CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Tekirdağ aday tanıtım toplantısına katıldı. Burada konuşan Özel, önceki gün Çorlu tren faciasının 19’uncu duruşmasına katıldıklarını ve adalet rayların altında kalmasın diye 25 Nisan’a ertelenen duruşmaya da gideceklerini söyledi. Özel, şunları dile getirdi:

“ÇORLU DAVASINDA TARAFIMIZI BELLİ ETTİK”

*Biz oraya giderek ve örgütümüz ilk günden beri giderek, milletvekillerimiz ilk günden son güne kadar orada olarak aslında biz tarafımızı belli ettik. Biz mağdurdan yanayız ama birileri de tarafını belli edecek iki tane iş yaptılar. Bir tanesini şöyle yaptılar.

*Kaza olduğu sırada Devlet Demiryolları Ulaşım AŞ’nin genel müdürü olan kişi Veysi Kurt, uzun tartışmalardan sonra görevden alınmıştı. Onu, karar duruşması diye bizim bildiğimiz, onların da duruşmayı erteleyeceklerini bildikleri günden 4 gün önce bu sefer Devlet Demiryolları’nın, TCDD’nin genel müdürlüğüne getirdiler.

*Yani Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Siz mağdurdan tarafsınız ama şunu bilin, ben onları yargılatmadım. Onları kanun önüne çıkartmadım. Onlara hesap sorulup da ipin ucu bana uzansın diye, Binali (Yıldırım) Bey üzerinden bize kadar gelsin diye gayretlerin karşısında dimdik durdum, siz mağdurun tarafında olabilirsiniz. Biz katilin tarafındayız’ dedi.

*Bu kadar net taraf koydu kendisine. O gün bilmiyorduk bunlara tepki gösterirken ama sonradan öğrendik ki, kazanın olduğu gün Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın genel müdürü vardı, İsa Apaydın. O da ayrılmıştı. Bir yerlerde şirket kurmuş.

*O kurduğu şirketle ihalelere girermiş ve tam bizim duruşma salonunda olduğumuz dakikalarda Samandağ’da bir yol ihalesi karara bağlanmış, 1,3 milyar lira İsa Apaydın’ın kurduğu şirkete verilmiş. Yani Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Madden de arkalarındayım, manen de arkalarındayım. Ben burada kimseyi yargılatmadım. Sadece çok alt düzeydeki sorumluların yargılanmasına izin verdim.

*Kimi atadıysam arkasında durdum. Bundan sonra da durmaya devam edeceğim’ dedi. Biz de buradan Tayyip Erdoğan’a hatırlatalım. Sen kimin arkasında durursan dur, biz haklının yanında, mağdurun yanında, ezilenin yanında, yani Cumhuriyet Halk Partisi ki kimsesizlerin kimsesidir; O senin kimsesiz gördüklerinin yanında kapı gibi durmaya devam edeceğiz.

“BÜYÜKŞEHİRLERDE 5 GÜÇLÜ KADIN ADAYIMIZ VAR”

Bugün de Yüceer’in aday tanıtım toplantısı için Tekirdağ’da olduklarını belirten Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

*Tabii Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk’ün kurduğu parti. Daha dünyada, dünya kadar ülkede kadınlar oy kullanamazken seçme ve seçilme hakkının tanındığı bir ülkedeyiz. Nice Avrupa Birliği ülkesi bizden 30 sene sonra kadınlara oy kullandırtmaya ya da onları milletvekili yapmaya, belediye başkanı yapmaya başladı.

*Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinden 10 yıl geçmeden bu önemli vizyonu ortaya koydu ve bize de bunu öğütledi. Biz o yüzden Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday belirleme süreçlerinde mutlaka kadın adayların ve gençlerin olması gerektiğini düşündük. Kadınla ilgili mesele şudur.

*Hayatın tam yarısı kadınlardan ve erkeklerden oluşurken bu kendiyle çok övünen, kendini vazgeçilmez gören biz erkeklerin her birini hem dünyaya getiren hem yetiştiren, ilk bilgileri verenler kadınlarken, en iyi öğretmenleriniz kadınlarken maalesef bizler Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapanlar, Atamızın vizyonunu takip ettirip bugünlere getirmekte önemli bir eksiklik ve mahcubiyet içindeyiz.

*Rakamlar kötü. Benden önce bu görevi yapan Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, çok önemli bir vizyon koydu, kadın kotası getirdi, gençlik kotası getirdi, mücadele etti ama eldeki rakamlar bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nde tam iki katına çıkabiliyor. Yine de yeterli değil ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği büyükşehirlerde Muğla varken elimizde, İzmir varken, Aydın varken, Antalya varken, İstanbul, Ankara varken, Mersin, Adana varken sadece bir kadın büyükşehir belediye başkan başkanımız vardı.

*Sevgili Topuklu Efe’miz. Bu dönem 5 güçlü kadın adayımız var. Bu 5 adayımızın gönül ister, 5’i de seçimi alsın. 5’te 5 yapmak istiyoruz. Gün gelecek, Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yarısı kadın, yarısı erkek olacak. Belediye başkanlarının yarısı kadın, yarısı erkek olacak.

“KADİR BAŞKAN, TAYYİP BEY GİBİ YAPMIYOR”

Tekirdağ’da CHP’li mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ın ailesindeki bir sağlık sorunu nedeniyle İzmir’e gittiği için programda olmadığını söyleyen Özel, şöyle devam etti:

*Candan Başkan’ın ondan alacağı ve sürdüreceği en önemli özellik şu. Hiç yöneticilikte Tayyip Erdoğan’a benzemiyor Kadir Başkan. Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Ben iktidarım. Bak, Hatay muhalefette kaldı. Boynu bükük kaldı’ diyor.

*Yani ‘Bana oy vermeyene hizmet etmedim’ diyor. Diyor ki Hataylılara, ‘Deprem geçirdiniz. Çadırda kaldınız. Açıkta kaldınız. Şimdi konteynerdesiniz. Bir kısmınız hâlâ çadırda. Sorununuz çok ama sizin bir kusurunuz var. Oyu bana vermemek. O yüzden sizi cezalandırıyorum’ diyor. Hatta diyor ki, ‘Bak, bir daha sandığa gideceksiniz.

*Benim partime oy vermezseniz mahsun kalırsınız’ diye şantaj yapıyor. Burada 11 ilçe belediyesi var. 7’sini Cumhuriyet Halk Partili belediyeler yönetiyor, 4 tanesini de CHP’li olmayan belediyeler. Her bir belediye başkanı hakkını teslim ediyor ki, bunu bütün Tekirdağ biliyor.

*Kadir Başkan, Tayyip Bey gibi yapmıyor. Bizde olmayan belediyeyle olan belediyeye eşit davranıyor. Oy vermeyen kimseyi oy verenden ayırmıyor. Kendisine gerçek bir devlet adamı olduğu için yürekten teşekkür ediyorum.

“TELAFİ EDİCİ BÜYÜMEYİ BÜYÜMEDEN SAYIYORLAR”

Albayrak’ın diğer çalışmalarını öven ve bundan sonra da parti bünyesinde çalışmalarını sürdüreceğini vurgulayan Özel, bundan sonraki süreçte de Yüceer’in, Tekirdağ’ı örgütle birlikte yöneteceğine işaret etti. Bölgedeki tarımın önemine de dikkat çeken Özel, şunları söyledi:

*2023 rakamları açıklandı. Tekirdağ için de çok önemli, benim memleketim için de. Güya Tayyip Bey diyor ki, ‘Hani yokluk, yoksulluk vardı? Bakın, Türkiye büyüdü’. Bir ara öyle bir küçülttüler ki, şimdi telafi edici büyümeyi büyümeden sayıyorlar.

*Türkiye toplamda büyüdü diye gösteriyorlar ama tarımda Türkiye, 2021’de yüzde 3 daralmıştı. Bu sene büyüyecek deniyordu. Yine yüzde 0,2 küçülmüş Türkiye gibi nüfusu artan, Türkiye gibi İhracatı olan, Türkiye gibi beslenme konusunda çok üst düzeyde bir talebin ortaya çıkmış olduğu; büyük bir ordusu, güçlü bir ordusu olan, genç bir nüfusu olan ülkede ve bu kadar verimli toprakları olan bir ülkede tarımın küçülmesini asla ve asla içimize sindiremiyoruz. Gıda enflasyonu, TÜİK’e göre bile yüzde 70. Gerçek gıda enflasyonu yüzde 120 ile 145 arasında ölçülüyor.

*Bir yandan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin kişi başına milli gelirinin 13 bin 110 dolara çıktığını söylüyor ama bir yandan en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Açlık sınırı 16 bin 200 yüz lira. 10 bin liralık emekli maaşı 3 bin 800 dolardır. 17 bin liralık asgari ücret, 6 bin 400 dolardır. Türkiye’de kişi başına 13 bin dolar düştüğüne göre emeklinin kayıp 10 bin doları nerededir?

*Kayıp 10 bin doları var emeklinin. Asgari ücretlinin kayıp 7 bin doları vardır. Bu ülkenin emeklisi ve bu ülkenin çalışanları, her birinin cebinde yıllık 10 bin dolar, 300 bin lira para kayıpsa, bütün asgari ücretlerin cebinden 7’şer bin dolar, 210 bin lira yıllık kayıpsa bu para kimin cebinde durmaktadır? İşte bunun hesabını sormak zorundayız.

“TERÖR DİYE KANDIRIP OY ALDILAR”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın propagandalarına da değinen Özel, şöyle konuştu:

*Recep Tayyip Erdoğan, dün bir kez daha seçimleri kaybettiğini görünce geçen sefer yaptığı gibi iftiraya, yalana, dolana, hakarete sarılacağını gösterdi ve sarıldı. Geçmiş seçimlerde, sonradan kendisinin yalan olduğunu kabul ettiği montaj videolarla ‘Efendim CHP’nin, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına, Sayın Kılıçdaroğlu’na güya Kandil destek veriyormuş, alkış yapıyormuş.

*Montaj video yapacak kadar utanmazlığı ele aldılar. Birçok insana da şunu söylediler. ‘Evet. Açsın. Yoksulsun. İşsizsin. Güvencesizsin ama tehlike büyük. Vatanı bölecekler, oyu bize vermelisin. Bayrağı indirecekler, oyu bize vermelisin. Ezanı dindirecekler, oyu bize vermelisin’. Bu çok büyük bir yalandı. Seçim geldi geçti.

*Yoksul insanları, dardaki insanları beka sorunuyla korkutarak, terörle iş birliği diye yalanlar atarak kandırıp oylarını aldılar. Şimdi 10 bin lira emekli maaşına mahkûm ediyorlar. İşsizliğe, derin yoksulluğa mahkûm ediyorlar.

*Pazar yerlerinde çürümüş, atılmış, ezilmiş sebze meyveyi yüzünü kapayarak toplayan analarımız var. Onlar o hâldeyse yüzünü gizleyecek olan onlar değil; biziz, hepimiziz ama esas yüzünü gizleyecek olan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Gelinen bu noktada yine yalana sarılarak insanların açlıklarını, yokluklarını başka bir şeyle telafi etmeye çalışıyor.

“BAYRAK VE EZANLA TEHDİT EDİYORLAR”

*Aynı Hitler gibi... Yıllar önce Alman halkı açlıktan kırılırken, Alman bebeler açlıktan ağlarken Goebbels, Hitler’e şöyle metinler yazıyordu: ‘Alman çocuklarının tereyağına değil, güçlü Alman tanklarına, gres yağına ihtiyacı var’. Şimdi burada bayrak ve ezanla tehdit ediyor. Seçim geçti. O beş vakit mübarek ezanı okuyan müezzinin hakkını yine sizin vekilleriniz savunuyor.

*Diyorlar ki müezzinlere, imamlara, Diyanet Sen’e, ‘Siz faizsiz bankacılığa gideceksiniz. Onlar size promosyon verecek. Özel bankanın verdiği onda birine razı etmeye çalışıyorlar’. Ezanı susturacak diyenler, ezanı okuyanın hakkını savunuyor. Tayyip Erdoğan da onun hakkını yedirtiyor. Buradan şunu söyleyelim. Ben Tekirdağ İl Başkanımın, adaşımın gözünün içine baka baka söyleyeyim. O da gittiği her yerde bunu söylesin.

*Bu ülkenin beka sorunu olduğunda kimin ne yaptığını hepimiz biliyoruz. Beka sorunu nedir? Yok olma, istila olma, zapt edilme, ele geçirilme; oldu mu? Vallahi oldu.

*Matbaayı 200 yıl geç getirince, adamlar 200 yıl ileri geçince, teknolojiye değil de saraylara yatırım yapınca, akla, insana değil de şatafata yatırım yapınca ve 1200’lerde İngiltere’den parlamento deneyimi başlarken, 1700’lerde Fransa kendi devrimlerini yaparken, herkes demokrasiye giderken tek adam rejimi sürünce bu memleket, yapamadığımız toplarla, yapamadığımız donanmalarla, tuhaf deyimlerle 30 yıl Haliç’e zincirlediğimiz donanma küflenmişken geldi işgal altına girdi.

“DÜŞMAN DONANMASINA KIRMIZI HALI SERİYORLARDI”

*Bu ülkeye işgal donanmaları geldi. O gün bize bunlar, kendilerini milli görüp bizi gayrımilli ilan edenlerin çok sevdikleri, peşinden gittikleri, Numan Kurtulmuş’un dediği gibi ‘150 yıldır aynı yoldayız’ diyor. O yolun yolcuları, o düşman donanmasına kırmızı halı seriyorlardı.

*Bizim yolunun yolcusu olduğumuz Kartal istim botunun ucuna çıkmış, mavi gözleriyle ufka bakıp yanındaki yaverine ‘Korkma çocuk, geldikleri gibi gidecekler’ diyordu. Beka sorunu varken bizimkiler Bandırma vapuruyla Samsun’a, oradan Sivas’a, Erzurum’a, Ankara’ya savaşa; onunkiler İngiliz zırhlısıyla yurt dışına...

*Beka sorunu varken biz, İngiliz uçaklarının attığı İskilipli Atıf Hoca’nın, ‘Kurtuluş Savaşı’na katılmayın. Gazi Mustafa Kemal’in katli vaciptir’ yazıları atılırken biz Ankara Müftüsü Börekçi’nin fetvasını dinliyorduk. ‘Kurtuluş Savaşı’na katılmak her Müslüman’ın boynunun borcudur’ diyordu. Bugün, o Ankara Müftüsü Börekçi’nin daha sonra başına geçeceği Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulduğu gün.. Bugün 3 Mart. Güvence olan laiklik ilkesinin temellerinin atıldığı gündür.

“İZMİR ADAYLARININ AFİŞLERİNDE AK PARTİ AMPULÜ YOK”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelik söylediği sözleri hatırlatan Özel, İzmir adayı üzerinden sert tepki gösterdi. Özel, şu ifadeleri kullandı;

*Tayyip Erdoğan demiş ki dünkü yalanlarına, ‘Özgür Özel partisini topladı’ demiş. İnanamıyorum, bu sözleri nasıl söylüyor? Herhalde bunu nerede söylemem lazım, bilmiyorum. Sizin duymuş olmanız lazım. Ben demişim ki, ‘Seçim geçene kadar sahtekâr olun. Sahte olun. Milleti kandırın. Sakın gerçek yüzünüzü göstermeyin’.

*Demişim ki, ‘Seçime kadar gizlenin, riyakarlık yapın. AK Partililerden oy toplayın’. Değerli partililerim, şimdi ben bir şey diyeceksem zaten açıktan söylüyorum da sen bize bir şey demedin demezsiniz. Ne diyeceğimi bilirsiniz ama bir şey diyeceksem, şunu söylerim.

*Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan yürüyün derim. Zaten yürüyorsunuz. 6 okumuza ayrı ayrı sahip çıkın, derim. Derim ki örneğin günün birinde, Türkiye’ye yine had bildirmek için altıncı filo falan gelirse Tayyip Bey’in kendisinin abilerinin yaptığı gibi sakın ona doğru onu kıble görüp namaz kılmayın.

*Hemen gidin o altıncı filoyu denize dökün derim. Bir genç arkadaşımı görsem yakasında rozeti yok, kendi rozetimi ona takarım.

*Ben rozetimizle gurur duyarım ama Tayyip Bey ne yapıyor? İzmir’de Tayyip Bey’in büyükşehir belediye başkan adayı, ilçe belediye başkan adayları bırak rozet takmayı, billboardda AK Parti’nin ampulü yok, arabada AK Parti’nin ampulü yok, afişte, broşürde AK Parti’nin ampulü yok. Diyor ya, ‘Sahtekar olun, kendinizi gizleyin, oy alın, gerekirse riyakarlık yapın dedi Özgür’. Bakın, kişi kendinden bilir işi. Biz böyle bir şeyi aklımızdan bile geçirmedik. Onurla, gururla burada rozet ama İzmirlilere ‘Aman rozet kullanmayın. Benim ismimi bile asmayın. Belki ancak o zaman İzmir’de şansınız olur’ diyen riyakarı da bütün Türkiye’ye bir kez daha gözler önüne seriyorum. Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.