Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve benzeri projelerde çalışan çocukların yaşadıkları, Türkiye'de çocuk işçiliği gerçeğini ve mesleki eğitim adı altında çocuk işçiliğinin hangi boyutlarda olduğunu gözler önüne seriyor. 

Veriler ise AKP döneminde mesleki eğitim adı altında çocuk işçiliğinin özendirildiğini, kursiyer, stajyer ve çırak adı altında çalışan çocukların sayısında patlama yaşandığını kanıtlıyor.

Mesleki eğitim adı altında 14-18 yaş arasındaki yüzbinlerce çocuğun ağır çalışma koşullarında istihdam edilmesinin önünün açılmasıyla birlikte yaşanan iş kazaları da Türkiye'nin gündemine gelmeye başladı.

STAJDA HAYATINI KAYBETTİ

İstanbul Büyükçekmece'de 14 yaşındaki Arda Tonbul, 9 Ocak Salı günü staj yaptığı metal, demir ve çelik alanında faaliyet gösteren iş yerinde, saç büküm makinesinde çalıştığı sırada kafası sac büküm makinasına sıkıştı.

MESEM kapsamında staj gördüğü işyerinde kafası sac büküm makinesinde 16 dakika boyunca sıkışan Tonbul, 6 gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Olayla ilgili iş yeri sahibi H.Ö. ile İş Güvenliği Uzmanı Ö.K. çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.  

İŞ KAZASIYLA HAYATI KARARDI

Benzer bir şekilde lise öğrencisi Beyzanur Hatmorioğlu'nun yaşadıkları da Türkiye'nin gündemine gelmişti. Antalya Muratpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde elektromekanik alanında eğitim gören Hatmorioğlu, Akdeniz Sanayi Sitesi'ndeki bir araç servisinde, kalfalık eğitimini sürdürürken, iş kazası geçirdi.

Hatmorioğlu ve ustası T.A., 20 Haziran'da servise gelen otomobilin arka koltuğu altındaki yakıt deposunun şamandırasını değiştirirken, parlama oldu. O sırada aracın içinde olan ve alevler arasında kalan Hatmorioğlu'nun yüzü ve vücudu ciddi derecede yandı. Hatmorioğlu, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılırken, T.A. ise Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedaviye alındı.

Uzun süre Akdeniz Üniversitesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedavi gören Beyzanur Hatmorioğlu, 15 ameliyat geçirdi. Kaza nedeniyle vücudunun yüzde 80'inin ileri derecede yandığını aktaran Hatmorioğlu, kalıcı hasarın fizik tedavilerle düzelemeyeceğinin kesinleştiğini belirtti.

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞÇİLİĞİ GERÇEĞİ

Son günlerde mesleki eğitim adı altında stajyer veya çırak olarak çalışan lise öğrencilerinden art arda gelen iş kazası haberleri, Türkiye'de staj adı altında yürütülen çocuk işçiliği gerçeğini de gözler önüne serdi.

İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, Türkiye'de 2023 yılında 14 yaş ve altı 22 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 32 çocuk/genç işçi olmak üzere toplamda 54 çocuk işçi hayatını kaybetti. İSİG yetkililerine göre, Türkiye'de 2024 yılında bir milyonun üzerinde çocuk işçi bulunuyor.

SGK verilerine göre ise Türkiye'de Ekim 2023 itibarıyla aktif sigortalılar kapsamında 1,3 milyon stajyer ve kursiyer, 576 bin çırak bulunuyor. MESEM gibi projelerle beraber Türkiye'de çırak, stajyer ve kursiyerlerin sayısı son 5 yılda yüzde 28 artış gösterdi.

 

 

DEVLETTEN BÜYÜK TEŞVİK

Mesleki eğitim kapsamında stajyer, kursiyerlerle alakalı 2016 yılında önemli değişiklikler yapılmıştı. 16 Şubat 2016 tarihinde ve 6676 sayılı Kanun ile stajyer adı altında çalışanların kapsamı genişletilmişti.

2016 Aralık'ta Resmi Gazete'de yayınlanan kanunla çıraklık eğitimi örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınarak mesleki eğitim merkezleri (MESEM) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlandı. Kanunlara göre, şu anda 14 yaşını doldurmuş, ilköğretim mezunu olanlar, diğer şartların da uygun olması halinde çıraklık sözleşmesi yapabiliyor.

Çıraklık eğitiminin örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınması ile işletmelerin çırak ihtiyacının karşılanması amaçlandı. Bu okullarda meslek liselerinden farklı olarak okul eğitimi haftada bir gün sürerken diğer günlerde çocukların iş yerlerinde çalışmasının önü açılmış oldu.

Ayrıca benzer bir düzenlemeyle 10 ve daha fazla sayıda çalışanı bulunan işletmelerde, çalışan sayısının yüzde 5'inden az olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurum öğrencilerine staj yaptırılması zorunlu hale getirildi.

Çırak ve stajyerlerin ücretleri de asgari ücretin yüzde 30’u olacak şekilde belirlenirken bu ücretin bir kısmı devlet katkısı adı altında İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor.