Olay, Ergani ilçesinde 27 Kasım 2021’de meydana geldi. Yusuf Evran, annesine ait evin tuvaletinde hareketsiz bulundu.

Çağırılan sağlık ekibinin yaptığı kontrolde silahla vurulduğu saptanan Evran’ın yaşamını yitirdiği tespit edildi.

İlçeye giden İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri olayla ilgili çalışma başlattı.

Evde inceleme yapan ekipler, olayın hemen öncesi Evran’ı görenlerle görüştü. Evran’ın öldürüldüğü saatin öncesi ve sonrasında evin çevresinde telefon sinyali çalışması yapıldı. 

Bazı şüphelileri tespit eden polis, ifadelerini aldı. Bu kişilerden bazıları, Evran'ın kendisini ‘hoca’ olarak tanıttığını, muska yazıp merhemler verdiğini, bu yöntemle rahatsızlığı olanlarda iyi sonuçlar alındığını yayarak kadınlarla irtibat kurduğunu söyledi. Bunun üzerine ekipler, soruşturmayı bu yöne kaydırdı.

Araştırmanın ardından şüpheli olarak tespit edilen Z.T. adlı kadın ile babası Z.T. yakalanarak gözaltına alındı. Baba- kız, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Baba Z.T., ilk duruşmada tahliye edildi.

‘ÜZERİNDEKİ BÜYÜYÜ ALACAĞI GEREKÇESİYLE İKAMETİNE GÖTÜRDÜ’

Diyarbakır 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 5'inci duruşmaya Z.T., babası Z.T., avukatları Mehmet Koyuncu ve maktulün yakınları ile avukatları katıldı. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında ağırlaştırılmış müebbet cezasında haksız tahrik hükümleri gereğince indirim yapılmasını talep etti. 

Savcı, Z.T.’nin 18 yıldan 24 yıla kadar hapsini istedi. Baba Z.T. için ise azmettirme suçundan yine 18 yıldan 24 yıla kadar hapis ve cezada artırım talep edildi. Z.T.’nin annesinin ölümü sonrasında yaşadığı bunalım üzerine Yusuf  Evran tarafından uzun bir süre boyunca cinlerle ve büyülerle korkutularak psikolojisinin bozulduğu belirtilen mütalaada, “Z.T.’yi, ‘Sana üç harfliler musallat olmuş, bu sebeple hayatın kötüye gidiyor’ diyerek manevi cebri altına almaya başladığı, sonraki süreçlerde devamlı olarak 3 harflilerle Z.T.’yi korkutmaya devam ettiği, bu şekilde de maktulün, annesini kaybettiği için zaten bir yıkım yaşayan Z.T.’yi cinlerle korkutmak suretiyle onun manevi dünyasında tahribat oluşturarak ruhunda derin yaralar açtığı, psikolojisini bozarak manevi yönden etkisi altına aldığı, evlerine geldiğinde Z.T.’yi sürekli cinsel yönden musallat olduğu, manevi ve duygusal olarak büyük bir boşluğa düşen Z.T.’nin sıkıntılı süreci kimseye anlatamayarak kendi içerisinde derin bir şekilde yaşadığı, maktulün üç harflilerle ailesine zarar vereceğinden çekindiği, nihayetinde olaydan 2-3 ay öncesinde maktulün Z.T'yi üzerindeki büyüyü alacağı gerekçesiyle annesinin ikametine götürerek burada zorla tecavüz ettiği. Z.T.’nin artık dayanamayarak olayı babasına anlattığı ve baba Z.T.’nin tek evladı olan Z.T.’nin bu yaşadıklarını kabul edemeyerek kızıyla birlikte Yusuf Evran’ı öldürmeye karar verdiği, baba Z.T.’nin azmettirmesi sonucunda Z.T.’nin Yusuf Evran’ı haksız tahrik altında tasarlayarak tüfekle ateş ederek öldürmek suretiyle öldürdüğü” ifadeleri yer aldı.

Duruşmada savunma yapan avukat Mehmet Koyuncu müvekkilinin ağır tahrik altında cinayeti işlediğini belirterek, müvekkilinin beraatini istedi.

Mahkeme heyeti, Z.T.’nin cinayeti ‘ağır tahrik’ altında işlediğine kanaat getirerek, 10 yıl hapis cezası verdi.

Mahkeme, cinayeti azmettirmekle suçlanan babası Z.T.’nin mahkumiyetine ise yeterli delil bulunmaması nedeniyle beraatini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, kararla birlikte Z.T.'nin ‘ağır tahrik indirimi’ ile tahliyesine karar verdi.