Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 300’den fazla kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin 13 sanığın yargılandığı davanın 18. duruşması Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülüyor.

Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanığın “taksirle bir veya birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan yargılandığı davanın 18’inci duruşması başladı. Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya taraf avukatları ve kazada hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. 

Bir önceki duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, 3 sanık hakkında bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan cezalandırılarak tutuklanmalarını; diğer sanıklar hakkında ise basit taksirden cezalandırılmalarını talep etmişti. Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını tekrar okudu. Ardından katılanlar beyanda bulundu. 

"ÖLEN ÇOCUKLARIN HESABINI KİM VERECEK"

Kazada hayatını kaybeden 16 yaşındaki Sena Köse'nin annesi katılan Aysun Köse "Burada elimizde olan sanıkların en üst cezayı almalarını istiyorum. Bu insanlar cezalarını çekerken o dokunamadığımız insanlar tekrar aynı kararlar doğrultusunda devam ettiğinde bu ölen çocukların hesabını kim verecek. Benim kızım bir daha dünyaya gelmeyecek, ben onun acısıyla ölene kadar yaşayacağım. Daha üst makamlar için de bir şeyler yapılmasını istiyorum sizden. Aynı ihmaller yapılmaya devam ettikçe daha çok can yanmaya devam edecek. Ama diyorsanız ki bize verilen kota bu kadar, benim söyleyecek hiçbir şeyim kalmamıştır" dedi.

Cabbar Laçin ise "6 yıldır bu acıyı çekiyoruz. Benim kızım rahmetli olduktan sonra hasta oldum. Bir tek şey söylemek istiyorum, bir otobüs kaza yaptığı zaman şoförü getirip sorguluyorlar. Ben bu davada bir makinistin duruşmaya geldiğini görmedim. Ben gereken en ağır cezanın verilmesini talep ediyorum" ifadesini kullandı. 

"İHALELERİNİ ALMAYA DEVAM ETTİLER"

Mısra Öz de "Sayın heyet ben 6 yıldır oğlumun acısını yaşıyorum. Özlemiyle kahroluyorum. Sizlerin de oğlu olabilirdi. Biz hukuk çerçevesinde sizi hep anlamaya çalıştık. Ama siz ne yazık ki elinizi vicdanınıza koyarak anlamaya çalışmadınız. Vereceğiniz kararlarla bizim içimiz soğumaz çünkü buraya tanık olarak bile getiremediğiniz İsa Apaydın ve Ali İhsan Uygun, ihalelerini almaya devam ettiler" dedi. Öz şöyle devam etti:

- Çok bir şey istemiyoruz, adalet istiyoruz. Biz size ne anlatırsak anlatalım sizin hükmünüz belli. Biz madem üst yönetimdeki kişileri burada göremedik, buradaki sanıkların, 'Olası kast' suçundan ceza alıp cezaevine gitmelerini istiyoruz. Yoksa siz bu insanların kamuda çalışmalarına vesile olmuş olacaksınız.

"ALDIĞI PARAYA KAN BULAŞTI"

Kazada hayatını kaybeden Oğuz Arda Sel'ın dedesi de “Burada yakasına yapışmak istiyorum. Genel müdürün buraya gelmesini talep ediyorum. Ben ayakta duramıyorum. O genel müdürün aldığı paralara kan bulaştı. En ağır cezaları almalarını talep ediyorum" diye konuştu.

"TEK TALEBİM KELEPÇELENMELERİ"

Kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarından Zeliha Bilgin ise şöyle konuştu:

Bu işini bilmezlerin burada gözümün önünde kelepçe vurularak götürülmesin istiyorum ben. Ben bir gece 1 morgda 4 cenazemi gördüm. 1 saat önce görüşürüz demişlerdi. Yeğenim aylarca yoğun bakımda kaldı, annesinin öldüğünü 2 ay sonra öğrendi. Bizi anladığınızı düşünüyorum. Ben evladımı birileri işini yapamadığı için ölsün diye büyütmedim. Tek talebim bunların benim gözümün önünde kelepçeyle alıp götürülmesi.