Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adalet Bakanlığı'nın yerel seçimlerden iki gün önce Van Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen adayı Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının iadesine itiraz ettiğini ve bu nedenle Zeydan'ın seçildiği halde başkanlık görevini alamadığını açıkladı.

Yüksek Seçim Kurulu ise DEM Parti adayı seçilmemiş kabul edildiğinden yerine AKP adayını atama kararı aldı.

DEM Parti eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan, ve Tülay Hatimoğulları, Van'da yaşanalarla ilgili basın açıklaması yapttı. Hatimoğulları, "Mazbata Abdullah Zeydan'a verilmezse, YSK hukuksuzluğa imza atmış olacaktır" dedi.

Karara tepki gösteren Bakırhan, ise "Adalet Bakanlığı eliyle birlikte bu irade gasbedilmeye çalışılmıştır. Bu hile değil de nedir? Kürt iradesine düşmanlıktan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini tekrar ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"BU HEZİMENTİN İNTİKAMIDIR"

"Van'da 14 belediyenin tamamını alan, Türkiye'de neredeyse eşi benzeri olmayan bir başarı sağlanmıştır." diyen Hatimoğulları  şunları söyledi:

"Bu başarıyı hazmetmeyenler, bu başarının elde edileceğini bilerek bu kumpası evveliyatında hazırladığına kanaat getiriyoruz. Başvurusu yapılmış, bütün denetim süreçlerinden geçmiş, hiçbir şekilde itiraz edilmemiş ve adaylığı onanmış olan sevgili Abdullah Zeydan'ın seçimlere 48 saat kala, cuma akşamı 5'e 5 kala bu konu gündeme getiriliyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir, asla kabul etmeyeceğiz.

Erdoğan seçim hezimetinden sonra halkın iradesine saygı duyacağını açıklamıştır. Bu halk Kürt olunca, Van halkı olunca iradeye saygı göstermeyeceklerini bir kez daha gördük. Sözünüzün arkasında durun, halkın iradesine saygı gösterin. Halkın iradesine nerede olursa olsun eşit şekilde sahip çıkılıp, karar verilmelidir.

Kayyım rejiminin bir başka versiyonu olan bu yöntemlere izin vermedik vermeyeceğiz. Yarın MYK'mızı Van'da topluyoruz. İktidar bir hezimet yaşamıştır bu seçimlerde. Bu hezimetin intikamını DEM Partililerden almaya kalkışırsa büyük yanılır .Bizler itirazlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu itirazın hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini paylaşıyoruz."