Erzincan İdare Mahkemesi, Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde Tagar Çayı üzerinde planlanan HES kapasite artışı projesine verilen “ÇED Olumlu” kararını durdurdu. Mahkeme, bilirkişi raporları doğrultusunda projede ekosistemi, kültürel mirası ve yerleşim alanlarını tehdit eden ciddi bilimsel ve hukuki eksiklikler bulunduğuna hükmetti.

ÇED’DEN ÖNCE İNŞAATA BAŞLANDIĞI İDDİASI

Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde Tagar Çayı üzerinde Er İdare Turizm İnşaat Gıda Temizlik Hizmetleri A.Ş. tarafından planlanan “Çemişgezek Regülatörü ve HES Kapasite Artışı Projesi”ne karşı açılan davada önemli bir karar çıktı. Nurcan Özgül ile birlikte Çemişgezek Çevre Köyleri Kültür ve Dayanışma Derneği ve yurttaşların açtığı davada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 5 Şubat 2025 tarihli “ÇED Olumlu” kararı mahkeme tarafından hukuka aykırı bulundu. Davacılar, projeye ilişkin ÇED olumlu kararı verilmeden çok önce inşaat faaliyetlerine başlandığını, bunun açık bir mevzuat ihlali olduğunu vurguladı.

“CAN SUYU YANLIŞ HESAPLANDI, EKOSİSTEM TEHLİKEDE”

Mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarında, HES projesinin çevresel akış (can suyu) hesaplamalarının bilimsel olmadığı ortaya kondu. Rapora göre, çevresel akış hesapları, proje alanı dışındaki kesitlere göre yapıldı, yanlış Akım Gözlem İstasyonları (AGİ) verileri kullanıldı, mevsimsel akış rejimleri dikkate alınmadı, yetersiz can suyu nedeniyle balık popülasyonları ve sucul yaşamın ciddi risk altında olduğu belirtildi. Balık geçidinin ise işlevsiz ve hatalı inşa edildiği, bu durumun ekosistemi zincirleme biçimde olumsuz etkileyeceği kaydedildi.

YABAN HAYATI VE TARIM ALANLARI YOK SAYILDI

Bilirkişi raporunda, 840 metre uzunluğundaki su iletim kanalının, başta yaban keçileri olmak üzere birçok hayvanın suya erişimini engellediği vurgulandı. Ziraat mühendisliği değerlendirmesinde ise; tarım arazilerinin projeden nasıl etkileneceğinin belirsiz olduğu, sulama ihtiyacının karşılanıp karşılanamayacağına dair veri bulunmadığı, hayvanların suya erişimine ilişkin hiçbir planlama yapılmadığı ifade edildi. Raporda en dikkat çekici başlıklardan biri de kültürel miras oldu. Proje alanının hemen yanında bulunan ve 2863 sayılı yasa kapsamında tescilli Yusuf Ziya Paşa (Tagar) Köprüsü’nün, kapasite artışıyla birlikte ciddi zarar görme riski taşıdığı belirtildi. Bilirkişilere göre; santral binası tarihi dokuya uyumsuz, artan basınçlı su, köprü ayaklarına zarar verebilir, köprünün korunmasına dair ÇED raporunda hiçbir somut önlem yer almıyor.

MAHKEME: HUKUKA AÇIKÇA AYKIRI

Jeoloji ve hidrojeoloji uzmanları, ÇED raporundaki zemin ve taşıma gücü hesaplarının sahaya özgü hiçbir deney ve ölçüme dayanmadığını ortaya koydu. Raporda yer alan değerlendirmelerin, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne aykırı olduğu; yeraltı suyu, geçirgenlik ve formasyon özelliklerinin yanlış sınıflandırıldığı tespit edildi. Erzincan İdare Mahkemesi, bilirkişi raporlarını esas alarak verdiği kararda; projenin: şehircilik ilkelerine, çevre mevzuatına, bilimsel ve teknik gerekliliklere, kültürel mirasın korunmasına, aykırı olduğunu belirtti. Mahkeme, projenin uygulanması halinde “telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceğine” hükmederek yürütmenin durdurulmasına oybirliğiyle karar verdi. Karara itiraz yolu da kapalı.