Denizcilerin yiyecekleri bittiğinde endişelenmeleri gereken tek şey açlık değildi çünkü fırtınalar, teknik aksaklıklar ve beklenmedik hava koşulları nedeniyle geminin rotası her zaman planlandığı gibi gitmeyebilir. Bu durumda denizcilerin yiyecek stokları hızla tükenebilirdi fakat denizcilerin aç kalmaları durumunda bile, balık yakalayıp yemek yerine genellikle balıkları tekrar denize atmak zorunda kaldıkları bir gerçektir. Peki, neden denizciler aç kalsalar dahi o balığı yemeyi reddederdi?
DENİZCİLERİN EN BÜYÜK KORKUSU ZEHİRLİ BALIKLAR
Keşifler dönemi denizcileri, okyanuslarda yakaladıkları balıkları çoğunlukla yememeyi tercih ederdi ve bu durumun ardında denizcilerin balıkların zehirli olabileceğine dair eski inançları yatıyordu aynı zamanda bazı balık türleri gerçekten de tehlikeliydi. Örneğin, Antonio Pigafetta, 16. yüzyılda yaptığı seyahatte gemi mürettebatının çok miktarda balık yakaladığını ancak hiçbirini yemediğini not etmişti. Pigafetta, aynı dönemde 40 denizcinin balık nedeniyle hayatını kaybettiğine de değinir.
İSPANYOL DENİZCİLER BALIĞIN ÜZERİNE GÜMÜŞ PARA KOYUYORDU
Denizciler, balıkların zehirli olup olmadığını anlamanın bir yolunu bulmaya çalışmışlardı ve İspanyol denizcileri, yakaladıkları balığın üzerine gümüş para koyarlardı. Bu durumda eğer para rengi değişirse, balığın zehirli olduğu düşünülür ve o balık denize atılırdı. Farklı denizciler ise balıkları güverteye koyup, üzerine sineklerin gelip gelmediğini gözlemlerdi. Balığın üzerine böcekler konmazsa, zehirli olduğu anlamına gelirdi fakat böcekler balığın üzerine gelirse bu balığın yenilebilir olduğu düşünülürdü.