Doğum günü kutlamalarının nerede, nasıl ve kimlerle yapıldığı pek önemli olmasa da, çoğu etkinlikte günü taçlandırmak için bir pasta bulunur. "Doğum günün kutlu olsun" şarkısının ardından, dilek tutulur ve mumlar üflenir. Ancak, anlamı birçok kişi tarafından bilinmeyen bu ritüelin, numerolog Pitty tarafından yapılmaması önerilmektedir.

"Ateş, hayatınızı arındırmaya yardımcı olan en önemli dört elementten biridir. Ateşi hayatınızda nasıl kullanacağınızı bilmek büyük önem taşır." şeklinde başlayan video, numerologun ateşin yolları açma ve arındırma üzerindeki etkilerini anlattığı bir açıklamayla devam etti. 

Uzman, mumları üflerken ateşin rolü ve nasıl kullanılacağı hakkında şunları ifade etti: 

“Doğum gününüzde mumu yakmak ve üflemek, dileklerinizi açıkça dile getirmeniz, gerçek olmayacaktır çünkü ateşin yıkıcı ve yollar açıcı bir anlamı vardır. Ancak hayallerinizi gerçekleştirme anlamına gelmez. Doğum günü dileklerinizi ateşten değil, sizi olumsuz etkileyen her şeyin yıl boyunca sizden alınmasını istemelisiniz."

Tezahürün anahtar unsuru olarak suyu vurgulayan sayı uzmanı, güneşe yönelmenin önemine de değindi. Uzman, “Güneşe döndüğünüzde yapmanız gereken şey, sabahın erken saatlerinde bir bardak suya dileklerinizi içtenlikle dilemek olacaktır. Her doğum gününüzde üflediğiniz o meşhur dilekleri, suyun içine koyarak, en derin dileklerinizi ifade etmelisiniz” şeklinde yorum yaptı.

Numerolog sözlerine şu şekilde devam etti: "Elinizi su bardağının üzerine koyun ve yeni doğuşun gelişini ne kadar çok istediğinizi ilan edin. Bir daha asla doğum günü dileklerinizi ateşin ortasında dile getirip ona üfleme."

Doğum günü mumlarını üflemenin gerçek kökeni

Mum üfleme ritüelinin kökeni, antik medeniyetlere kadar uzanır. Antik Yunan'da, mumların tanrılarla doğrudan bağlantısı olduğuna inanılırdı ve tapınaklarda adak olarak yakılırdı. Bazı rivayetlere göre ise Yunanlılar, tanrıların doğum günlerinde mum yakıp, üflerken dileklerde bulunurlardı. 

Antik Roma'da ise doğum günü kutlamaları, özellikle üst sınıflar için önemli birer etkinlikti. Mumların koruyucu güçlere sahip olduğuna inanılır ve bu nedenle doğum günlerinde yakılarak tanrıların korunması sağlanmaya çalışılırdı. Hıristiyanlıkla birlikte ise doğum günlerinde mum yakma geleneği, koruyucu azizlerin kutlanmasıyla birleşti. Katolik Kilisesi, belirli bir azizin bayram gününde onu onurlandırmak ve korumasını istemek amacıyla "aziz mumları" fikrini ortaya attı.