Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıl dönümü nedeniyle Atatürk Üniversitesi Kriz Yönetim Merkezi Koordinatörlüğü tarafından '6 Şubat Depremlerinde Atatürk Üniversitesi' konulu çalıştay düzenlendi.

Kriz Yönetim Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Ayhan Doğan'ın başkanlık ettiği çalıştayda yaptıkları çalışmaları anlatan Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin 1939'daki 7.9 büyüklüğündeki Erzincan depreminden sonra ikinci büyük depremler olduğunu bildirdi.

"YER KABUĞUNDA KIRILMA MEYDANA GELDİ"

AFAD'ın her yıl ülke genelinde 25 bin depremi rapor ettiğini belirten Doç. Dr. Özer, "Fakat Kahramanmaraş depremlerinden sonra son bir yılda sadece Kahramanmaraş çevresinde 50 bin deprem meydana geldi. Özellikle bölgedeki son 120 yıllık deprem aktivitesini izlediğimiz zaman Kahramanmaraş ve çevresinde 4'ten büyük sadece 400 deprem vardı. Son bir yılda maalesef 50 binden fazla deprem meydana geldi. Bu da yaklaşık 400 kilometrelik yer kabuğunda bir kırılmayı oluşturdu Doğu Anadolu Fay Zonunda. İkinci depremde de yaklaşık 200 kilometrelik bir kırık meydana geldi. Artçı şokların bu hacimdeki bir depremden sonra bir süre sürmesi beklenir. Şu an 1 yıl oldu artık şoklar hala bölgede devam ediyor. Bir süre daha devam edecek" dedi. 

"KOLONDAN TENCERE ÇIKTI"

Deprem bölgesinde hasar tespit çalışmasının yanı sıra bilirkişi olarak görev yaptıklarını belirten Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Kılıç da yıkılan binalarla ilgili ön rapor hazırladıkların, yıkılan binalardan karot, donatı numuneleri aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Yaptığımız incelemeler sırasında kolonların içerisinden tencere çıktığını gördük. Bölgede yapılan hatalar çok fazla. Gerekli kurallara, yönetmeliklere hiç uyulmamış. Biz inşaatlarda kullanılan etriyelerin kancalı olmasını istiyoruz. İncelediğimiz binalarda bakıyoruz etriyelerde kanca yok, usulüne uygun yapılmamış. Beton kapasitesine bakıyoruz. Beton içerisinde büyük taşlar, kaya diyebileceğimiz taşlar mevcut. Yapı stokumuz eski. Bunların kentsel dönüşümle dönüştürülmesi için devletimiz önemli adımlar attı. Bu sadece devletle olacak değil. Vatandaşımızın da taşın altına elini koyması gerektiğini düşünüyorum."