İzmir seçmeni neden AKP’ye, neden İYİ Parti’ye, neden DEM’e oy vermesin de size versin? Onlara ne vaat ediyorsunuz?

Önceki dönemde biliyorsunuz ittifaklar vardı. Biz bu dönem ittifak olmadan seçime giriyoruz. Bunun altını çizmek lazım. O yüzden çok seçenek var. Bu, aynı zamanda demokratik bir zenginlik, bundan rahatsız değilim. Cumhuriyet Halk Partisi’nin temsiliyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olurken İzmir’i ve İzmir’in sosyal demokrat belediyecilikte yeniliği temsil etmeyi üstlenerek ve buradaki sorumluluğumun bilincinde aday oldum. Bu çerçevede İzmir’e her şeyden önce sosyal demokrat bir belediyecilik vaat ediyorum. Bunun yanında altyapıya daha fazla yatırım yapacağım. İzmir’i kalkındıracak bir kalkınma belediyeciliği de vaat ediyorum. Bence içinde bulunduğumuz yoksulluk, işsizlik, istihdamdaki sıkıntılı tabloda belediyelere de iş düşüyor. Diğer adaylara gelince, açık yüreklilikle şunu söylemeliyim. Ben belediyecilik deneyimi olan, beş yıl boyunca başarılı olduğuma çok inandığım, insanların da teyit ettiği bir şekilde başkanlık yapan adayım. İzmir’i çok iyi tanıyorum. Yaşamımın yüzde 90’ı burada geçti. Bu süreç boyunca sivil toplum kuruluşlarında aldığım görevlerle, siyasette yaptığım çalışmalarla, sosyal duyarlılığı, ülkesine dair duyarlılığı yüksek bir aday olarak kendimi önde görüyorum. İzmir’in ruhunu, beklentilerini çok iyi bilirim. İzmir’in geleneksel olarak benimsediği bir yaşam şekli ve kültürü var. Bunun devamını istiyoruz, üzerine de vizyoner belediyecilik anlayışını koyuyoruz. Geçen 5 yıl içinde önümüzdeki 25 yılı, 50 yılı kapsayan bir belediyecilik anlayışını kapsayarak yönettim Karşıyaka’yı.

İzmir aynı zamanda göç alan bir yer. İç göç de alıyor. Yaşam şeklinden, belki biraz daha yaşaması kolay olduğu için büyükşehirlerden gelen çok. Bu sizi memnun eden bir şey mi?

Nitelikli göç yaşadığımızı düşünüyorum, bundan da mutluyum. Gelenler kentimize değer katıyorlar. İzmir’i tercih etmelerinin iki nedeni var bence. Biri, burada demokratik ve özgür bir ortam olması, diğeri güvenli ve aynı zamanda sosyal yaşamın oldukça zengin olması.

Tabii doğamız, tarihimiz, turizmimiz var. Bunlar da burayı çekici hale getiriyor. Tek rahatsızlığımız İzmir’den dışarıya giden gençlerimiz. Onların burada gelecek kurmasını, girişimci fikirlerini hayata geçirmelerini istiyoruz. Karşıyaka’da bir girişimcilik merkezi açtım ve çok başarılı işler yaptık. İzmir’i bu anlamda bir üs haline getirmeyi hedefliyorum.

Anketler ne diyor? Kararsız seçmen çok mu?

En azından 25 yıldır kesintisiz bir şekilde sosyal demokrat belediye başkanları tarafından yönetiliyor İzmir. Bence bunun kentin dokusuna getirdiği bir nitelik, bir kalite, bir güzellik var. Anketlerde önde çıkıyoruz. Kararsızlara gelince, yüzde 10-15 civarı. Ağırlıklı olarak Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni olduğunu görüyoruz.

Partideki değişim süreci veya mayıs seçimlerinden dolayı mı?

Her ikisi de. Daha ağırlıklı olarak genel seçimden sonra partiyle ilgili oluşan o güvensizlik duygusu. Ama bir miktar da partinin kurultayı sırasında yaşanan o görüş ayrılığının parti seçmeninde bir kırılganlık yarattığıyla ilgili bir düşüncem var.

İlk 180 günlük planınızı tasarlamışsınız...

Trafik konusu, yolların bakımı, toplu ulaşımla ilgili sıkıntılar en elzem konular gibi görünüyor. Nerede kavşak yapacağımız, alt geçit, üst geçitleri nasıl konumlandıracağımız, toplu ulaşımı nasıl düzenleyeceğimiz, hangi yolları, kaldırımları yenileyeceğimiz belli.

İzmir’in deprem sıkıntısı var, kentsel dönüşümü nasıl planladınız?

İki şey yapacağız. Birisi riskli alanlarımızı daha net olarak tanımlayacağız. Hangi alanlarda daha fazla zemin problemi olduğunu ve nerelerde daha fazla deprem riski yaşadığımızı tanımlayacağız. Sonra binaların envanterini -ki bunlar bir ölçüde tamamlandı- bitireceğiz. Sonra acil müdahale edilmesi gereken yerlerde dönüşüm yapacağız. Buralarda yapı güvenliğini yani yapı standartlarını yükseltmekle ilgili alacağımız kararlar varsa onları alacağız. Ayrıca bazı yeni yerleşim bölgeleri tanımlayacağız. Ben önümüzdeki beş yıl içerisinde en az 25 bin yeni konut yapacağımızı söylüyorum.

Kaynak nereden bulacaksınız?

İzmir’in aslında kendi toplu konut geleneği var. Fon yaratmayla ilgili yeni fikirlerimiz de var. Belediyenin biraz daha sübvanse etmesini sağlayacağız.

Buradan seçmeninize ne söylemek istersiniz?

Bu göreve gerçekten çok iyi hazırlandım ve görevi hak ettiğime çok eminim. Bir puanlama yapsanız muhtemelen diğer belediye başkan adaylarıyla en fazla puana sahip olduğuma inanıyorum. Her şeyden önce 5 yıllık bir metropol ilçe belediye başkanlığı, siyasi ve sivil toplum deneyimim var. Dünya görüşüm, vizyonum, bakış açım İzmir ile çok uyumlu. Katılımcı, demokratik bir anlayışla İzmir’in o güzel yapısını koruyarak, kültürünü, sosyal yaşamını, insan dokusunu, dünya görüşünü koruyarak bu şehre hizmet etmek istiyorum.

Burada üzüldüğüm o kırgınlık hisseden insanlarımızın ‘sandığa gitmeyeceğim’ şeklindeki ifadeleri. Onlardan çok rica ediyorum. Lütfen sandığa gelin. Lütfen bize destek olun.

Lütfen bana güvenin ve inanın. Çünkü çok başarılı bir belediye başkanı olacağım, söz veriyorum. Onların ailelerinden birisi gibi olacağım aynı zamanda. Çünkü ben İzmir’in gerçekten her şeyini özümseyerek bu noktaya gelmiş bir insanım. Mesleki yaşamım, kültürel yaşamım, sosyal yaşamım başarılarla dolu.  Şehrimizin bütün değerlerini kucaklayarak, bütün o birikimini kucaklayarak hep beraber yönetelim çok isterim. O nedenle bu hikayenin dışında kimse kalsın istemem. Gelirler, bana destek olurlarsa, oy verirlerse inanılmaz minnettar olurum. Sonra da onlara olan borcumu büyük bir gururla öderim.

KREŞLER YAYGINLAŞACAK

 Çocukları da sorayım çünkü aslında belediyelerden en büyük beklentilerden biri de çalışan annelerin sorununu giderecek kreşler...

İzmir’in sosyal demokrat belediyecilik geleneğinde çok sayıda kreş yapıldı bugüne kadar. Karşıyaka’da 8 kreş var mesela. 6’sı Karşıyaka Belediyesi, 2’si İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin. Bunların sayısını artıracağız. Dağılımını homojenleştireceğiz. Olmayan yerlere ağırlık vereceğiz. Ayrıca kreşlerde çağdaş bir yaklaşımı benimsiyorum. Karşıyaka’da yaptım, bütün İzmir ölçeğine yayacağım. Çocukları teorik bilgiyle yükleme değil de biraz yaşamı öğretme, atölye çalışmalarıyla bilgi sahibi olmalarını sağlamak. Çevre, doğa, iklim bilinciyle yetişmelerinin önünü açmak. Geziler düzenlemek. Özgüvenlerini artırmak. Böyle bir yaklaşımımız var.

“HUZURUN YÜZYILI” İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Emekliler için özel projeleriniz olduğunu biliyorum. Kaç emekli var İzmir’de?

İzmir’de 578 bini 65 yaş üzeri olmak üzere 1 milyon 200 bin civarı emeklimiz var. Çok fazla sayıda emeklimiz gerçekten bugün düşük emekli maaşları nedeniyle hayatlarını sürdüremez durumda. Bir emekli dayanışma kartı vereceğiz. Özellikle 65 yaşın üzerinde emekli maaşıyla geçinen ve destek ihtiyacı olanlar için... Buralarda kira, fatura, market alışverişi desteği -ki bunlar aylık ortalama kişi başına en az 1000-1500 liralık bir rakamdır- vereceğiz. Ayrıca suyu da 4 metreküplük miktarını tamamen ücretsiz vermeyi, 4 metreküp üzerindeki fatura kısmında da yüzde 50 indirim yapacağız. Göreve gelir gelmez bu paketi devreye sokacağız.