konuda gösterilen her tepki vatana bağlılıktır. Maruz görülen her yaklaşım vatana ihanettir. Bunu böyle değerlendiriyoruz.

BAKAN TEKİN'İ ELEŞTİRDİ: İZİN VERMEYECEĞİZ 

CHP’li Özel konuşmanın devamında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bütçe görüşmeleri sırasındaki cemaatlerle ve tarikatlarla ilgili konuşmasına da değinerek şunları söyledi:

- Bu tip davranışlar meclis kürsüsüne çıkan atanmış bir bakanı da aslında aslını inkar etmeden takiye yapmadan düşüncelerini ifade ederek meselenin somutlaşmasına katkı sağlamıştır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin çıkıp karşımıza birtakım cemaatleri tarikatları sivil toplum örgütleri olarak nitelemiş, onlarla yapılan protokolleri savunmuş ve bundan sonra da devam edeceklerini söylemiştir. Yusuf Tekin’in bahsettiği ve STK dediği o cemaatler, tarikatlar Aladağ’da yanan yurdu yapanlardır. Gencecik minicik kız çocuklarının cayır cayır yanmasına sebep olanlardır. O protokol yaptıkları Ensar Vakfı’nın yurtlarında tacize, tecavüze uğrattıkları küçük çocukları korumayan, onları istismar edenlerdir.

- Onların protokol yaptıkları barınma sorunun, ailelerinin çaresizliğini istismar ederek yurtlarına aldıkların çocukların zihinlerini, beyinlerini yıkamaya çalışarak bu vatana, millete, bayrağa değil başka bir sapkın inanç ve inanışa bağlayarak onları Cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı yapmaya çalışanlardır. Yusuf Tekin’e sesleniyoruz. Sizin bu milletin çalışkan, namuslu, çilekeş, yoksul ailelerin çocuklarını alıpta sadece size ideolojik bir zemin yaratmak, size gelecek kuşaklarda elde edemediğinizi sağlamak için onları istismar etmenize izin vermeyeceğiz.

"TARİKATLARIN DEVLETİ ELE GEÇİRMESİNE 'DUR' DİYORUZ"

Konuşmasının son kısmında iktidara cemaatler ve tarikatlar üzerinden seslenen Özel sözlerini şöyle sonlandırdı:

- Bu ülkenin şu anda geçmişte hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun geçmişteki tercihleri ne olursa olsun, bu ülkenin topraklarında yaşayan yüzbinlerce, milyonlarca ,82 milyon evladı içinde vatanını milletini seven gerekirse Atatürk için canını vermek isteyenler bu şımarmış mensuplardan binlerce kat fazladır. Biz çokuz, biz büyüğüz. Biz onlara karşı çok daha cesaretliyiz. Ellerinde bulundurdukları yetkilerle şımartılanlar ve toplumu baskı altında tutarak onlara açılan yolda yürümeye çalışanlar, bu milletin damarlarından ilerleyip beynine gitmeye çalışanlar, öyle ya diyorlardı ‘Hoca efendi ile aynı menzile farklı yollardan yürüyoruz’ ; bunlardan bir grubunun ne olduğu 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıktı. 2010’da biz Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler hep birlikte ‘Yapmayın’ derken birlikte anayasayı değiştirdikleri cemaatin 15 Temmuz akşamı milletin üstüne süreceği tanklara hep birlikte mazot doldurdular. Meclisi bombalayacak F-16’ların pilotlarını 2010 referandumunda o uçakların içine oturttular. Yargıyı cemaate 2010 referandumu ile teslim ettiler.

- Bugün cemaatlere, tarikatlara yeniden alan açanlara şunu söylüyoruz. Kamer Genç söyledi dinlemediniz. 15 Temmuz’u yaşadınız. Ders almadınız. Her sırtını sıvazladığınız cemaat ve tarikat Milli Eğitim’de yapılanarak sonra dönüp adalet sisteminde yapılanarak ve en nihayetinde silahlı kuvvetler içinde yapılanarak er yada geç içindeki Cumhuriyete olan kinini kusacak, namluyu bu millete çevirecektir. Biz Atatürkçüler onun kurduğu partinin neferleri onun çok sevdiği onun Cumhuriyeti’ne sahip çıkan Menemen’in güzel insanları, İzmir’in cumhuriyetçileri, Türkiye’nin bütün Atatürkçüleri günün birinde onlar namluyu millete çevirdiğinde yine bu toprakları bu ulusu bu bayrağı koruyacağız. Onun için cemaatlere tarikatlara ve onların devleti ele geçirmesine ‘Dur’ diyoruz. Hayır diyoruz. Geçit yok diyoruz.

"ÇİRKİNLEŞEREK MUVAFFAK OLACAKLARINI SANIYORLARSA..."

Öte yandna partisinin İzmir İl Başkanlığını ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimler konusunda kentte olgunluk ve centilmenlikle kampanya yürüttüklerini belirterek “Bugüne kadar İzmir’de muvaffak olamayanlar, çirkinleşerek muvaffak olacaklarını sanıyorlarsa bunda aldanıyorlar. En iyi cevabı bir kez daha İzmirlilerden alırlar. Kampanya süresincede İzmir’de hem genel başkan sıfatıyla hem de burada yetişmiş bir İzmir evladı sıfatıyla beni burada çokça göreceksiniz. İzmir’de en iyi sonucu hep birlikte alacağız" dedi.